Tarihin en anlamlı iyilik hareketlerinden birine, Hılfu’l Fudul adı verilmiştir.
Hılfu’l Fudul; erdemliler dayanışması, erdemliler topluluğu demektir.
Bu topluluğun kuruluş hikayesi de, oldukça ilginçtir…
Peygamberimiz’e henüz vahiy gelmemişti. Mekke’de bir kaos ortamı vardı. Yağmacılık ve haksızlık âdet haline gelmişti. Kuvvetli aileler kendilerini koruyabiliyor, zayıflar ise eziliyordu.
Rivayete göre, Hanzala isimli bir şair vardı. Mekke’de güpegündüz herkesin önünde mallarına el konulmuş, kendisiyle alay edilmiş, hiç kimse de müdahale edememişti. Yemenli başka bir tüccar da aynı haksızlığa uğramış, Mekke’deki Ebu Kubeys dağına çıkarak:
“Ey Mekkeliler! Hakkımızı alacak bir yürek yok mu?” diye bağırmıştı.
Mekke’deki bu haksızlığı gören Peygamberimiz, daha fazla tahammül edemedi. Bir gün amcası Zübeyr’e gidip, bir şeyler yapılması gerektiğini söyledi.
Allah Rasulü, o dönemde henüz gençlik dönemindeydi. Amcasının da desteğiyle, Abdullah bin Cudan’ın evinde bir toplantı tertip edildi. Mekke’nin ileri gelenlerinin de bulunduğu toplantıda, Hz. Muhammed şunları söyledi:
“Yerli, yabancı, hür veya köle kim olursa olsun!
Mekke dolaylarında haksızlığa uğrayan herkesi korumak, kollamak ve hakkını zalimlerden alıp iade etmek üzere ittifak yapalım. Bir grup oluşturalım. Zayıf ve güçsüz olanları kurtaralım.”
Efendimiz’in etkili konuşması karşılık buldu. Yenilen yemeğin ardından, verilen karar şuydu:
“Allah’a yemin ederiz ki, hepimiz mazlum ile birlikte; zalim, mazlumun hakkını verinceye kadar bir el gibi olacağız. Buradaki topluluk, Hira ve Sabir tepeleri yerinde durdukça, sözlerine bağlı kalacaklar.”
Başta Allah Rasulü olmak üzere, erdemli ve yürekli insanlardan oluşan bu topluluk, daima haksızlığa uğrayanların ve güçsüzlerin yanında oldu. Erdemliler cemiyeti, sivil bir topluluk olarak, artık mazlumun sığındığı kapı ve umuduydu. Yaşanan şu hadise de, bunun apaçık bir örneği oldu:
Sumale kabilesinden bir tacir, Mekke reislerinden Ubey b. Halef’e, getirdiği ürünlerden satar. Ancak Ubey, üzerinde anlaştıkları bedeli tacire ödemez. Erdemliler topluluğuna başvuran adama:
“Şimdi sen hemen Ubey’e git ve ona Erdemliler’den geldiğini, ödemeyi derhal yapmazsa bizim gelişimizi beklemesini söyle!” derler. Bu haber Ubey’e ulaşınca, vakit geçirmeden tacirin parasını öder.
Yıllar sonra Hz. Peygamber, bu topluluktan bahsederken şöyle der:
“Ben bugün böyle bir antlaşmaya davet edilsem, böyle bir dayanışmaya davet edilsem, hiç tereddüt etmeden kabul ederim.”