İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
İmsak04:04 Güneş05:47 Öğle13:06 İkindi16:59 Akşam20:15 Yatsı21:50
Hava - Hava durumuAçık 16°C Nem %36
Türkçe
10 Zilka'de 1446 8 Mayıs 2025 Perşembe
10 Zilka'de 1446
İMSAK GÜNEŞ İŞRAK ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI
04:04 05:47 06:32 13:06 16:59 20:15 21:50
Giriş Yap

15.02.1997 - Sevginin Önemi ve Sevmeyi Öğrenme

Konferanslar

Rabbimiz, yaradanımız, mevlâmız, alemlerin rabbi Allah-u Teâlâ Hazretleri'ne sonsuz hamd ü senâlar olsun. Hadsiz hesapsız nimetlerine mazharız. Lütuflarına gark olmuş durumdayız. Nimetlerini saymağa kalksak tüketemeyiz sayıyı, sonuca ulaşamayız.

Allah-u Teâlâ Hazretleri nimetlerini üzerimizde dâim eylesin. Hatâlarımızdan, kusurlarımızdan dolayı bizi cezalandırmasın. Nimetleri üzerimizden almasın. Bizi izzetten sonra zillete, kabulden sonra redde, hidâyetten sonra dalâlete düşürmesin. Yolunda dâim, ibadetinde müdâvim eylesin. Sevdiği kul olmayı nasip eylesin, cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin.

Geçtiğimiz senelerde müteaddit yerlerde güzel toplantılar yaptık, güzel sonuçlar aldık. Bunların hasreti ve ağzımızda tadı kaldığı için, bu günlerde burada bu toplantıyı tertiplemiş bulunuyoruz.

Radyomuzun yöneticilerine ve sizlere burada teşekkür etmek istiyorum. Çünkü radyomuz gerçekten Türkiye'de, dolayısıyla dünyada sayılı, başarılı radyolardan birisi olmuştur. Önde gelen, dereceye giren radyolardan birisi olmuştur. İlim, irfan, edeb, bilgi yönünden çok zengin muhtevalı bir radyo olmuştur. Bir dinleyen bir daha kendisini ondan ayıramaz olmuştur, hayranı olmuştur, aşıkı olmuştur, bendesi olmuştur, bendegânı arasına girmiştir; istemeye istemeye söyleyeyim Akrakolik olmuştur. O çeşit kelimeler kullanmak istemiyorum ama biraz da tatlı oluyor. Bazıları böyle demişler, "Ben Akrakolik oldum!" filân demişler.

Ben de arabayla yolda giderken, fırsat oluyor dinliyorum, çok hoşuma gidiyor. Çok tatlı zaman geçiyor, çok bilgileniyor insan, güzel oluyor. Eğitim için çok güzel bir araç. O kadar güzel bir araç ki, hanıma mutfakta arkadaş oluyor, şoföre yolda arkadaş oluyor, işçiye atölyesinde arkadaş oluyor, sokakta yürüyen insana arkadaş oluyor. Yani bir radyosu olsa, kulağına kulaklığını taksa, belinde de cihaz olsa, Akra'yı dinlese, yetiyor artıyor, dünyalar onun oluyor.

Bu bir başarı, gerçekten başarı, bizim dışımızdaki insanların da ifade ettiği bir başarı.Hani, kuzguna yavrusu şirin görünürmüş. Halbuki kuzgun, karga, güzel değil ama, yavrusu olduğu için güzel görünürmüş. Herkes kendisinin olan şeyi severmiş. Bu öyle değil. Ben kendi hislerimizi tarafgirâne olabilir diye çok önemli görmüyorum, bizim dışımızdaki insanların duygularını önemli görüyorum. Bizim dışımızdaki insanlardan bir algılama, bir duyum, bir rivayet kulağıma geldiği zaman, o önemli oluyor.

Hiç bizimle ilgisi irtibatı olmayan çok insanların radyomuzu dinlediğini öğreniyoruz, sevdiğini öğreniyoruz.

Çok şükür.

Allah şükrettikçe nimeti arttırırmış, onun için nimeti söyleyip de şükretmek için bunları söylüyorum. Bütün ilgililere ve sizlere teşekkür ediyorum. Çünkü, çocukluğumdan beri bir yazı dikkatimi çekerdi. Eskiden dükkânlarda: "Müşteri velînimetimdir." diye yazardı. Dükkâna gelen kimse velînimeti, minnettar olduğu, kendisine nimet veren muhterem bir kişi diye yazardı eskiden. "Müşteri velînimetimdir." diye dükkanlarda. Biz de öyle, dinleyicileri velînimet olarak görüyoruz.

Peygamber Efendimiz'in hadis-i şerifini de hatırlatıyor: "Kapınızdaki sâil, istekli, bir şey isteyen, 'Bana Allah rızası için şunu ver, bunu ver!' diyen kimse, Allah'ın size hediyesidir." diyor Peygamber Efendimiz. Çünkü siz ona bir şey verince sevap kazanıyorsunuz, sevap kazanma imkânı kapınıza kadar gelmiş oluyor.

O halde meseleleri biraz bu gözle bakarsak incelersek, radyo büyük bir nimet oldu bizim için. Ben de çok mutluyum, çok memnunum, çok mes'udum, yani Es’ad’ım. Es’ad çok mes’ud demek arapça da. Çok mutluyum, çünkü bir camide hitab ederken, bir şehirde hitab etmekten, bir ülkeye hitab etmekten öte, kıtalara hitab eder bir hale geldik. Bir de bunlar bantlarla zaman içinde de uzayıp gidecek; biz kara toprağın altına geçtikten sonra belki bunlar dinlenecek. Belki de bir sâhib-dilin eline geçer de kulağına gelirse rahmetle anılmamıza vesîle olacak diye seviniyorum. Bir eser kalmış oluyor şu dünyada, şu gök kubbenin altında bizden eser kalmış oluyor.

Demek ki vaazlarımız, konuşmalarımız, nasihatlerimiz, bilgilerimiz bir çok kimsenin kulağına, kulağından gönlüne gidiyor. Gönlünden de hareketlerine intikal ederse, hayra delâlet eden hayrı işlemiş gibi sevap kazandığından, siz de kazanacaksınız, biz de kazanacağız. Oh oh, ne büyük kâr diye seviniyorum. Büyük bir kâr olduğu için.

Yâni farkına varmadan Allah bizi dünyaya hitab eden bir zümre haline getirdi.Yani sıradan bir zümre olmadan çıktık, uluslarası, küresel bir zümre haline geldik. Onu hatırlatmak istiyorum.

Sevgi ve kaynaşma derken, öyle sevgi içinde olmalıyız, öyle kaynaşmalıyız ki, uluslarası, küresel hizmetlerimizi, alın akıyla, başarıyla, seviyeli, üstün seviyeli olarak, mükemmel olarak yapabilelim.

Bunun için de gerekli uzman kişilere sahibiz. Hepiniz kendi sahanızda sanıyorum uzmansınız, doçentsiniz, profesörsünüz, doktorsunuz, başarılı bir işadamısınız. Gençlerimiz var; üniversiteyi bitirmiş, mastır yapıyor, doktora yapıyor. Cıvıl cıvıl kadromuz var, hepsi de çok güzel bir şekilde, memnuniyet verici bir durum.

Biliyorsunuz sağlam kafa sağlam vücutta bulunur gibi sözler var. Sağlam bir toplum, sağlam insanlardan teşekkül eder. Sağlam insan olmak için de bir bölümü, kişisel bölümüdür. Kişinin sağlam yetişmesi, huzurlu olması, ahlâklı olması, bilgili olması, edepli olması gibi şeyler.

Tabii, bunları siz sağlamışsınızdır, Allah razı olsun, Allah feyzinizi, ilminizi, irfanınızı çok eylesin.Güzel.

Peygamber Efendimiz diyor ki:

Ben ailesine en hayırlı olanınızım sizin. Nümûne-i imtisâlimiz, Peygamber-i Zîşânımız böyle diyor. O halde hanım sizden memnun olacak, gıyabınızda "Efendin nasıl?" denildiği zaman, "Allah razı olsun!" diyecek. Siz de hanımınızdan memnun olacaksınız. "Yâ sizin hanım nasıl?" deyince, "Allah razı olsun, melek gibi kadın." diyeceksiniz. Bu hale ayarlayın kendinizi. Bu önemli, Sevgi ve Kaynaşma Günleri'nde önemli bir husus.

Kavgaların ve ihtilâfların neden çıktığı hemen anlaşılır. On yıldır beraber yaşıyor adam;bu ilk birkaç ayda anlaşılır, bey neye kızıyor, hanım neye kızıyor, kavga neden çıkıyor, hep aynı sebeplerden çıkar. Ev kavgaları tekerrür eder. Tarih tekerrürden ibarettir, tekerrür eder. İşte onlara düşmezsiniz, sabredersiniz, dilinizi tutarsınız, tatlı konuşursunuz.

Biliyorsunuz yalan İslâm'da üç yerde caiz. Birisi, karı koca arasında yalan caiz. Bu ne demek? Karısına diyecek ki:

Vallahi ben senin kadar güzel kadın görmedim, sen dünyanın en güzel kadınısın!

Değil. Değil ama, diyebilir. Neden? Kadınla koca arasındaki yalan câiz de ondan; aile muhabbeti için. Tabii o içinden, "Benim nazarımda böyle, nikâhımdan dolayı böyle." filân diyebilir.

Lütfen aile muhabbetini onaralım. Bizim kardeşlerimizin aileleri nümûne aileler olsun, muhabbet nümûnesi aileler olsun.

Güzel misal de vereyim: İhvânımızdan birisi vefat etmişti; nur içinde yatsın, kabri cennet bahçesi olsun, ruhu şâd olsun. Hanımı demişti ki:

Elli-altmış yıldır karı kocayız, bir tek kelime ile birbirimizi incitmedik.

Bu da güzel misâl, bu da tam dervişâne İslâmî misal. Elli altmış yıl beraber yaşayıp da birbirini incitmemek, birbirini azarlamamak, birbirine sert muamele yapmamak; bu da güzel bir misâl. Lütfen bu aile muhabbetini sağlayın!

Dışa karşı iyi, fedâkâr, cömert, tatlı, sevimli, sabırlı; ailede, içte, kapıdan girdikten sonra gaddar, zalim, bilmem vs. vs. Olmaz, bir insan her yerde aynı olmalı! Hanımına karşı da, çocuğuna karşı da falan.

İkinci bir rica edeceğim husus, yani bu sevgi ve kaynaşma günleri münasebetiyle lütfen çocuklarınıza vakit ayırın! Bakın bir çocuğun kişiliği altı yaşına kadar gelişiyor, bitiyor. Ondan sonraki onun sonuçları oluyor.

Lütfen çocuklarınıza sevgi gösterin; baba olarak sevgi gösterin, hanım dinleyiciler anne olarak sevgi göstersinler! Annenin sevgisi, çocuğa sevgiyi öğretmek demek. Bazı insanlar sevgiyi bilmiyorlar. Sevgi nasıl bir şey acaba, yenilir mi içilir mi, metreyle mi satılır, kilo ile okka ile mi satılır, tane tane midir, nasıl bir şeydir? Sevgiden haberi yok, sevmeyi bilmiyor. Sevmeyi öğrenmek lâzım!

Sevmeyi ilk önce anne çocuğuna öğretir, severek öğretir. Bebek sevgiden anlar. Bebeğin yanağını sıkarsın, öpersin, hoplatırsan, şaka yaparsın, çocuk sevildiğini anlar. Ve bu ona ilerde iyi bir insan olması için bir öğretidir. O ilerde dindar bir çocuk olacak. Neden? Annesi çok sevgi gösterirdi, sevmeyi biliyor. Allah'ı da sevmeyi öğrenecek. Annesini sevmekten Allah'ı sevmeyi öğrenecek.

Lütfen anneler çocuklarınızı sevin! Lütfen azarlamayın, lütfen yanınızdan kovmayın!

Sevgi göstereceksiniz! Sevgi çocuğu daha iyi terbiye ediyor, takdir daha iyi terbiye ediyor. Tekdir de olur. Tekdir de eksi işaretli bir sevgidir.

Aaa, bu güzel olmadı, bunu yapma evlâdım bir daha! Geçen gün şöyle yapmıştın, ne kadar güzeldi." dedin mi, tekdir de bir çeşit sevgi olur, takdir de bir çeşit sevgi olur.

Lütfen çocuklarınıza vakit ayırın!

Hocam benim işim çok!

Ben onu bilmem, işlerinden bir tanesi de çocuğuna vakit ayırmaktır. İki saat, üç saat mi çocuğuna vakit ayıracaksın!

Birisi diyor ki Avustralya da bu.

Hocam falanca kimseyi gözlemledim diyor; iki saat çocuğuyla ciddî ciddî ilgilendi, diyor.

Çocuğunuza zaman ayırın bir. Hanımınıza zaman ayırın iki. Veya hanımsanız beyinize zaman ayırın.

Lütfen sevgi ve kaynaşmayı aileden başlatalım!

Ondan sonra, biz cennet yolunda yürüyen, Allah'ın rızasını kazanmaya çalışan mânevî bir zümreyiz, bir tasavvufî zümreyiz. Onun için bizim de birbirimizle kardeşliğimiz ahiret kardeşliğidir, mühim bir kardeşliktir. Hattâ kendi kan kardeşimiz mü'min değilse, kan kardeşliğinden de öncedir bu tasavvufî kardeşlik, uhuvvet dediğimiz şey ve çok sevaplıdır. Bir insanın Allah rızası için bir kimseyi sevmesi ibadettir, çok sevap kazandırıcı bir ibadetir.

Lütfen birbirinizi sevin!

Lütfen birbirinizi ziyaret edin! Kalkın Adana'ya gidin, Maraş'a gidin, Erzurum'a gidin, Edirne'ye gidin, Bursa'ya gidin. Çanakkale'ye gelin bizim memlekete. Neyse yâni lütfen birbirinizi Allah için sevin ve ziyaret edin!

Hocam seveceğim ama, herifin bir sürü kusuru var.

Tamam, dikensiz gül olmaz, senin de kusurun var; kusurlarına rağmen seveceksin! Müslüman olduğu için seveceksin, ihvân olduğu için seveceksin ve kusurlarını münâsib bir şekilde düzeltmeğe çalışacaksın.

Binâenaleyh kendi aranızda lütfen tasavvufu anlayın, anlatın, öğretin, birbirinizi sevin, kusurlarınızı da söyleyin.

Kardeşim böyle kalkılmaz, böyle yatılmaz. Böyle oturulmaz, böyle konuşulmaz. Yok, bu ayıp oldu, yanlış oldu. Hadis-i şerifte şöyle buyrulmuş. Aman gıybet etme, aman sözüne dikkat et, böyle hitab edilmez! Aman elini cebine sokma.

Bunlar küçük şeylerdir ama. Bunları hoca öğretmez insana, kardeş kardeşe öğretir. Ağabeyler şeye öğretir, O ona anlatacak, bilmediği şeyleri öğretmesi lazım.

Yâni tasavvufî mânâda, mânevî yolumuzdaki sevgi ve kaynaşmayı da temennî ediyorum.

Ailedeki kaynaşmayı temennî ettim, tasavvufî yolumuzdaki muhabbet ve kaynaşmamızı tavsiye ettim; Lütfen not alın, lütfen bunlar için zaman ayırın!

Lütfen tepkilerinizi kontrol altına alın, kendimizin İslâm'ı temsil ettiğini bilelim, halkla kaynaşalım! Halka İslâm'ı sevdirmek için yolun, kendimizi sevdirmek olduğunu bilerek çareler düşünelim! Zorlayalım kendimizi! Bir kenara çekilip kendi başına yaşamak da kolaydır ama, lütfen zorlayalım kendimizi, bu kaynaşmayı da sağlayalım! Tanısın, korkulacak bir şey olmadığını anlasın; milletin içinde bir çatlaklık olmasın.

Bakın benim kendi çalışmalarım arasında, öne çıkarmak istiyorum, size hatırlatmak istiyorum Türkiye'de bir alevî-sünnî çatışması olmasın diye, alevilerle ilgili benim çeşitli yazılarım, kitaplarım, konuşmalarım oldu. Neden yapıyorum bunu? Bu çatışma olmasın diye. Mâdem onlar Hazret-i Ali Efendimiz'i seviyorlar, o halde birleşebiliriz diyorum. Bir müşterek nokta düşünüyorum, o müşterek noktada birleşmeye çalışıyorum.

Ama, ters tutunca işler bozuluyor, düzgün tarafından tutunca düzelebilir.

Onun için lütfen ictimâî sevgi ve kaynaşmayı sağlamak için vazife görün! Çimento gibi vazife görün, çakılları, kumları birleştirip bir beton set, sağlam bir duvar yapmak hususunda çalışın!

Açıkça bir daha söyleyeyim: İslâm'ı sevdirmek için neye mecbursunuz?

Kendinizi sevdirmeğe mecbursunuz. Kendinizi de sevdirmek için süslenmeğe mecbursunuz. Aynanın karşısına geçeceksiniz, taranacaksınız, dişlerinizi fırçalayacaksınız, cici elbiseler giyeceksiniz, takıp takıştıracaksınız bu bir, bu şekil.

Ondan sonra ne yapacaksınız? Güzel hareketlerde, davranışlarda bulanacaksınız. Bir hareket yapacaksınız ki herkes aaa diyecek hoşuna gidecek, beğenecek:

Aa, müslümanlar da böyle yapar mı?

Tabii ne sandın ya, böyle yapar. Peygamber Efendimiz de böyle yapmış.

Kendinizi sevdirerek ne yapacaksınız? İslâm'ı sevdireceksiniz. Allah aşkına, İslâm'ı sevdirmek için ne yapmanız lazım? Sevimli konuşmanız lâzım, sevimli davranmanız lâzım; sevdirecek işler, hayır, hasenat yapmanız lâzım!

Diyor ki Peygamber efendimiz ıstılaul marifi ila külli berrin ve facirun.

İyiye kötüye herkese iyilik yapmak diyor Peygamber Efendimiz, vazife olarak. İyiye iyilik yaparız da, kötüye de iyilik yapmak.

Sonra bizde bir şey vardır biliyorsunuz, kâfire de iyi niyetler besleriz,yani ne yaparız? Onun müslüman olmasını isteriz. Sevdik mi bir kâfiri deriz ki: "Allah hidayet nasib etsin, şu müslüman olsun da kurtulsun." deriz. Demek ki onun da iyiliğini istiyoruz, cennete girmesini istiyoruz.

Bunu anlatmamız lâzım; "Kardeşim ben seni seviyorum, ben senin kurtulmanı istiyorum, ben senin cennete girmeni istiyorum." dememiz lâzım!

Kardeşim ben seni seviyorum ben senin kurtulmanı istiyorum, ben senin cennete girmeni istiyorum, Burak’a binip havalar da uçmanı istiyorum, cennet nimetlerinden lop lop atıştırmanı istiyorum filan demek lazım. Yani kafire de söylenecek sözümüz var, kötüye de söylenecek sözümüz var.

Halkla İslâm'ı sevdirmek, kaynaştırmak için bir çalışma yapmak zorundayız aziz ve muhterem kardeşlerim.

Tabii bunların hepsinin temeli insanın kendisinin sevgiyi bilmesiyle olur. İnsanın sevgiyi bilmesi tasavvufla olur, zikirle olur. Zikr-i kesîrden, çok zikirden aşkullah, muhabbetullah, şevkullah hasıl olur, aşık olur insan.

Nasıl aşık olur?  Mevlânâ gibi aşık olur, Yunus Emre gibi aşık olur, Eşrefoğlu Rûmî gibi aşık olur. Ne diyor:

Ey Allah'ım beni senden ayırma,
Benin senin cemâlinden ayırma!
Balığın canı su içre diridir,
İlâhi balığı gölden ayırma!

Yâni suyun içindeki balık gibi, aşkullah muhabbetullah içinde canlı yaşayacağını söylüyor. Bu sadece birkaç kişiye mahsus değildir. Bizim tasavvuf tarihimizde tasavvuf büyüklerimizin işlediği en mühim konu nedir? En mühim konu nedir? Sevgi konusudur. Meselâ, Yunus Emre'nin divanını baştan sona okuyun, biraz da bıkarsınız; sevgi, sevgi, sevgi. Bıktıracak kadar sevgiyi işlemiştir.

Ben gelmedim da'vî için,
Benim işim sevi için,
Dostun evi gönüllerdir,
Gönüller yapmağa geldim.

Gönül yapmağa gelmiş, cihana gelmesinin sebebi gönül yapmakmış. Dostun evi kalpler olduğu için, gönüller olduğu için gönül yapmağa gelmiş. Öyle anlıyor hayatı, öyle çalışıyor. Sevgi;

Aşk imiş her ne var alemde,
İlm bir kıyl ü kal imiş ancak.

İlmi dedikodu sayıyor, falanca şöyle dedi falanca böyle dedi, mühim olan aşktır diyor. Aşk, yâni şiddetli sevgi.

Onun için, insanda bu sevginin hasıl olması lâzım! Bu sevgi hasıl oldu mu, Mevlânâ gibi olur insan, Yunus gibi olur.

Mevlânâ Hazretleri arkadaşlarıyla bir yerden geliyormuş, ak sakallı, heybetli, sarıklı, nurlu bir cemaat geliyor. Şu taraftan da bir papaz geliyormuş, bakmış, beğenmiş, heybetinin tesiri altında kalmış, secde etmiş, Mevlânâ Hazretleri'ne secde etmiş. Bizde kişiye secde edilmez ama onlar da var demek ki. Secde etmiş. Mevlânâ Hazretleri de ona secde etmiş. Papaz başını kaldırmış, bakmış, Mevlânâ Hazretleri secdede; tekrar secde etmiş. Mevlânâ Hazretleri tekrar secde etmiş. Adam hayran kalmış, şaşırmış, kelime-i şehâdet getirmiş, müslüman olmuş. Mevlânâ kendisine secde etti diye Müslüman olmuş.

Gelelim, olayı Mevlânâ Hazretleri'nin ağzından dinleyelim, anlayalım. Mevlânâ Hazretleri diyor ki:

Gayrimüslimin birisi Allah'ın çok sevdiği tevâzu sıfatında bizimle yarışmaya kalktı. Biz müslümanız, o gayrimüslim. Allah’ın çok sevdiği mütevazılık sıfatında bizimle yarışmaya kalktı, bize secde etti. Biz gayrimüslimden aşağı kalır mıyız, biz de onunla yarıştık diyor.

Meseleye bakış tarzına bak Mevlânâ Hazretleri'nin.

Onun için, tüm insanlara karşı sevgi ve kaynaşma vazifesini de hatırlattım.Tamam mı?. Şahsen sevgiyi bilmek, aşkullaha, muhabbetullaha nâil olmak; ailede sevgi ve kaynaşma, tasavvuf yolunda sevgi ve kaynaşma, ihvânın kaynaşması, toplumla köprüleri atmamak, sevgi ve kaynaşma.

Allah-u Teâlâ hepimizi sevdiği razı olduğu işleri işlemeye muvaffak eylesin.

Çeşitli hizmetleri güzel yapmak için işbirliğine ihtiyacımız var. Şimdi sizler kendi bölgelerinizde, kendi çevrenizde hayır yapabilirsiniz. Komşu vardır, dul vardır, yetim vardır efendim hayır yapabilirsiniz ama büyük ölçüde, büyük çaplı hayırları beraber yapalım, burada biriktirelim. Böyle uluslararası hayırları veyahut kendi ülkemizdeki efendim kendi büyük atılımlarımızı inşallah böyle beraber yapalım. Ben bunları kişilerin çalışmalarındaki eksikliklere bağlıyorum, çünkü canlı bir insan, heyecanlı bir insan, gayretli bir insan tek başına da olsa çevresinde bir oluşum meydana getirebiliyor, efendim bir hareket meydana getirebiliyor. Mali imkanıda topluyor, sağlıyor ve bir takım da hayırlı hizmetler yapıyor, yani aşka bağlı bu iş, aşka ve şevke bağlı. Aşk ve şevk olunca olabiliyor. Yani efendim biraz daha gayrete gelmenizi istiyoruz.

Hepinize teşekkür ediyoruz. Hepinizin dualarını bekliyoruz.

Es-Selâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh.

Diğer Kayıtlar
Başlık Eklenme Tarihi Paylaş Oku Ekle Süre Beğen
playlist play 00.00.1994 - İslamda Tasavvufun Önemi 31.10.2023 playlist oku playlist ekle 30 playlist like
playlist play 01.07.1994 - Hizmet Şuuru, Değişen Dünyada Üzerimize Düşen Görevler 29.11.2022 playlist oku playlist ekle 20 playlist like
playlist play 01.09.1997 - Doğru İnanç, Allah İnancı, Hayattaki Gayemiz 14.07.2023 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 01.12.1990 - Hayatımızın Gayesi ve Şuurlu Olmak, Kendini Yetiştirmek 31.10.2022 playlist oku playlist ekle 42 playlist like
playlist play 02.02.1993 - Peygamber Sevgisinin Gerekilikleri, 14.07.2023 playlist oku playlist ekle 39 playlist like
playlist play 02.08.1989 - Alim ve İlmin Önemi, İslama Hizmet, Şuurlu Olmak 31.10.2023 playlist oku playlist ekle 38 playlist like
playlist play 03.02.1992 - İslam ve Tasavvuf 14.07.2023 playlist oku playlist ekle 41 playlist like
playlist play 03.07.1994 - İslam Hizmetinin Önemi 31.10.2023 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 04.02.1992 - Zikrullahın Fazileti ve Çeşitleri 14.07.2023 playlist oku playlist ekle 40 playlist like
playlist play 04.07.1997 - Güzel Huyun Önemi, Tasavvuf 31.10.2023 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 05.01.1991 - Çalışma ve İcraatın Önemi 31.10.2023 playlist oku playlist ekle 39 playlist like
playlist play 05.02.1992 - Güzel Ahlakın Önemi, Tasavvufta Güzel Ahlak 31.10.2023 playlist oku playlist ekle 45 playlist like
playlist play 06.04.1995 - Dünyadaki Değişiklikler, İslamda Hizmet 31.10.2023 playlist oku playlist ekle 18 playlist like
playlist play 07.07.1994 - Kendini Geliştirmek, Hizmet Şuuru, Mesleki Yeterlilik, Bilim ve Teknoloji, Mimar Sinan 12.05.2023 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 07.11.1996 - Allahı Zikretmenin Önemi 31.10.2023 playlist oku playlist ekle 34 playlist like
playlist play 10.02.1981 - Hayatın Gayesi ve İmanın Önemi 31.10.2023 playlist oku playlist ekle 47 playlist like
playlist play 11.02.1992 - Din Nedir 25.10.2022 playlist oku playlist ekle 40 playlist like
playlist play 14.02.1997 - Hanımların Sosyal Hayattaki Rolü, İslamda Hizmette Kadınlar 31.10.2023 playlist oku playlist ekle 41 playlist like
playlist play 15.03.1997 - İslamda Sevginin Önemi 10.10.2022 playlist oku playlist ekle 46 playlist like
playlist play 16.05.1997 - Aşure Günü 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 16.06.1990 - Gençlere Tavsiyeler, Gençlik ve Allah Rızası, Hedef 31.10.2023 playlist oku playlist ekle 37 playlist like
playlist play 17.06.1998 - Doğru İnanç, Güzel Kulluk 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 33 playlist like
playlist play 19.12.1991 - Tebliğ Metodları, Yeni İctimai Çalışmalara Yönelmek 19.09.2023 playlist oku playlist ekle 15 playlist like
playlist play 20.08.1990 - Dini Eğitimin Önemi 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 22.12.1997 - Aile Eğitimi, İlmin Eğitimin Sevginin Önemi 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 33 playlist like
playlist play 23.04.1992 - Ümmetin Görevi, Hizmet, Peygamber Sevgisi 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 54 playlist like
playlist play 23.11.1995 - Hayatımızın Gayesi, Tasavvuf ve Nefis Terbiyesi 29.11.2022 playlist oku playlist ekle 36 playlist like
playlist play 23.12.1997 - Dinler Tarihi 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 47 playlist like
playlist play 25.09.1992 - Hizmet, İletişim, Medyanın Önemi 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 37 playlist like
playlist play 26.05.1990 - Hayatın Gayesi, Nefis Terbiyesi 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 30 playlist like
playlist play 26.12.1990 - İslam Dininin Önemi 05.01.2023 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 27.04.1993 - Hacı Bektaşı Veli ve Tasavvuf 28.11.2023 playlist oku playlist ekle 43 playlist like
playlist play 27.11.1992 - Üniversite Öğrencilerine Tavsiyeler, Değişen Dünya 13.12.2022 playlist oku playlist ekle 18 playlist like
playlist play 29.10.1992 - Değişen Dünya, Müslümanlara Düşen Vazifeler, Uyanık Olmak 16.01.2023 playlist oku playlist ekle 16 playlist like
playlist play 29.12.1992 - Tebliğ ve İrşad Çalışmaları 25.11.2022 playlist oku playlist ekle 21 playlist like
Kabe
Canlı Yayın
Şuan Canlı Yayın
Hadisler Deryası
AKRA CANLI
 / 
player image icon close icon
AKRA CANLI
Hadisler Deryası
Hadisler Deryası Add Icon volume up
 / 
Canlı Yayın
fast rewind
fast forward
Playlist
Bu özelliği kullanabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir
  
Fikrini Paylaş
TAAHHÜTNAME

Hazırlamış olduğum ve sitenize gönderdiğim/ teslim ettiğim, tamamen orjinal ve bana ait olan, projemin/görüntü veya kaydımın, AKRA MEDİA tarafından kendisine ait kablolu/karasal/uydu, şifreli/şifresiz, free/paralı TV, video, DVD, VCD,VHS ,radyo, kaset, sinema ve sair mevcut yada ortaya çıkacak her türlü İşaret, ses ve /veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve tüm internet siteleri ve sosyal medya platformlarında yayınlamasına, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, işleme hakkı ve temsil hakkının kullanılmasına süresiz olarak müsaade ediyorum.

Projemin/görüntü veya kaydımın, bant, CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player, dijital kayıt vb. tüm yollarla kayıt, çoğaltma ve dağıtım haklarını, bilişim veya iletişim ortamında görüntülenmesini, iletilmesini, okunmasını, izlenmesini, dinlenmesini vb. interaktif veya normal CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player vb. şekilde basılarak veya ses kayıtlarının metin haline getirilip kitap olarak piyasaya sunulmasını sağlayacak her türlü materyal üzerine kaydı ile çoğaltılması, kullanılması, işlenmesi, yeniden ve genişletilmiş şekilde sesli, yazılı ya da görüntülü yayın haklarını, bu suretle de çoğaltılarak kullanılması, dağıtılması, pazarlanması vb. fikri, mali ve manevi haklarımın tamamını, programda gerekli görülen değişiklikleri yapma haklarımı bila bedel olacak şekilde, AKRA.MEDİA sitesine ve bu site'nin yetkilisi ve sahiplerine devir ve temlik ettiğimi, beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Şehir Seçin
Close