“Teslimiyet özgürlüğün gardiyanı ve gelişmenin düşmanıdır.”
—John F. Kennedy
İtaatkâr rolünü benimseyen kişi, bencilce değer verdiği bir şeyi- güvenlik duygusu, koruma duygusu ya da terfi şansı gibi- elde etmek için başkalarının egemenliğine boyun eğer. Bu tür insanlar yukarıda zikredilen şeyleri (gerçek veya hayali) elde edebilmek için bunu özgürlükleri ile değişirler. İtaatkâr kişi veya “güçsüz kişi” çaresizlik sanatını öğrenmiş kişidir. Karakteristik özellikleri ise genellikle aşağılık, yetersizlik ve kızgınlık duygularının eşlik ettiği köleliği veya itaat etmeyi içerir. Bazen güçsüz kimseler, yaranma yoluyla güçlü kimseleri dolaylı olarak etkilerler. İşin garip yanı bazen, zeki olan güçsüz kimseler, vasıfsız güçlü kimseleri “kontrol” ederler. Bu yolla güçsüzler amaçlarına ulaşmada başarılı veya başarısız olabilirler.
Bazı durumlarda insanlar genellikle itaatkâr davranarak diğerle- rine egemen olurlar. Başka bir deyişle, insanlar farklı durumlarda rol değiştirebilirler. Örneğin, işyerinde itaatkâr, evde hâkim olabilirler veya çocuklarına hâkim, eşlerine itaatkâr olabilirler. Diğer zamanlarda ise makul davranabilirler.
Güçlü / güçsüz (baskıcı / itaatkâr) rolleri yaşamdaki sayısız ortam ve durumda oynanır ve bu da çok fazla zulüm ve acıya sebep olur. Mantıklı insanlar her iki rolde de bulunmazlar. Kendilerinin güçlü ve güçsüz hallerinin farkında olup bunlardan uzak dururlar. Bu eğilimlerin düşüncelerinde ve dolayısıyla davranışlarında tekrar tekrar ortaya çıkacağını fark ederler.
Katılmadığınız bir karara uyum sağlamanın itaatkâr bir davranış olmadığını bilin. Örneğin, eğer başka biri konuyu veya durumu sizden daha iyi biliyorsa ve siz de bu bilgiyi araştırma durumunda değilseniz veya bu konuda sizi farklı düşünmeye yönlendirecek az bir bilgiye sahip olsanız bile duruma uygun davranmak mantıklı olabilir. Herhangi bir durumda ve herhangi bir anda, benmerkezci olarak başkalarına boyun eğip eğmediğinizi veya rasyonelleştirip rasyonelleştirmediğinizi gözlemleyin. Kendini kandırma her zaman insan zihninde gizlenen bir düşmandır. Benmerkezci tabiatlı hükmeden ve itaatkâr düşünme her zaman, en azından bir dereceye kadar da olsa, kendini kandırma yoluyla kamufle edilir ve dolayısıyla akılda mantıklı olarak görünür.
Teslimiyetçi, itaatkâr bir yapının emrine girmekle bu eğilim artar. Bu eğiliminize hâkim olmak için başkalarıyla birlikteyken davranışınızı yakından gözlemleyin. Bir anlam ifade edip etmediğini düşünmeksizin başkalarına ayak uydurma eğiliminde misiniz? Bunu yaptığınız için öfke duyuyor musunuz? Başkalarının sizi kontrol ettiğini mi hissediyor- sunuz? Ancak teslimiyetçi düşünce ve davranışınızı, düşüncelerinizin önüne koyarak ona hükmedebilir ve değiştirebilirsiniz. Güçlü itaatkâr eğiliminiz varsa, onunla uzun ve zorlu bir mücadeleye hazırlıklı olun.
Bugün dikkat edeceğiniz şey: İtaatkârlık
İtaatkârlığın ayırt edici özelliklerinden biri yaşamda yaygın bir fenomen olan uygitsinciliktir. Bu nedenle uyma eğiliminde olduğunuzda davranışınıza yakından bakın. Başkalarına boyun eğen insanlar genellikle kızgınlık hissederler. “Kabul ettikten” sonra öfke duyuyor musunuz? İradeniz dışında başkalarına teslim olduğunuzda kendinizi yetersiz mi hissediyorsunuz yoksa sadece olumsuz düşünceler mi düşünüyorsunuz? Belki de küstah veya alaycı bir yorumda bulunuyorsunuzdur. Belki de pasif/agresif bir şekilde davranıyorsunuzdur. Başkalarını sizi kontrol ettikleri için suçlamayın; bunun yerine, bunu yapmalarına izin verdiğinizi fark edin ve itaatkâr olmayı nasıl durduracağınızı öğrenin. Başkalarının size ne zaman boyun eğdiğine de dikkat edin. Neyin peşinde olduklarını belirleyebilir misiniz? İtaatkâr davranışlarıyla istediklerini elde ediyorlar mı?
Mantıksız teslimiyetçilikten kaçınma stratejileri:
• Geçerli bir sebep olmaksızın başkalarına uyum sağladığınız durumları tespit ederek teslimiyetçi olduğunuz zamanları belirleyin. Bu teslimiyetçi halinizden dolayı büyük olasılıkla pişmanlık duyacaksınız. Ancak pişmanlığınızı gizli tutar ve açıkça direnemezsiniz. Ne söylemeniz bekleniyorsa içinizden gelmeyerek onu söylersiniz. Teslimiyetten sonra kendi hayal kırıklığınız için başkalarını suçlarsınız. Günlük yaşamınızda hangi düzeyde teslimiyetçi davranışlarınız oluyor? Neden teslimiyetçi davranıyorsunuz? Böyle davranmakla ne elde ediyorsunuz? Konuşursanız ve gerçekten ne düşündüğünüzü açıkça söylerseniz ne olacağını düşünüyorsunuz? Ne kaybedeceğinizi sanıyorsunuz?
• Geçmişte itaatkâr bir şekilde davrandığınız belirli durumları düşünün. Ne hissettiniz? Kızgın mı? Savunmacı mı? Asabi mi? Sinmiş mi?
• Teslimiyetçi davranış insanlar tarafından çoğunlukla fark edilmez. İnsanların çoğu hayatlarının bazı alanlarında teslimiyetçidir. Örneğin, çoğu insan, akran gruplarına, saçma kültürel gereksinimlere ve tabulara ya da insanları kendi çıkarlarına aykırı davranmaya sevk edebilecek yüksek sosyal statüye sahip otoritelere teslimiyetlerini fark etmez. Kendin olmak, kendin düşünmek, kendi hayatına hâkim olmak sizin için ne kadar önemli? Düşünün. Özgürlükte ısrar etmek sizi özgür yapmaz. Özgürlük; köleliğe, saçma toplumsal geleneklere, kurallara ve ideolojiye itaat etme boyutunu tanımakla başlar.
• Despot kişi gibi itaatkâr kişinin de başarılı veya başarısız olabileceğini fark edin. Başkalarına bencilce boyun eğdiğiniz sürece ne kadar “başarılısınız”? İtaat ederek istediğinizi elde edebiliyor musunuz? Kesin olarak elde ettiğiniz ne var? Ödül için ödediğiniz bedel nedir? Bu durumda kendinize veya başkalarına karşı ne ölçüde dürüstsünüz?
• Bir toplantıdayken veya biriyle karşılıklı konuşurken teslimiyetçi davrandığınız durumları fark edin. O anda çekinmeden konuşun. Olabildiğince makul olun ve tam olarak ne düşündüğünüzü söyleyin. Bunun sonucunda kazandığınız benlik saygısını hissedin.
• Hükmetme, teslimiyetçi veya makul olma seviyenizi belirlemek için davranışlarınızı genel olarak inceleyin. Yaşamın hangi alanlarında üstün olmaya yatkınsınız? Hangi alanlarında esir gibi davranıyorsunuz yani uysal ve itaatkârsınız? Hangi alanlarında makulsünüz? Zamanın yüzde kaçında baskıcı, teslimiyetçi veya mantıklısınız? Kendinizi kontrol etmek için kendinizi yakından gözlemeye ve incelemeye başlayın. Bunu yaptığınız zaman kazandığınız içsel bütünlük duygusuna belki de şaşıracaksınız.