Siyasetçiler, insanların refahıyla yakından ilgilendiklerine, eylemlerinin insanlara en iyi hizmeti sunmak olduğuna bizi inandırmaya çalışırlar. Başka bir ifadeyle siyasetçiler, kendilerini devlet adamı olarak sunarlar. Buna aldanmayın. Başkan Lyndon Johnson şöyle demişti: “Para, siyasetin besin kaynağıdır (anne sütüdür).” Satır aralarını okursanız, siyasette eylemin olduğu yerde kamu çıkarı endişesinin değil, sermaye sermayeyi korur prensibiyle paranın olduğunu kolayca görürsünüz. Haberlerden alınan şu örneğe bakalım:
Bilindiği gibi gıda üreticileri ve şeker endüstrisinin elde ettikleri menfaatler obezite ile mücadele programından zarar görecektir. Zira obezite onlardan, onlar obeziteden beslenmektedir. Buna benzer birçok konuda büyük işletmeler kamu sağlığı pahasına siyaseti yönetir. Elbette bu, paranın belirlediği siyasi kararlara dair örneklerden sadece biridir. Siyasetçiler kendilerini finanse edenlerin isteklerini yerine getirmezlerse, para kaynakları kesilir. Öncelikli endişeleri tekrar seçilmektir, böylece güç ve prestij sahibi olabilirler. Politikada kısa açıklamalar, sloganlar, pırıltılı resimler ve kitlelere hitabet, insanları manipüle etmenin yollarındandır. Tabii ki istisnalar da vardır. Ancak böyle insanlar genelde seçilemezler.
Kritik düşünürler, kurnazca konuşan siyasetçiler tarafından manipüle edilemez. Onlar, siyasetin nasıl işlediğinin farkına varırlar. Siyasetçiler hakkında ne düşündüğünüzü düşünün. Ne sıklıkla söylediklerini yaptıklarıyla karşılaştırırsınız?
Siyasetçileri devlet adamlarından farklı kılan özellikleri düşünün. Siyasetçiler kendi çıkarları için güç peşinde koşan insanlardır. Devlet adamları ise halkın yararına olanı gerçekten arayan insanlardır; popüler olmayan görüşleri ifade etmeye ve güçlü gruplara ve yerleşik çıkarlara karşı durmaya isteklidirler.
Siyasetçilerin şaibeli ifadelerine dikkat edin. Önce söylediklerine bakın. Sonra ne demek istediklerine odaklanın. Çıkarlarının ne olduğunu belirleyin. Halkın veya ülkenin iyiliğine hizmet ediyormuş gibi görünürken, davranışlarının aslında kendi çıkarlarına ne sıklıkla hizmet ettiğini fark edin. Neye inanmanızı ve neden inanmanızı istediklerini fark edin. İnsanları manipüle etmek için sorunları nasıl aşırı basitleştirdiklerine dikkat edin. Gerçekle çelişen, açıkça görmezden geldikleri “doğruları” ne sıklıkla öne sürdüklerine dikkat edin. Yine de insanların onlara ne sıklıkla inandıklarının farkına varın.
Siyasetçilerin aklından geçeni anlama stratejileri:
• Siyasetçilerin söylediğini dikkatlice dinleyin ve klişelere vurgu yapan veya gereksiz korkuya neden olan bir dil kullanarak seçmeni nasıl manipüle ettiklerini tespit edin. Her zaman "Buradaki kamu yararı nedir?" sorularını sorun. Kamu yararına hareket eden siyasetçilerin ne kadar az olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
• Siyasetçilerin mevcut kültürdeki hâkim inanç sistemlerini ve yaygın ideolojileri nasıl yansıttığının farkına varın.
• Siyaset tarihinde kendinizi geliştirin ve yıllar içinde siyasette tekrar eden kalıpları tespit etmek için farklı kaynakları okuyun. Günümüzde hangi kalıplar yaygındır?
• Siyasetçilerin yüzeysel ve basit görüşlere sahip olduğunu fark edin. Sloganlarında nüanslara ve derinliklere yer yoktur.