Birçok insan hayatını problemlerine etkin çare aramak yerine tasa- lanmakla geçirir. Bazen ellerinden bir şey gelmediği halde sorunlarına ısrarla tasalanırlar.
Anne Kaz’ın şu basit ama bilge tekerlemesini dikkate alın:
Her derde gök kubbe altında, Belki var belki de yok bir deva. Bulana kadar ara, eğer varsa. Yoksa, takma kafana asla.
Fakat insanlar bu bilgece öğüdü nadiren dinlerler. Bir sorunla karşılaştığınızda bir çözüm bulup bulamayacağınızı görmek için en iyi şekilde düşünün. Zihninizi alternatif olasılıklara açın. Sorunu çözemeyeceğinizi anlarsanız, bırakın. Kontrolünüz dışındaki bir şey hakkında endişelenmek ve onu takıntı haline getirmek duygusal olarak acı verici ve sonuçsuzdur. Sorununuza çözüm aramak yerine endişelenmeniz zihninizin bir oyunudur. Verimli çözümler
üretmek yerine tasalanmaya devam etmek zihninizin yanıltıcı bir oyunudur. Olumlu düşüncelerinizi harekete geçirin. En gerçekçi seçenekleri belirleyin ve enerjinizi bunu gerçekleştirmek için harcayın. Fakat sorunu çözmek için elinizden bir şey gelmiyorsa boş verin ve dikkatinizi daha olumlu şeylere yöneltin.
“Bilge kişi zevk aramaz, kaygı ve acılardan uzak durur.”
-Aristoteles
Bugün dikkat edeceğiniz şey: Kaygı
Sorunları çözmek için harekete geçmek yerine endişelendiğiniz durumları tespit edin. Dışarıdan sakin ve soğukkanlı izlenimi verirken içinizden kaygılandığınız zamanların farkına varın. Kaygılandığınızda yaşadığınız olumsuz duyguları fark edin. Başkalarının endişelerini, harekete geçemeyişlerini ve sorun hakkında fazla duygusal davranıp enerjilerini tükettiklerini gözlemleyin. Kaygılanmaya başladığınızda
Anne Kaz’ın tekerlemesini hatırlayın. Sorunları çözebileceğinize inan- dığınız zaman harekete geçin. Harekete geçemezseniz de kafanıza takmayın, boş verin gitsin.
Kaygılanmak yaşam kalitenizi yükseltmez, aksine yaşam kalitenizi azaltır.
Kaygı alışkanlığından kurtulma stratejileri:
• İdare etmede zorluk çektiğiniz her sıkıntınız için kendinize şunları sorun:
- Tam olarak sorun nedir?
- Seçeneklerim nelerdir? Hali hazırda bir çözüm imkânı var mı? Elimdeki bütün çözüm ihtimallerini tükettim mi? Tüm mevcut seçenekleri göz önünde bulundurdum mu?
- Eğer bu sorunları çözmekte tüm gerçekçi seçenekleri tükettiysem ve elimden başka bir şey gelmiyorsa kafaya hala takıyor muyum? Takıyorsam neden?
• Şu an kaygılandığınız her sorun/durum için bir liste hazırlayın ve baştan sona inceleyin.
• Şimdiye dek kaygılandığınız sorunların bir listesini hazırlayın ve sonuçlarını sıralayın. Kaygılanmak ne derecede sorunlarınızı çözmede size yardımcı oldu? Kaygılanmanızın sonucunda ne oldu? O sorunların hangilerini olumlu düşünerek çözebilirdiniz?
• Mümkün olduğunca proaktif ve eyleme dönük olun. Sıkıntılı bir durumla karşılaştığınızda enerjinizi kaygı ve saplantılarla harcamayın. Onun yerine elinizden geldiğince harekete geçin ve yapabileceğinizi yapın. Enerjinizi yıkıcı bir şekilde değil verimli/yapıcı bir şekilde kullanın.
• Sorunu çözmek için en yapıcı şekilde düşündüğünüzü varsayın.
Fakat buna rağmen çözüm üretemediniz ve kaygılanmaya başladığınızı fark ettiniz. Tam bu noktada olumlu ve verimli düşüncelerinizi harekete geçirin. Durum değerlendirmesi yapın. Mümkünse daha evvel dikkate almayarak gözden kaçırdığınız yeni ilgili bilgileri araştırın. Eyleme yoğunlaşın ve yapıcı olun. Endişeli veya karamsar olmayın.