İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
Öğle13:06 İkindi17:04 Akşam20:32 Yatsı22:16 İmsak03:38 Güneş05:31 İşrak06:16
Hava - Hava durumuHafif Yağmurlu 17°C Nem %94
Türkçe
28 Zilka'de 1446 26 Mayıs 2025 Pazartesi
28 Zilka'de 1446
İMSAK GÜNEŞ İŞRAK ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI
03:38 05:31 06:16 13:06 17:04 20:32 22:16
Giriş Yap

10.07.1993 - Ebu Süleyman ed-Darani B

Tasavvuf Sohbetleri

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm

El-Hamdülillâhi rabbi'l-âlemîne hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh. Kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih.

Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ ve senedinâ ve mededinâ Muhammedini'l Mustafa. Ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi ihsânin ilâ yevmi'l cezâ.

Emmâ ba'd:

Aziz, muhterem ve sevgili kardeşlerim!

Çok kıymetli bir âlimin; Ebû Abdirrahman es-Sülemî'nin -rahmetullâhi aleyh ve kaddesallâhu rûhahû- yazmış olduğu çok değerli, mümtaz bir kitap olan Tabakâtu's-sûfiyye’sini okuyoruz. Ebû Abdirrahman es-Sülemî tasavvuf büyüklerinin hayatlarını ve mübarek fikirlerini toplamış, böyle bir eser meydana getirmiş. Ve bu eseri çok kıymetli Mısırlı bir profesör de çok güzel dipnotlar, ilaveler, açıklamalar yaparak neşre hazırlamış. Henüz Türk dilimize tercüme edilmemiş bir kaynak eser olduğu için; tasavvuf konusunda en salahiyetli, en meşhur, en büyük, en kıymetli şahısların sözlerini ve fikirlerini buradan öğrenebiliriz diye bu kitabı okuyoruz.

 

و به قال أبو سليمانَ: “ لكلِّ شيءٍ معدنٌ، و معدنُ الصِّدقِ قلوبُ الزاهدينَ “ .

 

Ve bihî kâle Ebû Süleymân: Li-külli şey’in ma’denün ve ma’denü’s-sıdkı kulûbü’z-zâhidîn.

Ve bihî kâle Ebû Süleymân.

Aynı paralelde cümleler devam ediyor.

Li-külli şey’in ma’denün ve ma’denü’s-sıdkı. “Her şeyin bir kaynağı vardır. Her madenin çıkartıldığı bir ocak, kaynak vardır. Sıdk u sadâkatin çıktığı yer de, kaynağı da.” Kulûbü’z-zâhidîn. “Zahidlerin gönülleridir.”

Orası, işte o sıdk u sadâkatin kaynağıdır. Oradan çıkar.

Altın, altın madeninden çıkar. Gümüş, gümüş madeninden çıkar. Elmas, elmas madeninden çıkar. Sıdk u sadâkat de, zahidlerin gönüllerinden çıkar. Oradadır, orada bulunur, yeri orasıdır.

Tabii buradaki sıdk, doğruluk demek. Ama doğruluktan maksat; doğru kulluk, tam kulluk, iyi dervişlik demek istiyor. İyi dervişlik yapmadığı, iyi kulluk yapamadığı zaman, ona “yalancı” diyor bu adamlar; tam yaptığı zaman, “sadık” diyorlar. “Sadık kul”, “sadık derviş” diyorlar. Yapmadığı zaman da “yalancı”, “iddiacı”, “öyle diyor ama yapmıyor.” diyorlar.

و به قال أبو سليمان “ لكلِّ شيءٍ عَلَم، و عَلَمُ الخِذْلانِ تَرْكُ البكاءِ “

Ve bihî kâle Ebû Süleymân: Li-külli şey’in alemun ve alemu’l-hizlâni terkü’l-bükâ’.

Ve bihî kâle Ebû Süleymân. “Yine aynı rivayet zinciri ile Ebû Süleyman rahmetullâhi aleyh dedi ki.”

Mübarek, aynı şekilde cümleleri sıralıyor. Hepsini ayrı ayrı, aynı rivayet kanalıyla gelmiş uzun bir paragraf halinde, bir vaazı, konuşması sırasında söylemiştir.

 “Her şeyin mehri vardır. Cennetin de mehri, içindeki her şeyle dünyayı terk etmektir.”

“Her şeyin süsü vardır. İyi kulluğun süsü de, tam teslim olmak, boyun vermektir.”

“Her şeyin bir madeni vardır. Sıdkın, güzel kulluğun madeni de zahidlerin kalpleridir.”

Demek ki devam ediyor. Burada da buyuruyor ki;

Li-külli şey’in alemun. “Her şeyin bir alâmeti vardır.”

Gözle görülen, ayan beyan, “Hah, tamam.” denilecek bir görüntüsü, bir alâmeti vardır.

Ve alemu’l-hizlân. “Zarar etmiş olmanın, ayağı kaymanın, Allah’ın sevmediği bir kul durumuna düşmenin alameti de.” Terkü’l-bükâ’. “Ağlamanın kesilmesidir, olmamasıdır, ağlamayı terk etmektir.”

Bir adamın kalbi katı mı, ağlıyor mu vaazdan, anlamıyor mu âyetten, etkilenmiyor mu hadîs-i şerîften, duygulanmıyor mu? Ağlayamıyor. Tamam, bu fena bir durumda. Kötü olmanın, hızlânın, hüsranın, yanlış bir duruma kaymanın işaretidir; ağlayamamak. Ağlıyorsa demek ki duyguları canlı, demek ki gönül de ölmemiş, demek ki iyi şeyleri kalbi kabul edebiliyor, duyguları harekete geçiyor, ağlayabiliyor. Ağlayamıyorsa, işte o zaman, o fena, kötü bir işaret.

Arabayı kullanırken bakıyor, gösterge tablosunda bir kırmızı ışık yanıyor, ne oldu?

“Suyu bitmiş radyatörün, eyvah motor yanacak.”

Kenara çekiyorsun, hemen bakıyorsun, kaportayı kaldırıyorsun, buharlar çıkıyor. “Biraz daha gitseydin motoru yakacaktın.” diyorlar.

Nereden anladık bunu?

Kırmızı işaretten anladık. Yoksa gidecektik, birazdan motor duracaktı ama iş işten geçmiş olacaktı. Kırmızı işaret ikaz etti.

İşte her şeyin alâmeti vardır. Hızlân ve hüsranın alâmeti de, ağlamanın kesilmesidir. O kalmadı mı, demek ki göz yaşarmıyor, kalbi katılaşmış, vaziyet fena demek.

Hızlân’ın kelime olarak izahını yapmak gerekirse; bir insanı yardımsız bırakmak demek.

Kim tarafından yardımsız bırakılır insan?

Allah tarafından. Allah ondan yardımını kesmişse, tevfîkini refîk etmemişse, kendi haline koyuvermişse, o fena işte.

Onun alameti ne?

Allah’ın onu bıraktığının alâmeti ne? Yardım etmemeye başladığının alameti ne, kırmızı işaret?

Ağlaması yok. Kalbi katılaştı. Duygulanmamaya başladı. O fena işte.

و به قال أبو سليمانَ: “ من تَوسَّلَ إلى اللهِ بتَلَفِ نَفْسِه، حفِظَ اللهُ عليه نفْسَه، و حكَّمَه في جَنَّتهِ “

Ve bihî kâle Ebû Süleymân: Men tevessele ile’llâhi bi-telefi nefsihî, hafızallâhu aleyhi nefsehû ve hakkemehû fî cennetihî.

Ve bihî kâle Ebû Süleymân. “Yine aynı rivayet senediyle Ebû Süleyman dedi ki.”

Men tevessele ile’llâhi bi-telefi nefsihî hafıza’llâhu aleyhi nefsehû. “Allahu Teâlâ hazretlerine nefsini telef ederek, yok ederek, mahvederek, öldürerek ulaşmaya bir insan tevessül etti mi, gayret etti mi, Allah onun için nefsini korur.”

O öldürmek istiyor Allah rızası için, telef etmek istiyor nefsini; Allah onun nefsini onun nâmına korur. Merak etmesin, nefsi mahvolmaz, helak olmaz. Allah nefsini korur.

Ve hakkemehû fî cennetihî. “Cennetinde onu hâkim kılar.”

İnsan Allah yoluna gitmek istediği zaman, ilk muhalefet kendisinden, nefsinden gelir. Nefsi isyan eder;

“Uyku uyutmadın bana. Aman be sabah namazıymış, oruçmuş, bilmem neymiş, yorgunluk vesaire. Yat be adam! Biraz keyfine bak, herkes senin gibi mi yapıyor? Bu dünyayı sen mi düzelteceksin?..”

İçeriden bir sürü itiraz, isteksizlik. İlk önce nefsi itiraz eder, daha başkası değil. Ondan kurtulursa, daha bir sürü imtihanlar çıkar; anası, babası, komşusu karşı gelir.

Herkes bu devirde, tam müslüman olmaya çalışan insana;

“O kadar müslüman olma.” diyor.

Nasıl olayım?

“Yarımyamalak ol.”

“Benim gibi ol. Bak, ben hem dünyayı ihmal etmiyorum hem âhireti ihmal etmiyorum. Eğlence zamanında içerim, namaz zamanında namaza giderim. Hem faiz yerim hem şunu yaparım.” diyor.

İyi halt ettin! Sanki kendisinin durumu ideal durummuş gibi karşı tarafa onu anlatıyor.

Tam müslümanca yaşamak isteyene de, yorgun öküzün samana baktığı gibi yan yan, kinli kinli bakıyor.

“Vay bu sakal da bıraktı, vay militan!..”

Babası evladına “militan” diyor, “Seni ihbar edeceğim!” diyor.

Ne yapmış çocukcağız, mazlum, mâsum?

Sakal bırakmış, namaz kılıyor. Babası hazmetmiyor.

Ama babasından evvel nefsi var. İnsanın en büyük düşmanı; kendi nefsi. O sabah namazına kaldırmayan, ibadeti yaptırmayan, günahlara daldıran, müstehcen şeylere kaydıran kendi nefsi.

İşte bu nefsi yenmeden, Allah’a ulaşmak olmuyor. Nefsini telef ederek Allah’a ulaşan kimseyi -merak etmesin- Allah yine mahrum bırakmaz, onun nefsini O yine korur.

Ama bu sefer nasıl olur?

Hafızallâhu aleyhi nefsehû. Nefsi müslüman olur. Allah’a güzel kulluk etmeye razı bir nefis olarak, yine insan nefisli olur.

Herkesin nefsi var. Allah insana nefis diye bir varlığı vermiş, yaşadığı müddetçe bu olacak. Ama bu sefer onun, Allah’ın terbiye etmiş olduğu iyi bir nefsi olur; nefs-i mutmainne, nefs-i râzıye, nefs-i marzıye olur. Onu Allah cennetine hâkim kılar.

Hakkeme, bir kimseyi hakem tayin etmek demek. Hakkemehû fî cennetihî. “Cennetin hususunda ona hakem tayin eder.” demek. Ona sorar; “Hangi cennete girmek istiyorsan gir, buyur!” diye, bir selahiyet, imkân verir, lütfeder gibi bir mâna da anlaşılıyor.

 

 

 

 

Nefsini tepeleyen insanı Allah, bu sefer düzelmiş bir nefis olarak onun namına hıfzeder ve cennetlerden hangisine girmek istiyorsa girsin diye reyi ve hükmü ona bırakır.

و به قال أبو سليمانَ: “ أفضلُ الأَعمالِ خلافُ هوى النَّفسِ “

Ve bihî kâle Ebû Süleymân: Efdalü’l-a’mâli hilâfu heve’n-nefsi. “Ebû Süleyman ed-Dârânî hazretleri bu rivayet zinciriyle dedi ki. ‘Amellerin, a’mâl-i sâlihanın en faziletlisi; nefsin hevasına muhalefet etmektir. En sevaplı amel budur.’”

Dervişlerin, büyüklerin, âriflerin en çok yaptığı şey bu. İçinden bir hevâ-i nefs geliyor, yani nefsin bir isteği, hevesi, arzusu, ihtirası geliyor;

“Şunu istiyorum, canım şunu çekti, şunu yapsam şöyle olsam, ahh param olsa…”

İşte buna muhalefet etmek, amellerin en sevaplısıdır.

Amellerin en sevaplısı namaz kılmaktır demedi.

Ne dedi?

“Nefsin arzusuna karşı çıkmak ve onun aksini yapmaktır.” dedi.

Nefsi ne istiyor?

Yatmak istiyor.

“Kalk bakalım.”

“Ya bırak, yatayım.”

“Git abdest al, teheccüt namazı kıl. Al eline tesbihi.”

“Çok yorgunum, yarın yaparım, sabah yaparım.”

Yani ne istiyorsa aksini yapmak. Adetâ nefse muhalefet ederek onun her dediğinin aksini yapmak. Çünkü nefsin huyunu biliyoruz; hep keyif tarafına kaytarır. Kaytarıcı, hayta ve haylaz; nefsin sıfatı bu. Mutlaka onun istediğinde bir haytalık, haylazlık vardır. Sen neler istiyorsun, tamam aksini yapacaksın.

Musa aleyhisselâm’a atfederler. Birisine müslüman olmayı teklif etmiş. Demiş;

“Ben Allah’ın peygamberiyim. Gel iman et, Cenâb-ı Hakk’ın yoluna gir.”

Demiş ki;

“Yâ Musa! Müsaade et, ben sana yarın cevap vereyim.”

Ertesi gün gelmiş,

“Kabul ettim yâ Musa, senin dinine girdim, teklifini kabul ettim. Tamam, sana tâbi oldum.”

“Peki, ne yaptın bu gece, neden müsaade istedin?”

Demiş ki;

“Benim eskiden beri âdetim; içime, nefsime danışırım, ne isterse onun aksini yaparım. Bu akşam danıştım, sana tâbi olsam mı olmasam mı diye. Baktım hiç istemiyor, hoşuna gitmiyor keratanın; onun üzerine geldim sana teslim oldum.”

Bu bir ölçüdür. “Bu zamâne insanları iyi müslüman olamıyorlar, dünyayı terk edemiyorlar.” dedik ya; bu zamanın insanlarının yaygın hastalığı nedir?

Hevâ-i nefsine tâbi olmasıdır ve ömrü boyunca nefsinin her emrini yapmak için çalışmasıdır.

Çalışmaları, gayreti, aklı, alışkanlığı, âdeti budur. Küçükten beri böyle başlamıştır bu iş. “Şeker isterim!” diye tepinmekten başlamıştır. “Şu kızı isterim! Şu parayı isterim! Şu otomobili isterim! Şu köşkü isterim! Şu mevkii, şu bakanlığı isterim!” diye devam etmiştir.

Cemiyet İslâm’dan ne kadar uzaklaşmış ki; İslâm, tasavvuf ne diyorsa hep onun zıddı bir manzara var! Herkes bugün hevâ-i nefsine uygun, hevâ-i nefsi neyi isterse onu yapmakta, o yolda yürüyor.

Gazetelerin içindeki yazılara bakın; memleket neden batıyor, çok net anlaşılıyor! Gençlik neden bu kadar zıpır, halk neden bu kadar hunhar, gaddar, katil, cani, hırsız, arsız, edepsiz, yüzsüz, hep anlaşılıyor. Bir gazete yazmış;

“Bu çocuklara ne oldu?”

Falanca annesini tepelemiş, filanca eline silahı, kalaşnikofu almış, babasını öldürmüş. Niye? Bu gençliğe ne oldu?

Ne olacak, siz yapıyorsunuz! Aç bir öbür sayfayı, işte bundan böyle oluyor bu gençlik. Hevâ-i nefsini körlüyorsun, nefsin hevasına uymayı teşvik ediyorsun, anlatıyorsun, anlatıyorsun, anlatıyorsun; akıllıyı deli ediyorsun, normal yuvasında duranı zıvanasından çıkartıyorsun, ondan sonra da bu gençler neden böyle yapıyor?

Gelip sana da ne yapacaklar daha. İlk önce zaten kışkırtana Allah cezasını verir. Daha bakalım senin çocuğun sana neler yapacak, gör. Babasının mirasına konmak için babasını öldürenler, kocasını öldürüp sevgilisiyle bilmem ne yapanlar, her gün gazetede bir rezalet.

Neden?

Hevâ-i nefs hakim.

Tasavvuf ne diyor?

“Amellerin en faziletlisi, nefsin hevasının hilafına gitmektir, aksini yapmaktır.” diyor Ebû Süleyman ed-Dârânî hazretleri.

Bak eski insanlarla yeni insanlar arasındaki farka! Sulh ve sükunla harbin neden olduğunu anla, işte burada. Hepsi de şimdi İslâm’a, tasavvufa, camiye, minareye, ezana, sakala, başörtüye düşman. Bir sürü insan türedi. Sırp’ın, Ermeni’nin gelmesine lüzum yok; yerli malı var. Herkes yerli malı kullanmalı.

و به قال أبو سليمانَ: “ من أرادَ واعظًا بَينِّنًا، فلينظُرْ إلى اختلافِ الليلِ و النهارِ “

Ve bihî kâle Ebû Süleymân: Men erâde vâizan beyyinen fe’l-yenzur ile’htilâfi’l-leyli ve’n-nehâr.

“Ebû Süleyman hazretleri dedi ki aynı rivayet zinciriyle.”

Men erâde vâizan beyyinen. “Açık-seçik, anlaşılır bir dille kendisine vaaz eden bir vaiz isteyen kimse.”

Bazısının dili anlaşılmıyor, bazısının kelimeleri sezilmiyor, bazısının üslûbu güzel değil, zevkle dinlenmiyor. Uykusu geliyor insanın, hutbeye çıktığı zaman, cemaat başlıyor horlamaya. O ayrı.

“Açık-seçik, anlaşılan, kalbe saplanan, güzel, tam anlaşılır şekilde konuşan bir vaiz istiyorsa bir kimse.”

Fe’l-yenzur ile’htilâfi’l-leyli ve’n-nehâr. “Gecenin gündüzün peş peşe, değişe değişe gelmesine baksın. Bu vaiz yeter insana.”

Ne demek istedi?

“Ömür geçiyor.” demek istedi.

Ömür gidiyor. Geceden sonra gündüz, gündüzden sonra gece, geceden sonra gündüz… Ömrün tükeniyor. İşte vaiz sana, daha ne istiyorsun? Ömrün gidiyor. Bir zaman sonra sen de gideceksin, az kaldı, işte gidiyor, her gün seni o noktaya biraz daha yaklaştırıyor. Başka vaize ne lüzum var! Açıkça söylüyor.

Bu gecenin gündüzün peş peşe gelip gitmesi, değişmesi, ne söylüyor?

“Hayat fânidir. Sen de bir gün öleceksin. Allah’ın huzuruna çıkacaksın. Bu dünyada yaptıklarından hesap vereceksin.” diye açık-seçik söylüyor. Anlayana söylüyor!

Anlamayan; “Geceleyin mehtap var, boğaza içmeye gidelim. Gündüz güneş var, denizde yüzmeye gidelim.” diyor.

Kimisi de böyle değerlendiriyor geceyi gündüzü.

و به قال أبو سليمانَ: “ علِّموا النفوسَ الرضى بمَجارِي المَقْدُور، فنِعْمَ الوسيلةُ إلى درجاتِ المعرفةِ “

Ve bihî kâle Ebû Süleymân: Allimu’n-nufûse’r-rıdâ bi-mecâri’l-makdûri fe-ni’me’l-vesîletü ilâ derecâti’l-ma’rifeti.

“Ebû Süleyman hazretleri buyurdu ki aynı rivayet zinciri ile.”

Allimu’n-nufûse. “Nefislere öğretin.”

Neyi?

Er-Rıdâ bi-mecâri’l-makdûri. “Allah’ın mukadderâtının cereyanına rıza göstermeyi, nefislerinize öğretin.”

Ne demek istiyor?

“Nefislerinize, kendinize Allah’ın yazısına, kadere itiraz etmemeyi, razı olmayı öğretin.” demek istiyor.

Fe-ni’me’l-vesîletü ilâ derecâti’l-ma’rifeti. “Mârifetin, irfânın derecelerine yükselmek için, ne güzel bir vesiledir bu!”

Ârif, evliyâ, Allah’ın sevgili kulu olmanın ne güzel vesilesidir bu.

Ne?

Kadere rıza göstermek.

İnsan etrafındaki olaylara bakacak, bu olayların Allah tarafından takdir edildiğini düşünecek, bilecek ki O’nun takdiridir. Ayrıca neden öyle takdir edilmiş olduğunun hikmetini sezmeye çalışacak. “Allah Allah, bunda ne hikmet var acaba? Niye bu böyle oldu ki?” diye hikmetini düşünecek. Kendisi hakkındaki mukadderâtının sonucuna, çevredeki sonucuna; “Allah madem böyle takdir etmiş, vardır bir hikmeti, sebebi, bildiği.” diyerek, ona rıza gösterecek.

“İşte bu, Allah’ın kaderine rıza makamı, tasavvufî mertebelerin çok yüksek bir mertebesidir. Bunu nefislerinize öğretin. İşte bu, irfan derecelerine ulaşmanın yoludur.” diyor.

Ekseriyetle hastalıklar, kadere rıza göstermemekten doğar. Çevredeki insanların, olayların sebeplerine inerseniz, insanların davranışlarına bakarsanız, tahlil ederseniz, bunu görürsünüz. Mesela, adam mirasa konacağım diye babasını öldürüyor.

Neden?

Veyahut soyuyor soğana çeviriyor, sağ tarafı kandırıyor, solu aldatıyor. Yapılan suçlar, hatalar veya çeşitli kavgalar gürültüler veya insanın huzursuzluğu, sinirliliği; hep rıza duygusu yok da ondan. Allah’ın rıza makamına ulaşsa o zaman tam rahat edecek, âsûde olacak.

و به قال أبو سليمانَ: “إذا سكنَ الخَوفُ القلب أحرقَ الشهواتِ، و طردَ الغَفْلةَ من القَلْبِ“

Ve bihî kâle Ebû Süleymân: İzâ sekene’l-havfu el-kalbe ahreka’ş-şehevâti ve tarade’l-gaflete mine’l-kalbi.

Ve bihî kâle Ebû Süleymân. “Yine aynı rivayet zinciri ile Ebû Süleyman ed-Dârânî hazretleri buyurdu ki.” İzâ sekene’l-havfu el-kalbe ahreka’ş-şehevâti ve tarade’l-gaflete mine’l-kalbi. “Havfullah, Allah’tan korkmak, insanın gönlüne bir kere oturup yerleşti mi, nefsin şehevâtını yakar, kül eder, yok eder ve gönülden gafleti kovar.”

Allah’tan korkanın kalbinde gaflet kalmaz, uyanıklık meydana gelir. Gönlü uyanık, pırıl pırıl olur, gafillik kalmaz.

Allah korkusu; o da çok nadir bulunan bir madde haline geldi. Hiçbir yerde satılmıyor, alınmıyor, mevcudu yok. Kimde göreceksin, kimde bulacaksın? Etrafında Allah’tan korkan kaç tane insan var? “İşte şu Allah’tan korkuyor, bak hareketine; haram yemiyor, bak nasıl hakka hukuka riayet ediyor.” Kaç tane böyle insan davranışı gösterebilirsin?

و به قال أبو سليمان: “ لكلِّ شيءِ صَدَأٌ، و صَدَأُ نورِ القلْب شِبَعُ البَطْنِ “

Ve bihî kâle Ebû Süleymân: Li-külli şey’in sadaun ve sadau nûri’l-kalbi şibau’l-batni. “Her şeyin bir pası vardır ve kalbin nurunun pası da, karnın tokluğudur.”

Bu çok söylenen bir şeydir. İnsanın karnı doydu mu, nefsi kuvvetlenir, bu sefer şehevâtın, keyfiyâtın, eğlencenin peşinde koşmaya başlar. Karnı boşaldı mı, oruçlu, aç oldu mu, o zaman kalbinin nuru artar. Mide dolduğu zaman kalbin aynası paslanıyor.

Bu “ayna” ile “pas” kelimesini kullanmalarının sebebi de şudur. Eskiden aynalar camdan yapılmıyordu, gümüş gibi bir şeyden yapılıyordu. Düz bir metal, iyice üstü cilalandığında, insan baktığı zaman görüyordu. Nikelajda insan kendisini görür ya, eskiden ayna öyleydi. Sonradan insanlar camın arkasına bir şey koyup da, bizim bildiğimiz aynayı yapmayı öğrendi. Bu parlak metal hemen okside oluyor, paslanıyor. O paslandığı zaman görüntüler görünmüyor. İnsanın kalbi de ayna gibidir. O zikrullahla, ölüm korkusuyla silindiği zaman, mânevî hakikatler orada görünür. Paslandığı zaman, hiçbir şey görünmez, hiçbir görüntü olmaz.

“Her şeyin pası vardır, gönül nurunun pası da karnın doymasıdır.” diyor.

Demek istiyor ki; insan tok olduğu zaman gönlü, mânevî duyguları söner, iyi çalışmaz paslı bir ayna gibi olur; güzel şeyler göstermez, görünmez, istifade olmaz. Onun için çok doymaktan, mideyi tıka basa çok doldurmaktan kaçınmak lazım, ölçülü yemek lazım. Bazı kereler de, sünnet-i seniyyeye uygun zamanlarda oruç tutmak lazım.

Diyorlar ki; “Falan adam bir oturuşta bir kuzuyu, bir mandayı yermiş.” Böyle laflar duyuyoruz. Bir manda yemese bile, “Elhamdülillah bir tencere yemeği sıyırdım, arkasından şunu yedim, bunu yedim.” diye övünenler var. Ne olacak yani? Bunu yediği zaman artık insanın kulaklarından ateş fışkırmaya başlar, nereye çatacağını bilemez. İlle bir divanelik, bir şey yapacak. Öyle olmaması lazım geliyor.

Bir doktora sormuşlar ki;

“İnsan ne kadar yemeli?”

Demiş ki;

“Bir günde 200 dirhem yemek yeter.”

400 dirhem bir okka eder, “Yarım okka yiyecek yeter.” diyor bir günde.

“Aa! Bu kadar neye yarar?” demiş, o bile şaşırmış. O zaman da demek çok yemek vardı bizdeki gibi.

Demiş ki, Arapça olarak;

Hâze’l-miktâru yahmiluke. “O kadar yemek seni taşır.”

Ve mâ zidte aleyhi fe-ente hâmiluhû. “Daha fazla yersen, bu sefer sen onu taşırsın.”

Şişmanlık olur, et olur, kilo olur.

Bir adam normal olarak, boyuna posuna göre 65 kilo olması lazım.

Kaç kilo geliyor?

97 kilo geliyor mesela.

Kaç kilo fazla?

İki teneke fazla. Bir teneke bu tarafında var, bir teneke bu tarafında; adam her gün her yere onlarla geziyor demek.

O kalbe, vücuda, ayağa, mideye, karaciğere, her şeye yük oluyor. Onun için ölçülü yemek, dinin önemli tavsiyelerinden birisidir. Nefis de çok yediği zaman azgınlaşıyor; oruç tuttuğu ve az yediği zaman ölçülü kalıyor.

و به قال أبو سليمانَ: “ من أَظْهَر الانقطاعَ إلى اللهِ، فقد وَجَب عليه خَلْعُ ما دونَه من رَقَبَتِه”

Ve bihî kâle Ebû Süleymân: Men azhere’l-ınkıtâe ille’llâh fe-kad vecebe aleyhi hal’u mâ dûnehû min rakabetihî.

Ve bihî kâle Ebû Süleymân. Hep aynı adamlar rivayet etmiş bu sözlerinden. Diyor ki;

Men azhere’l-ınkıtâe ille’llâh fe-kad vecebe aleyhi hal’u mâ dûnehû min rakabetihî. “Kim ben bütün mâsivallahla ilgileri kestim, Allah’a bağlandım diyorsa.” Fe-kad vecebe aleyhi. “Onun boynuna vacib olur.” Hal’u mâ dûnehû. “Allah’tan başka her şeyi çıkarmak.” Min rakabetihî. “Boynundan.”

Eskiler, esas gayenin Allah’a bağlanmak olduğunu ve hür olmak için dünya bağlarından kesilmek ve kurtulmak gerektiğini biliyorlardı.

Allah’tan gayri, mâsivallah, ne varsa, her şeyi çıkartıp atması lazım. Yoksa “Allah’a yöneldim, Allah yoluna girdim, derviş oldum.” diye iddia etmesin. Her şeyi çıkarması lazım. Çıkartamıyorsa lafta kalır.

و به قال أبو سليمانَ: من كانَ الصِّدقُ وسيلتَه، كان الرِّضا من اللهِ جائِزَتَه “

Ve bihî kâle Ebû Süleymân: Men kâne’s-sıdku vesîletehû, kâne’r-rıdâ mine’llâhi câizetehû.

Ve bihî kâle Ebû Süleymân. “Yine aynı rivayet silsilesiyle Ebû Süleyman hazretleri dedi ki.” Men kâne’s-sıdku vesîletehû, kâne’r-rıdâ mine’llâhi câizetehû. “Kimin Allah’a ulaşma vesilesi doğruluk, sıdk u sadâkat olursa, Allah’tan da ona ikram, mükâfat ve hediye, rıza olur.”

“Kim sıdk ile kulluk ederse, Allah’a ulaşmaktaki tutamağı, basamağı, vesilesi sıdk, dervişlik, hakiki, hâlisâne hareket etmek olursa Allah tarafından razı ve hoşnut olunmak, onun mükâfatı olur.” Sıdk ile kulluk edene Allah, Rıdvân-ı Ekber’ini ihsan eder. Mükâfatı da Allah’ın rızasına ermek olur.

Demek ki sıdk ile kulluk etmemiz lazım. Sıdk; doğruluk, sözde doğruluk, özde doğruluk, işte doğruluk, her şeyde dostdoğru olmak.

و به قالَ أبو سليمانَ: “ لكلِّ شيءِ صِدْقٌ، و صِدْقُ اليقينِ الخوفُ من اللهِ تعالى “

Ve bihî kâle Ebû Süleymân: Li-külli şey’in sıdkun ve sıdku’l-yakîni’l-havfu mine’llâhi teâlâ. “Her şeyin bir doğrusu, doğruluğu vardır. Yakînin[1] doğruluğu da, Allahu Teâlâ hazretlerinden korkmaktır.”

Sen tam inanmış bir insan mısın, yakîn sahibi misin, hiç şek yok mu kalbinde?

“Yok!”

Tereddüt yok mu?

“Yok!”

Tam inanmışsın, her tarafın iman dolu, tamam. Bunun doğruluğunun alâmeti; sende Allah korkusu olması lazım.

“Yok!”

“Off efe gibi dolaşıyor.”

O zaman sen tam şeksiz imana erişmiş olsaydın, böyle mi gezerdin ya? Uykun kaçardı, korkundan ödün patlardı.

Neden ödün patlardı?

Cehenneme düşmekten, cenneti kaçırmaktan, Allah bana itab ederse, azap ederse, kahrolurum, ne olurum diye ödün patlardı. Allah’ı biliyorsun, madem inanıyorsun; Allah’ın kahrından korkman lazım.

“Yakînin, doğru olduğunun, gerçek olduğunun alâmeti; insanın havfullaha sahip olmasıdır. Allah’tan korkan, mahâfetullaha sahip olan bir insan olması lazımdır.” dedi.

و به قالَ أبو سليمانَ: “ لو أَنَّ مَحْزُوناً بكى في أُمَّةٍ لرَحِم اللهُ تلك الأُمَّةَ “

Ve bihî kâle Ebû Süleymân: Lev enne mahzûnen bekâ fî ümmetin le-rahime’llâhu tilke’l-ümmete.

Allahu Ekber! Bu söz ile bitiyor, Ebû Süleyman hazretlerinin sözleri. Dedi ki burada;

Lev enne mahzûnen bekâ fî ümmetin. “Eğer başına birtakım hüzünlü, mahzun olaylar gelmişse, üzgün olan bir insan bir topluluk için ağlarsa, Allah muhakkak ki kendisi için ağlanan o ümmete rahmeder.”

O zaman bu bize bir ilaç!

Başbağlar olayı için bir ilaç.

Mahzun oluyor muyuz, ağlıyor muyuz seccademize çekilip geceleyin? “Yâ Rabbi! Nedir bu kardeşlerimizin çektiği? Nedir bu kardeşlerimize edilen zulüm?” diye mahzun olup ağlıyor musun?

Ağlıyorsun.

Allah mahzun, mazlum insanı seviyor; zalimi sevmiyor.

Şimdi öldürülenler mi kazandı, öldüren mi kazandı?

Öldürülenler kazandı, mazlum olarak cennete gittiler. Bir tanesi bizim kardeşimiz, sekiz tanesi hac arkadaşımız, hepsi cennetlik. Öldürenler ağlasın, dertlerine yansın! Öldürenler şimdi mahvoldular, onları kim kurtaracak Allah’ın kahrından, azabından? Mümkün değil! Dünya da âhiret de gitti. Onlar ağlasınlar, onlar mahvoldu. Mahvolan ölenler değil, öldürenler! Ama aklı başında bir insanın bunu ibret gözüyle görmesi lazım.

Bir mahzun gönüllü ağlasa Allah ona acır, onun yüzünden bir ümmete rahmeder.

Onun için Ümmet-i Muhammed’in dertlerine ağlayalım. Ağlamayı zaten gözümüz unutmuşsa, o kırmızı işaret, o felaket işareti.

“Ağlayamıyorum hocam!”

Eyvah, felaket!.. Ya yediğin haram, ya işinde Allah’ın sevmediği bir durum var, bir tehlike işareti var.

Allahu Teâlâ hazretlerinin huzuruna seccadenizi yayıp, divanına durup namaz kılın, tesbih çekin ve Ümmet-i Muhammed için acıyın, ağlayın ki Allahu Teâlâ hazretleri mahzun gönüllülerin duasını mahrum etmiyor.

Allah-u Teâla Hazretleri cümlenizden razı olsun. Cümlenizi Peygamber Efendimiz'in sevgisine, şefaatine, iltifatına nail eylesin. Peygamber Efendimiz'in has ümmeti olmanızı nasip eylesin. Dünya ve ahiretin her türlü tehlikelerinden koruyup, dünya ve ahiretin her türlü hayırlarına erdirdiği kullarından eylesin. Firdevsi Âlâda Peygamber-i Zişan’ımıza cümlenizi komşu eylesin. Cennet nimetleriyle mütena'ım eylesin.

 



[1] Türkçe’de “yakın” var, o ayrı bir kelime. Arapça’da “yakîn” var, şeksiz iman demek.

Diğer Kayıtlar
Başlık Eklenme Tarihi Paylaş Oku Ekle Süre Beğen
playlist play 01.04.1995 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 21 playlist like
playlist play 01.04.1995 - B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 34 playlist like
playlist play 01.05.1993 - Bayezid-i Bistami A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 01.05.1993 - Bayezid-i Bistami B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 01.06.1996 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 39 playlist like
playlist play 01.08.1992 - Seriyy es Sakati A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 21 playlist like
playlist play 01.08.1992 - Seriyy es Sakati B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 01.10.1994 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 18 playlist like
playlist play 02.05.1992 - İbrahim bin Edhem A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 25 playlist like
playlist play 02.05.1992 - İbrahim bin Edhem B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 02.07.1994 - Ebu Hafs el-Haddad A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 30 playlist like
playlist play 02.07.1994 - Ebu Hafs el-Haddad B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 25 playlist like
playlist play 02.12.1991 - Fudayl Bin İyad A 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 41 playlist like
playlist play 02.12.1991 - Fudayl Bin İyad B 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 03.06.1995 - Abdullah b. Hubeykini’l Antaki A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 30 playlist like
playlist play 03.06.1995 - Abdullah b. Hubeykini’l Antaki B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 03.07.1993 - Ebu Süleyman ed-Darani A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 03.07.1993 - Ebu Süleyman ed-Darani B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 03.08.1996 - Ebû Hüseyin en-Nûrî A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 03.08.1996 - Ebû Hüseyin en-Nûrî B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 04.07.1992 - Bişr-i Hâfî A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 04.07.1992 - Bişr-i Hâfî B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 04.12.1993 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 27 playlist like
playlist play 04.12.1993 - B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 33 playlist like
playlist play 05.08.1995 - Ebû Türab en-Nahşebî A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 27 playlist like
playlist play 05.08.1995 - Ebû Türab en-Nahşebî B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 05.10.1996 - Ebû Osmân el-Hîrî B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 05.11.1994 - Mansur b. Ammar Ebus Serîi A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 30 playlist like
playlist play 05.11.1994 - Mansur b. Ammar Ebus Serîi B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 05.12.1992 - Haris el-Muhasibi A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 05.12.1992 - Haris el-Muhasibi B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 06.07.1996 - Cüneydi Bağdadi A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 06.07.1996 - Cüneydi Bağdadi B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 07.05.1994 - Ebu Hafs el-Haddad A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 07.05.1994 - Ebu Hafs el-Haddad B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 07.08.1993 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 07.08.1993 - B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 07.10.1993 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 07.10.1993 - B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 08.05.1993 - Bayezid-i Bistami A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 20 playlist like
playlist play 08.05.1993 - Bayezid-i Bistami B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 25 playlist like
playlist play 08.06.1996 - Cüneydi Bağdadi A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 36 playlist like
playlist play 08.06.1996 - Cüneydi Bağdadi B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 08.07.1995 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 12 playlist like
playlist play 08.07.1995 - B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 21 playlist like
playlist play 09.01.1993 - Haris el-Muhasibi A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 09.01.1993 - Haris el-Muhasibi B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 25 playlist like
playlist play 09.05.1992 - İbrahim bin Edhem A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 46 playlist like
playlist play 09.05.1992 - İbrahim bin Edhem B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 09.07.1994 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 20 playlist like
playlist play 09.07.1994 - B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 09.12.1991 - Fudayl Bin İyad A 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 09.12.1991 - Fudayl Bin İyad B 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 27 playlist like
playlist play 10.04.1993 - Şakik-ı Belhi A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 27 playlist like
playlist play 10.04.1993 - Şakik-ı Belhi B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 19 playlist like
playlist play 10.05.1996 - Ebu Osman el Hiri A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 21 playlist like
playlist play 10.05.1996 - Ebu Osman el Hiri B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 10.07.1993 - Ebu Süleyman ed-Darani A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 10.08.1996 - Ebû Hüseyin en-Nûrî A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 35 playlist like
playlist play 10.08.1996 - Ebû Hüseyin en-Nûrî B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 38 playlist like
playlist play 10.09.1994 - Hamdûn el-Kassâr A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 35 playlist like
playlist play 10.09.1994 - Hamdûn el-Kassâr B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 10.10.1992 - Seriyy es Sakati A 05.11.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 10.10.1992 - Seriyy es Sakati B 05.11.2019 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 10.12.1994 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 35 playlist like
playlist play 10.12.1994 - B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 27 playlist like
playlist play 11.01.1992 - Zünnûn-ı Mısrî A 22.10.2021 playlist oku playlist ekle 35 playlist like
playlist play 11.01.1992 - Zünnûn-ı Mısrî B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 11.06.1994 - Ebu Hafs el-Haddad A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 11.06.1994 - Ebu Hafs el-Haddad B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 19 playlist like
playlist play 11.12.1993 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 11.12.1993 - B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 12.06.1993 - Bayezid-i Bistami A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 12.06.1993 - Bayezid-i Bistami B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 19 playlist like
playlist play 12.10.1996 - Ebû Osmân el-Hîrî A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 12.10.1996 - Ebû Osmân el-Hîrî B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 30 playlist like
playlist play 13.07.1996 - Cüneydi Bağdadi A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 37 playlist like
playlist play 13.07.1996 - Cüneydi Bağdadi B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 14.09.1996 - Ebû Osmân el-Hîrî A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 25 playlist like
playlist play 14.09.1996 - Ebû Osmân el-Hîrî B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 15.04.1995 - Abdullah b. Hubeykini’l Antaki A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 15.04.1995 - Abdullah b. Hubeykini’l Antaki B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 27 playlist like
playlist play 15.05.1993 - Bayezid-i Bistami A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 15.05.1993 - Bayezid-i Bistami B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 15.06.1996 - Cüneydi Bağdadi A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 27 playlist like
playlist play 15.06.1996 - Cüneydi Bağdadi B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 15.10.1994 - Hamdûn el-Kassâr A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 15.10.1994 - Hamdûn el-Kassâr B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 16.04.1994 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 16.04.1994 - B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 16 playlist like
playlist play 16.12.1991 - Fudayl Bin İyad A 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 16.12.1991 - Fudayl Bin İyad B 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 16.12.1995 - Cüneyd-i Bagdadi A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 30 playlist like
playlist play 16.12.1995 - Cüneyd-i Bagdadi B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 17.07.1993 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 34 playlist like
playlist play 17.07.1993 - B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 17.08.1996 - Ebû Hüseyin en-Nûrî A 26.07.2021 playlist oku playlist ekle 27 playlist like
playlist play 17.08.1996 - Ebû Hüseyin en-Nûrî B 04.05.2023 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 17.10.1992 - Seriyy es Sakati A 05.11.2019 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 17.10.1992 - Seriyy es Sakati B 05.11.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 18.01.1992 - Zünnûn-ı Mısrî A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 18.01.1992 - Zünnûn-ı Mısrî B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 18.04.1992 - İbrahim bin Edhem A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 27 playlist like
playlist play 18.04.1992 - İbrahim bin Edhem B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 19.03.1994 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 19.03.1994 - B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 25 playlist like
playlist play 19.10.1996 - Ebû Osmân el-Hîrî A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 30 playlist like
playlist play 19.10.1996 - Ebû Osmân el-Hîrî B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 20.07.1996 - Cüneydi Bağdadi A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 37 playlist like
playlist play 20.07.1996 - Cüneydi Bağdadi B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 33 playlist like
playlist play 20.11.1993 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 20.11.1993 - B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 21.01.1995 - Ahmed b. Asımini’l-Antaki A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 21.01.1995 - Ahmed b. Asımini’l-Antaki B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 16 playlist like
playlist play 21.02.1992 - Seriyy es-Sakatî A 10.07.2020 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 21.02.1992 - Seriyy es-Sakatî B 10.07.2020 playlist oku playlist ekle 25 playlist like
playlist play 21.08.1993 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 21.08.1993 - B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 21.09.1996 - Ebû Osmân el-Hîrî A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 21.09.1996 - Ebû Osmân el-Hîrî B 20.08.2021 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 21.11.1992 - Seriyy es Sakati A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 30 playlist like
playlist play 21.11.1992 - Seriyy es Sakati B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 22.06.1996 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 38 playlist like
playlist play 22.06.1996 - B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 41 playlist like
playlist play 22.10.1994 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 45 playlist like
playlist play 23.01.1993 - Şakik-ı Belhi A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 35 playlist like
playlist play 23.01.1993 - Şakik-ı Belhi B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 27 playlist like
playlist play 23.04.1994 - Yahya b. Muaz er-Razi A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 23.04.1994 - Yahya b. Muaz er-Razi B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 23.09.1995 - Cüneyd-i Bağdadi A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 23.09.1995 - Cüneyd-i Bağdadi B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 18 playlist like
playlist play 23.10.1993 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 23.10.1993 - B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 24.06.1995 - Ebû Türab en-Nahşebî A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 34 playlist like
playlist play 24.06.1995 - Ebû Türab en-Nahşebî B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 30 playlist like
playlist play 24.07.1993 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 24.07.1993 - B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 24.08.1996 - Ebû Hüseyin en-Nûrî A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 24.08.1996 - Ebû Hüseyin en-Nûrî B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 24.10.1992 - Seriyy es Sakati A 05.11.2019 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 24.10.1992 - Seriyy es Sakati B 02.10.2020 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 24.12.1992 - Haris el-Muhasibi A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 21 playlist like
playlist play 24.12.1992 - Haris el-Muhasibi B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 25.03.1995 - Ahmed b. Asımini’l-Antaki A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 20 playlist like
playlist play 25.03.1995 - Ahmed b. Asımini’l-Antaki B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 25 playlist like
playlist play 25.06.1994 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 34 playlist like
playlist play 25.07.1992 - Bişr-i Hâfî A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 27 playlist like
playlist play 25.07.1992 - Bişr-i Hâfî B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 26.06.1993 - Ebu Süleyman ed-Darani A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 26.06.1993 - Ebu Süleyman ed-Darani B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 20 playlist like
playlist play 26.10.1996 - Ebû Osmân el-Hîrî A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 38 playlist like
playlist play 26.10.1996 - Ebû Osmân el-Hîrî B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 18 playlist like
playlist play 27.03.1993 - Şakik-ı Belhi A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 27.03.1993 - Şakik-ı Belhi B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 27.05.1995 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 25 playlist like
playlist play 27.05.1995 - B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 31 playlist like
playlist play 27.11.1993 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 27.11.1993 - B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 29 playlist like
playlist play 28.08.1993 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 24 playlist like
playlist play 28.08.1993 - B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 21 playlist like
playlist play 28.09.1996 - Ebû Osmân el-Hîrî A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 26 playlist like
playlist play 28.09.1996 - Ebû Osmân el-Hîrî B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 32 playlist like
playlist play 28.11.1992 - Haris el-Muhasibi A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 28.11.1992 - Haris el-Muhasibi B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 23 playlist like
playlist play 28.12.1991 - Zünnûn-ı Mısrî A 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 33 playlist like
playlist play 28.12.1991 - Zünnûn-ı Mısrî B 25.10.2019 playlist oku playlist ekle 43 playlist like
playlist play 29.06.1996 - Cüneydi Bağdadi A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 37 playlist like
playlist play 29.06.1996 - Cüneydi Bağdadi B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 22 playlist like
playlist play 30.09.1995 - Tasavvufta Emek ve Terbiye A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 45 playlist like
playlist play 30.09.1995 - Tasavvufta Emek ve Terbiye B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 20 playlist like
playlist play 31.07.1993 - A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 30 playlist like
playlist play 31.07.1993 - B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 28 playlist like
playlist play 31.08.1996 - Ebû Hüseyin en-Nûrî A 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 21 playlist like
playlist play 31.08.1996 - Ebû Hüseyin en-Nûrî B 09.12.2019 playlist oku playlist ekle 25 playlist like
Kabe
Canlı Yayın
Şuan Canlı Yayın
Canlı Yayın
AKRA CANLI
 / 
player image icon close icon
AKRA CANLI
Canlı Yayın
Canlı Yayın Add Icon volume up
 / 
Canlı Yayın
fast rewind
fast forward
Playlist
Bu özelliği kullanabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir
  
Fikrini Paylaş
TAAHHÜTNAME

Hazırlamış olduğum ve sitenize gönderdiğim/ teslim ettiğim, tamamen orjinal ve bana ait olan, projemin/görüntü veya kaydımın, AKRA MEDİA tarafından kendisine ait kablolu/karasal/uydu, şifreli/şifresiz, free/paralı TV, video, DVD, VCD,VHS ,radyo, kaset, sinema ve sair mevcut yada ortaya çıkacak her türlü İşaret, ses ve /veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve tüm internet siteleri ve sosyal medya platformlarında yayınlamasına, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, işleme hakkı ve temsil hakkının kullanılmasına süresiz olarak müsaade ediyorum.

Projemin/görüntü veya kaydımın, bant, CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player, dijital kayıt vb. tüm yollarla kayıt, çoğaltma ve dağıtım haklarını, bilişim veya iletişim ortamında görüntülenmesini, iletilmesini, okunmasını, izlenmesini, dinlenmesini vb. interaktif veya normal CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player vb. şekilde basılarak veya ses kayıtlarının metin haline getirilip kitap olarak piyasaya sunulmasını sağlayacak her türlü materyal üzerine kaydı ile çoğaltılması, kullanılması, işlenmesi, yeniden ve genişletilmiş şekilde sesli, yazılı ya da görüntülü yayın haklarını, bu suretle de çoğaltılarak kullanılması, dağıtılması, pazarlanması vb. fikri, mali ve manevi haklarımın tamamını, programda gerekli görülen değişiklikleri yapma haklarımı bila bedel olacak şekilde, AKRA.MEDİA sitesine ve bu site'nin yetkilisi ve sahiplerine devir ve temlik ettiğimi, beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Şehir Seçin
Close