Otomatik makineleri ilk defa yapan İslam bilgini, Sibernetik Biliminin öncüsü ve babasıdır. İsmi İsmail Ebul-iz El Cezeri'dir. Cizre'de doğduğu için Cezeri diye meşhur oldu. Kesin olmamakla beraber 1136-1206 yılları arasında yaşadığı tahmin edilen Cezeri, İslam medeniyetinin ileri olduğu Doğu Anadolu’daki imar ve ilim işlerinin örnek derecede yürütüldüğü bu günkü Diyarbakır, zamanının ismi ile Kara Amed ‘de, Artuklu Sarayı’nda 32 yıl Reis-ül amal (Başmühendislik) yaptı. Burada ilmi çalışmalar yapan Cezeri, aynı zamanda haberleşme, kontrol, denge kurma ve ayarlama ilmi olan sibernetik ilminin ilk kurucusudur. Yaptığı makineler ile bu ilmin temelini atmıştır.
İnsanlarda ve makinelerde bilgi alış verişi, bunların kontrolü ve denge durumu sibernetiğin esas konusudur. Bu ilmin gelişmesiyle elektronik beyinler ve otomasyon denilen sistemler ortaya çıktı. Bu bakımdan İsmail Ebul-iz El Cezeri, yaptığı mekanik makinelerle bu ilmin temelini atmıştır. O, sadece otomatik aletleri yapmakla kalmamış, otomatik olarak çalışan sistemler arasında denge kurmayı da başarmıştır. Zamanla gelişerek bilgisayarların ortaya çıkmasına imkân tanıyan bu bilim dalı, insanlarda ve makinelerde bilgi alışverişi, kontrolü ve denge durumunu inceler.
Günümüzden 800 yıl önce, bugünkü Diyarbakır yöresinde yaşayan Artuklu hükümdarı Mahmud, ''Ben abdest alırken ayaklarıma su döken hizmetçilerimin bana hakları geçiyor'' diye düşünerek rahatsız olur. Ve sarayın başmühendisinden bu işe bir çare bulmasını ister. Bir süre sonra Başmühendis, abdest suyu döken bir robot yapmayı başararak, bunu hükümdara sunar. Mekanik düzenin çalışma şekli kısaca şöyledir: Robot adamın üstünde duran su deposundan bir sütun boyunca gelen su, robot adamın elinden geçerek testiye kadar ulaşır. Bir süre sonra suyla dolan testi ağırlaşarak eğilir ve hükümdarın abdest alacağı havuza dökülür. Ayrıca testide suyun yükselmesiyle testi içinde sıkışan hava bu iş için özel bırakılan delikten çıkarken tavus kuşunun ötmesini sağlar. Hafifleyen testi tekrar eski yerine geri döner. Bu işlem bir kaç kere tekrarlanır. Bu arada testiden hükümdarın eline dökülen su, alttaki havuzun içindeki tavus kuşu tarafından robot adamın altında gizli olan depoya aktarılmaya başlar. Bu depodaki şamandıra da suyun dolmasıyla birlikte yavaş yavaş yukarı doğru kalkarak robot adamın havlu tutan kolunu da hükümdara doğru uzatır. Havlunun uzatılması abdest alma işleminin bittiğini göstermektedir.
O güne kadar görülmemiş bu mühendislik harikası karşısında hükümdar, hayretler içinde kalır. Bu eserin mucidi Cezeri'den başkası değildir. Hükümdar, onun çalışmalarına büyük destek olur. Cezeri de kendi kendine öten tavus kuşları, robot filler, uzatılan bardaklara şerbet döken, bardak dolduğu zaman da kendi kendine duran robotlar gibi 300'e yakın değişik buluşla hükümdarın bu desteğinin karşılığını fazlasıyla verir. Hükümdar emeğinin karşılığını göreceğini söyleyerek yaptıklarını ve buluşlarının unutulup gitmemesi için resimleriyle birlikte bir kitapta toplamasını emreder.
İsmail Ebul-iz El Cezeri bu emir üzerine, kendisini ilim dünyasında meşhur eden bugünkü adıyla "Olağanüstü Mekanik Araçların Bilgisi Hakkında Kitap" eserini yazdı. 1205-1206 yılları arasında yazılan kitabın dili, sarayda konuşma dili olan Arapça'dır. Eserde yer alan bütün şekilleri bizzat kendisi çizmiş, renklendirmiş ve yaldızlamıştır. Metinler ise Yusuf bin Osman tarafından temize çekilmiştir.
Çok değerli bilgileri içeren ve yazarı Cezeri'yi bu günkü haklı ününe kavuşturan eserdeki en önemli husus, sibernetik ve elektronik sistemle ilgili robotları, makineleri yapması ve bunları eserinde tarif etmesidir. Kitabın, dünyanın çeşitli kütüphanelerinde bulunan 15 adet kopyası olduğu bilinmektedir.