İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
İkindi17:00 Akşam20:19 Yatsı21:56 İmsak03:58 Güneş05:42 İşrak06:27 Öğle13:05
Hava - Hava durumuÇok Bulutlu 19°C Nem %44
Türkçe
14 Zilka'de 1446 12 Mayıs 2025 Pazartesi
14 Zilka'de 1446
İMSAK GÜNEŞ İŞRAK ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI
03:58 05:42 06:27 13:05 17:00 20:19 21:56
Giriş Yap

Hayatı ve Tasavvufi Yönü

Şeyh Şamil Belgeselleri

“Server-i âlem sana âşık olup da, yanarım!

Her nerede olsam o güzel cemâlin ararım.

Kabe kavseyn tahtının sultanı sen, ben bir hiçim.

Misafirinim dememi saygısızlık sayarım.

Her şey cihanda, senin şerefine yaratıldı,

Rahmetin bana da yağsa, o ân olur baharım.”

Medine-i Münevvere’ye ulaştığında, dilinden Mevlana Hâlid-i Bağdadi hazretlerinin bu zarif şiiri dökülen,

Gönlünü ve cismini İlây-i Kelimetullah davasına vakfeden,

Peygamber aşkıyla geçirdiği ömrü, Medine’de nihayete eren;

Kâmil, ârif, asalet timsali güzel insan… Şeyh Şâmil..

 

Sevgili dinleyenler, bizim tarihimiz baştanbaşa, şanla şerefle doludur. Tarihimize mührünü basmış sayısız kahramanlar, kumandanlar, idareciler, ilim adamları, sanatkârlar, maneviyat büyükleri, birer masal kahramanı değil, yaptıklarının çoğu tevazu perdesi altına gizlenmiş gerçek kahramanlardır.

Kuşkusuz tarih, geçmiş kuşaklardan miras kalmış, mutlu ve aydınlık bir yarını kurmada yol gösterecek, emsalsiz bir tecrübeler hazinesi. Eğer tarihimizle severek meşgul olur ve tevazu perdesi altına gizlenmiş kahramanları tanırsak, tarihimiz; binlerce evliyanın, devlet adamının, kâşifin, âlimin, şairin, sanatkârın, âşık-ı sadıkların ve filozofun yaşadığı, konuştuğu, öğrettiği, sanatını icra ettiği nadide bir kültür kaynaktır.  Şeyh Şâmil’in hayatıda, tarihin en şanlı hikâyelerinden biridir…


Şeyh Şâmil, 1797’de Dağıstan’ın Buylank kasabasında dünyaya geldi. Babası, gönüllü olarak Osmanlı ordusunda hizmet etmiş bir subay olan Denghan Mehmet, annesi Türkmen beylerinden Pîr Budak Bey’in kızı Gülçiçek Hatun’dur. Babası ona önce Ali ismini verdi. Küçük yaşta ağır bir hastalığa yakalanan Ali’ye, âdetlerine uyarak, Şâmil ismini de verdiler ve o isimle çağırmaya başladılar.

Küçük yaşından itibaren, devrin büyük âlimlerinden dersler aldı. Medrese tahsili yaparak dinî ve fenni ilimleri tahsil etti. Tefsir, hadis, fıkıh, edebiyat, tarih ve fen bilgilerini iyi derecede öğrenerek, hem büyük bir âlim hem de gönül sahibi bir veli oldu.

Osmanlı dönemi müelliflerinden El-Hac Hasan Şükrü’nün hazırladığı Şemsü’ş Şumus isimli eser, Mevlana Hâlid-i Bağdadi (k.s.) hazretlerinin hayatı ve halifeleriyle birlikte menkıbelerini de anlatıyor.

Bu eserde bildirildiğine göre;

“Şeyh Şâmil, arkadaşları ile ilim öğrenmek üzere Bağdat’a gidip, Mevlana Hâlid hazretlerinden ders aldı. Ondan; tefsir, hadis, fıkıh, edebiyat, tarih, fen gibi zahirî ilimleri öğrenerek, büyük bir âlim; ayrıca tasavvuf ilmini öğrenerek, hocasının eşsiz teveccühleri ile de büyük bir velî oldu. Mevlana Hâlid-i Bağdadî hazretleri, bu kıymetli talebesine halifelik de vererek, Allah-u Teâlâ’ya kavuşmak arzusuyla yanan âşıkların kalplerine bir kıvılcım sunması için, memleketi olan Kafkasya’ya gönderdi...”

Şeyh Şâmil, sadece bir din âlimi ve velî değil, aynı zamanda İslam için seve seve canını ortaya koyan bir yiğit, Kafkasya’nın en iyi silah kullanan ve ata binen bahadırlarından biriydi. Delikanlılık çağına girdiğinde bileği bükülmez bir yiğit olduğu anlaşılmıştı. İki metreyi aşkın boyu, geniş omuzları, derin bakışı ve sarsılmaz imanı ile o, Kafkasya’da yaşayan müslümanların umut kaynağıydı.

Kafkasya’ya döndükten sonra, Şeyh Mansur’un on yedi sene önce başlattığı hürriyet mücadelesine katıldı. Mansur’dan sonra Kafkasyalıların başına Gazi Muhammed geçerek imam oldu. O da gönül sahibi bir velî, şanlı bir yiğitti.


Tarihler 17 Ekim 1832’yi gösterirken, düşmanla girdikleri muharebede liderleri Gazi Muhammed vefat ederken Şamil de ciddi bir yara alır. Onu baygın halde bulan Gimri müezzini sırtında taşıyarak o bölgenin meşhur hekimi Cerrah Abdülaziz Efendi’ye götürür.

Onun dindar bir kişiliğe sahip olduğunu ve dinin direği olan namaza verdiği önemi, şu hadiseyle daha iyi anlıyoruz;

Aldığı yaradan dolayı yirmi beş gün baygın halde yatmış. Uyandığında başucunda duran annesine ilk olarak; “Anam, namaz vakti geçti mi?” diye sormuştur. Kâinatın Yaratıcısı’na karşı duyduğu bu mesuliyet hissi, onu daha da olgunlaştıracak ve kendisini yakından tanıyan Kuzey Kafkasyalılar, bu yiğit insanı başlarına imam seçeceklerdir...

İmam Şâmil imam, önder seçildikten sonra, planlı ve düzenli idari yapı oluşturmak üzere vakit kaybetmeden kolları sıvamış, kısa zamanda muhteşem bir yapılanma kurmuştur.

Yapısındaki yiğitleri hem din bilgilerinde yetiştirir, hem de askeri eğitimden geçirirdi. Köylerde bulunan bütün çocukların Kur’an-ı Kerim okumasını sağlar, büyüklerin de; dini ilimlerinin yanı sıra, zamanın fen bilgilerinde de yetişmesi için uğraşırdı.

“Din bilgisi olmayan cahillerin düşmana aldanacağını, vatanını koruyamayacağını, böylece hem dünyada esaret altında kalacağını, hem de ahirette acı azaplara dûçar olacağını” söylerdi.

Sorumluluğu altındaki tüm köy, kasaba ve şehirlerde medreseler açtırdı. Kendisi de bizzat bu derslere katılarak, talebelere dersler verdi. Medrese öğrencileri derslerinin yanı sıra, askeri konularda da eğitimler aldılar.


Şeyh Şâmil, hayatı boyunca bir avuç kahramanla, düşman ordusuna karşı kahramanca savaşır. Girmiş olduğu son mücadelede teslim olmak zorunda kalır. Korunmaya muhtaç kadın ve çocuklar vardır. Kafkas Kartalı, yapmış olduğu istişareler ve aldığı karar üzerine; kadınlara, çocuklara ve yerli ahaliye dokunulmamak şartıyla teslim olmuştur.

Teslim olduktan sonra, kırk kişilik maiyyetiyle birlikte Petersburg’a götürülür. Orada on sene esir kaldıktan sonra, Rus Çar’ından İstanbul’a gönderilmesini ister. Bu isteğin kabul edilmesinden sonra, 1870’te İstanbul’a gelir.

İstanbul’da büyük bir kalabalık tarafından coşkuyla karşılanır.  Sultan Abdülaziz büyük kahramanı misafir eder ve onu muhabbetle kucaklar.

İstanbul’da misafir edilen İmam Şâmil, ömrünün geri kalanını mübarek beldelerde geçirmek ister. Ancak Rusya’dan ayrılırken geri dönmesi şart koşulmuş ve bunun için oğlu Muhammed Şefiî rehin alınmıştır.

Sultan Abdülaziz Han, onun mübarek beldelere geçmesine izin verilmesi için Rus Çarına aracılıkta bulunur ve bu talep kabul edilir. Bundan sonra Şeyh Şâmil mübarek beldelere gider ve haccını ifa eder.

Aynı zamanda Mevlâna Halid -i Bağdadî’nin halifesi olan, mücadeleci, dirayet abidesi, kahraman, büyük dava adamı Şeyh Şamil, 17 Şubat 1871’de Medine-i Münevvere’de vefat eder.

Vefatından evvel, Rasûlülullah’ın huzurunda sık sık Halid-i Bağdadi Hazretlerinin şu şiiri terennüm ettiği rivayet edilir.

“Server-i âlem sana âşık olup da, yanarım!

Her nerede olsam o güzel cemâlin ararım.

Kabe kavseyn tahtının sultanı sen, ben bir hiçim.

Misafirinim dememi saygısızlık sayarım.

Her şey cihanda, senin şerefine yaratıldı,

Rahmetin bana da yağsa, o ân olur baharım.”


Şeyh Şâmil hazretlerinin cenazesi, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) zevcelerinin ve pek çok sahabenin de medfun bulundukları, Cennetü’l-Baki kabristanına defnedildi. Allah ondan razı olsun…

Diğer Kayıtlar
Başlık Eklenme Tarihi Paylaş Oku Ekle Süre Beğen
playlist play Şeyh Şamilin Hayatı 02.04.2020 playlist oku playlist ekle 9 playlist like
playlist play Şeyh Şamilin Mektupları 02.04.2020 playlist oku playlist ekle 8 playlist like
Kabe
Canlı Yayın
Şuan Canlı Yayın
Canlı Yayın
AKRA CANLI
 / 
player image icon close icon
AKRA CANLI
Canlı Yayın
Canlı Yayın Add Icon volume up
 / 
Canlı Yayın
fast rewind
fast forward
Playlist
Bu özelliği kullanabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir
  
Fikrini Paylaş
TAAHHÜTNAME

Hazırlamış olduğum ve sitenize gönderdiğim/ teslim ettiğim, tamamen orjinal ve bana ait olan, projemin/görüntü veya kaydımın, AKRA MEDİA tarafından kendisine ait kablolu/karasal/uydu, şifreli/şifresiz, free/paralı TV, video, DVD, VCD,VHS ,radyo, kaset, sinema ve sair mevcut yada ortaya çıkacak her türlü İşaret, ses ve /veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve tüm internet siteleri ve sosyal medya platformlarında yayınlamasına, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, işleme hakkı ve temsil hakkının kullanılmasına süresiz olarak müsaade ediyorum.

Projemin/görüntü veya kaydımın, bant, CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player, dijital kayıt vb. tüm yollarla kayıt, çoğaltma ve dağıtım haklarını, bilişim veya iletişim ortamında görüntülenmesini, iletilmesini, okunmasını, izlenmesini, dinlenmesini vb. interaktif veya normal CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player vb. şekilde basılarak veya ses kayıtlarının metin haline getirilip kitap olarak piyasaya sunulmasını sağlayacak her türlü materyal üzerine kaydı ile çoğaltılması, kullanılması, işlenmesi, yeniden ve genişletilmiş şekilde sesli, yazılı ya da görüntülü yayın haklarını, bu suretle de çoğaltılarak kullanılması, dağıtılması, pazarlanması vb. fikri, mali ve manevi haklarımın tamamını, programda gerekli görülen değişiklikleri yapma haklarımı bila bedel olacak şekilde, AKRA.MEDİA sitesine ve bu site'nin yetkilisi ve sahiplerine devir ve temlik ettiğimi, beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Şehir Seçin
Close