Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi (kaddesallahu sırrahul aziz) buyurmuştur ki:
“Amelleriniz, tahsiliniz ve ahlâkınızla âlim olup, insanlara seviyelerine göre hitap ediniz. Alimlerin zalim ve inatçılarından olmayınız. Daima müzâkere, hak ve hakikati izhar için ilminizi ve araştırmalarınızı artırınız!”
“Yiyecek ve içecekleri helalinden, huzur, râbıta ve sünnetlerine göre yemeye dikkat etmelidir. Belde ahalisine, ana-babaya, sair dostlara hased ve nizâ edilmemelidir. Çünkü tasavvufun ilk başlangıcı, mahlukâtı incitmekten sakınmaktır.”
“Günlük vird ve zikirleri, aynen yerine getirerek, bilhassa mübarek gün ve geceleri ihyâya gayret etmelidir. Tarikat ehli olan kimse, def'i kabz için evliyâ kabirlerini ziyaret etmeli, üstadının sohbet ve ziyaretine devam etmelidir. Çok zikir ve muhabbet üzere râbıtaya devam etmeli tasavvuf kitaplarını okumalıdır.”
Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi (kaddesallahu sırrahul aziz) buyurmuştur ki:
“Uyku ve fetreti uzaklaştırmak için, önce zikir mahallini değiştirmeli, râbıta kurup, üstâdına mektup yazmak suretiyle istiâze ederek, zikirde fütûrun giderilmesine çalışılmalıdır.”
“Musâfaha, cemaat, sabır, şükür ve kanaate devamla; vakitlerin, şehirlerin ve mahlûkatın ihyasına çalışılmalı, ibadetlerde sabr-u sebât gösterilmelidir.”
“Muhabbetin dört çeşidi vardır: Allah'ı sevmek, Allah'ın sevdiklerini sevmek, Allah için sevmek, Allah'la beraber sevebilmek. Aşk, bütün his, irâde ve düşüncelerden sıyrılarak yalnız Allah'a büyük bir iştiyakla yönelmek, mal, evlât, dünya ve her türlü alâkadan koparak, Hâlık'a hasret duymaktır.”
“Günahlardan kurtuluşun en süratli yolu, muhabbetullah ve cemalullaha aşk ve şevk ile bağlanmalıdır. Bu ise çok ibadet etmek, istiğfar etmek, ölümü ve cehennem ateşini çok düşünmek, gecelerini ibadetle ihyâ etmek, mahlukâta şefkat göstermek, hüsn-i zan beslemek, şehvet, kin ve kötü fikirlere karşı sabretmekle elde edilir.”
“Sağa-sola bakmak nasıl kalbin gücünü parçalayıp zayıflatıyorsa, gözleri kapamak da, aksine kuvvet ve ferahlık verir. Kim ki gözünü haramdan sakınır, nefsini şehvetten korur, bâtınını murâkabe ile ma'mûr hale getirir ve helal rızıkla beslenirse, ferasetinde yanılmaz. Fakat feraset, bedende nefsin hâkimiyeti ile değil, Cenâb-ı Hakk'ın nuru ile bakabilme hassasını kazanmakla elde edilen bir haslettir.”
Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi (kaddesallahu sırrahul aziz) buyurmuştur ki:
“Tarikatların muhtelif prensipleri, usulleri vardır. Ama bütün tarikatlarda müşterek olan husus, temel esas hizmettir. İnsan hizmet ettikçe himmete mazhar olur, izzet bulur ve saâdet-i dâreyne erer.”