Hasan Basri (rahmetullahi aleyh) sabır hakkında buyurmuştur ki:
“Sabır iki çeşittir. Biri bela ve musibet için gösterilen sabır, diğeri Hak Teâlâ’nın bizi nehyettiği şeylere karşı gösterilen sabır. Benim belada ve taatte göstermiş olduğum sabır cehennem ateşinden korktuğumu ifade eder. Bu ise yakınmanın ta kendisidir. Dünyadaki zühdüm ise ahrete rağbetin ifadesidir. Bu da bir nasip ve karşılık talep etmenin ta kendisidir. O kimsenin sabrı kavidir ki sabrım sırf Hak için olsun diye kendi nasibini ortadan kaldırmıştır. Gösterdiği sabır kendi bedenini cehennemden emin kılmak için değildir. Zühdü de kendini cennete ulaştırmak için değil sadece Hak içindir ve ihlâsın alameti de bundan ibarettir.”
Hasan Basri (rahmetullahi aleyh) şunların yapılmamasını buyurmuştur:
“Şu üç şeyi sakın yapma: Birincisi, sultanların kapılarına ayak basma, içleri halka karşı şefkatle dolu olsa bile. İkincisi; kadınlarla düşüp kalma, o kadın Rabia olsa ve sen de ona Allah’ın kitabını talim etme durumunda bulunsan bile. Üçüncüsü; erler derecesinde bir veli olsan bile semaa kulak verme. Zira afetten hali olmaz ve er geç sana darbesini indirir, seni yaralar.”
Hasan Basri (rahmetullahi aleyh) buyurmuştur ki:
“Kişiye lazım olan faydalı ilim, ihlâsa istinad eden kamil amel ve sabra dayanan tatminkâr kanaattir. Bir kimsede bu üç şey bulundu mu bilmem ki o kimseye ne yapabilirler!”
“Şerli kişilerle düşüp kalkan, iyi insanlara suizanda bulunur. Marifet, kendinde bir zerre kadar husumet bulmamandadır.”
“Şaşarım o kimselere ki hallerinin hakikatinden haberdar olmadıkları halde gülmektedirler! Fikir, sevaplarını ve günahlarını sana gösteren bir aynadır. Ebedi ve sonsuz olan cennet, şu birkaç günlük amelin değil iyi niyetin karşılığıdır.”
Hasan Basri (rahmetullahi aleyh) söz ve sükût hakkında buyurmuştur ki:
“Kimin sözü hikmet değilse ayniyle afettir. Kimin sükûtu tefekkür değilse arzu ve gaflettir. Kimin nazarı ibret değilse, eğlence ve sürçmedir. Gönül ehli olanlar, sürekli susmayı itiyad eylemişlerdir. Gönülleri dile gelip söz lisana sirayet etmedikçe konuşmazlar.”
Hasan Basri (rahmetullahi aleyh) vera hakkında buyurmuştur ki:
“Vera’nın üç makamı vardır: Birincisi vera sahibi ister öfkeli ister sakin zamanlarda olsun ancak hak olanı söyler. İkincisi, İzzet ve Celal sahibi Allah Teâlâ’nın gazabına yol açan şeylerden organlarını muhafaza eder. Üçüncüsü; Allah’ın razı olduğu hususları gaye edinir.”
Hasan Basri (rahmetullahi aleyh) yine şunları buyurmuştur:
“Bana göre akıllı ve alim kimse odur ki dünyasını harab eder ve harab ettiği dünyanın enkazı üzerine ahretini inşa eder. Ahiretini harap edip de bunun enkazı üstüne dünyasını inşa etmez.”
“Dünyada neftsen daha sıkı bir şekilde gem vurulmaya müstehak hiçbir binek yoktur. Senden sonra dünyanın nasıl olacağını seyretmek istersen, diğerlerinin ölümünden sonra nasıl olduğuna bak.”