Muhammed Bâbâ es-Semmasi (kaddesallahu sırrahul aziz) oğluna buyurmuştur ki:
“Oğlum bundan sonra şöyle dua et: “İlâhî, rızan hangi noktada ise bu kulunu orada bulundur.”
Eğer Allah dostuna belâ verecek olursa, inayetiyle o belâya sabır ve tahammül gücü de ihsan eder. Fakat Allah'tan ne geleceğini bilmeden belâ ister gibi dua, küstahlıktır."
Şah-ı Nakşibend Muhammed Bahaüddin (kaddesallahu sırrahul aziz) buyurmuşlardır ki:
“Bizim yolumuzun esası "halvet der-encümen"dir. Yani zâhir halk ile bâtın Hakk ile bulunmaktır. "El kârda, gönül yârda" olmaktır. Nitekim Kuran'daki: "Ne ticaret ve ne de alışverişin Allah'ın zikrinden alıkoymadığı erler vardır" ayetinde bunlara işaret vardır.”
Şah-ı Nakşibend Muhammed Bahaüddin (kaddesallahu sırrahul aziz) buyurmuşlardır ki:
“Eğer himmetimizi yüksek tutmaz, oyununuzu büyük oynamazsanız, size hakkımı helâl etmem. Üstün himmette öyle olmalısınız ki, ayaklarınızla başıma basmalısınız, sizin manevi dereceniz benden daha yukarılara ulaşmalı.”
Şah-ı Nakşibend Muhammed Bahaüddin (kaddesallahu sırrahul aziz) buyurmuşlardır ki:
“Namazda huzura dört şeyle erilir:
1. Helâl lokma,
2. Namaz dışında da Hakk'ı asla unutmamak,
3. Abdest sırasında da gafletten uzak durmak; Hak ile olmak.
4. İlk tekbiri alırken kendini Hakk'ın huzurunda bilmek.”
Yine Şah-ı Nakşibend Muhammed Bahaüddin (kaddesallahu sırrahul aziz) şunları buyurmuşlardır:
“Bizim yolumuz sohbettir. Halvette şöhret, şöhrette afet vardır. Hayr cemiyettedir. Cemiyet de dostların birbirini nefy şartıyla sohbettedir.”
“Ben Hakkı aramaktaki azim, sebat ve irade kuvvetini bir kumarbazdan öğrendim. Kumarbaz varını yoğunu kaybettikten sonra yanındaki arkadaşının öğüdüne şu karşılığı verdi: Dostum ben kumarda başımı bile kaybedeceğimi bilsem yine ondan vazgeçmem. Bu söz üzerine kalbime öyle bir gayret geldi ki, hala o gayretin üstündeyim.”
“Biz sevgiliye erişmeye vasıtayız. Yola düşenlere gerektir ki, sonunda bizden kesilip sevgiliye ulaşsınlar.”
Şah-ı Nakşibend Muhammed Bahaüddin (kaddesallahu sırrahul aziz)'e sordular:
“Kurtuluşun yolu nedir?” buyurdular ki: “Son nefesinde hangi hal üzere olacaksan öyle olmaktır.”