Ebu Osman Hîrî (rahmetullahi aleyh) sohbetin esası ve şartlarına dair buyurdular ki:
“Allahu Teala ile sohbet; güzel edep, devamlı murakabe ve heybetle olmalıdır. Peygamberle sohbet, sünnetine tabi olmak ve zahir ilmine sıkı bir şekilde sarılmakla olmalıdır. Evliya ile sohbet, hürmet ve hizmetle olmalıdır. Dostlarla sohbet, günahta olmamaları şartıyla kendilerine daima güleryüz göstermekle olmalıdır. Cahillerle sohbet, kendilerine dua edip Allah’ın rahmetine nail olmalarını dilemekle olmalıdır.”
Ebu Osman Hîrî (rahmetullahi aleyh) buyurmuştur ki:
“Allah Teala'nın marifetle aziz kıldığı bir kimseye yaraşan, kendini günahla zelil kılmamaktır. Kalbin salahı şu dört şeydedir: Allah'a karşı ihtiyaç, Ondan başkasına karşı istiğna halinde olmak, tevazu ve murakabe. Bir kimsenin her hususta düşüncesi Allah olmazsa, onun her hususta Allah’tan aldığı nasip eksik olur.”
Ebu Osman Hîrî (rahmetullahi aleyh) bahtiyarlık ve bedbahtlık hakkında şöyle demiştir:
“Bahtiyarlığın alameti itaatkar olduğun halde 'kapısından kovulmayayım' diye korkmandır. Bedbahtlığın alameti ise günahkar olduğun halde 'beni kabul eder’ diye ümit beslemendir.”
Ebu Osman Hîrî (rahmetullahi aleyh) taatı şöyle tarif etmiştir:
“Taati kaçırmamak için taat üzerine sabretmen taattir. Günahta ısrar etmekten kurtulmak için günahtan uzak durmada gösterdiğin sabır da ayrıca taattir.”
Ebu Osman Hîrî (rahmetullahi aleyh) buyurdu ki:
“Dünya için neşelenmen Allah ile neşelenmeni kalbinden alıp götürür. Allah’tan başkasından korkman, Allah korkusunu kalbinden siler süpürür. Allah’tan başkasından ümitvar olman Allah’a olan ümidini kalbinden uzaklaştırır."
Ebu Osman Hîrî (rahmetullahi aleyh) güzel ahlakın hakikatine dair şöyle demiştir:
“Arzularına muhalefet edilmediği sürece insanlar ahlakları üzere bulunurlar. Heva ve heveslerine muhalefet edildi mi iyi ahlaklı, mert kişilerin hepsi kötü ahlaklı, namert kişiler haline gelirler. Böylece hakiki iyilerle kötüler yekdiğerlerinden seçilirler.”
Ebu Osman Hîrî (rahmetullahi aleyh)'in yaramaz dervişlerinden biri kendisinden yüz çevirmiş, tevbesini de yüz kez bozmuş idi. Mürşidinden köşe bucak kaçardı. Ebu Osman Hîrî (rahmetullahi aleyh) onunla karşılaştığında şöyle buyurdu:
“Yavrucuğum! Günahsız ve temiz olmadığın sürece düşmanlarla oturup kalkma. Zira düşman sendeki kusuru görür. Bunun için kusurlu olduğunda düşman sevinir, günahsız olduğun vakit üzülür. Şayet günah işleyeceksen yanımıza gel ki belana canla başla katlanalım. Böylece düşmanın şamatasına yol açmış olmayasın.“
Ebu Osman Hîrî (rahmetullahi aleyh)'e sordular: ‘Dil ile zikrediyorum ama kalp ona yar olmuyor. Buna ne dersiniz?’ Buyurdu ki:
“Hiç değilse bir organının itaatkâr olduğuna şükret. Senden bir parçaya yol verilmiştir. İnşaallah kalp de ona uyar.”