Muhyiddin-i Arabi Hazretlerinin hikmetli sözlerinden bazıları şunlardır:
"Allah'ın haklarına ve halkın haklarına dikkat et. Kur’an’da, "Allah zengindir, siz ise fakirsiniz" buyuruluyor, insan daima Allah'tan istemeye mecburdur."
"Namazı evinin her tarafında kıl. Zekatını ver. İnsanlardan ayrı düşme. Sa¬bır ve namazla Hak'tan yardım iste."
"Faydasız ilim, şifasız ilaca benzer. Güzel ilim, çalışma ile beraber olandır."
Muhyiddin-i Arabi Hazretleri misafire ikram hakkında ise şunları söylemiştir:
"Misafirlerine ikram et. Misafirin hakkı üç gündür. Fazla kalırsa sadaka olur. Misafire ikram, imanın şubelerindendir. Kötülüğü en güzel bir şekilde savmak, sesini kısmak, sabırlı olmak, böbürlenmemek, alçakgönüllü olmak da imanın kapsamındadır."
Muhyiddin-i Arabi Hazretleri adalet hakkında şunları söylemiştir:
"İnsan adaleti önce kendi nefsinde uygulamalı, İnsana yakışan ne kadar güzel şeyler varsa, onları doğru bir şekilde kendisine mal etmeli."
"Üç şeyden kork: Allah'tan, nefsinden, Allah'tan korkmayandan."
"Allah sana servet ihsan etmişse, onu Allah'ın razı olacağı yerlere sarfet. İnsan, nimeti arttıkça, şükrünü artırmalı. Şükür etmeyenlerin Kalbine dalgınlık gelir. Bunların dilleri zikrullaha, kalpleri de huzura kavuşamaz."
"Sadaka mal ile olduğu gibi, Tehlil (La ilahe illallah), Tekbir (Allahu Ekber), Tahmid (Elhamdü lillah), Havkale (La havle ve la kuvvete illa billah), Teşbih (SubhanAllah) ile de olur. Bunlar, zikirlerin en üstünüdür."
"Gizli yapılan faydalı işler, ihlasın en büyük göstergesidir."
"Eğer işin sonundan korkar, nasıl sona ereceğini bilemezsen, Kur'an’dan şu ayetleri oku: "Rabbimiz, bizi doğru yola erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme, katından bize rahmet bağışla; şüphesiz sen sonsuz bağışta bulunansın." ; "Rabbimiz, doğrusu geleceği şüphe götürmeyen günde, insanları toplayacak olan sensin. Şüphesiz ki Allah verdiği sözden caymaz."
"Eğer, Allah'a yönelerek affını istersen, Muhammed Aleyhisselâm ve ensarının dediklerini söyle: "Rabbimiz, eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır yük yükleme. Rabbimiz, bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma, bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen Mevla'mızsın, kâfirlere karşı bize yardım et."
"Hata yapanları görüp, ne diyeceğini bilemediğin takdirde, Hz. İsa'nın dedi¬ği gibi söyle: "Sen benim içimde olanı bilirsin, ben senin içinde olanı bilmem; doğrusu görülmeyeni bilen ancak sensin."