İbrahim Hakkı Erzurumî, ilmin durgunlaştığı 18'nci yüzyıl Osmanlı dünyasında, 18 Mayıs 1703 tarihinde Erzurum'un Hasankale İlçesinde doğdu. İbrahim Hakkı Erzurumî Tillo'da babasıyla birlikte yaşarken babası, İsmail Fakîrullah hazretlerinden ders alıyor, İbrahim Hakkı da babasından tefsîr, hadîs, fıkıh gibi zâhirî ilimleri öğreniyordu. Bir taraftan da babasının arkadaşı Molla Muhammed Sıhrânî 'den astronomi, matematik gibi zamanın fen ilimlerini tahsil etti. İbrahim Hakkı Tillo’da babasından, muhtelif hocalardan ve İsmail Fakirullah hazretlerinden aldığı derslerle ilmini ilerletmekle meşgulken 17 yaşına gelmişti. Bir süre sonra bilgi ve görgüsünü artırmak, oradaki ilim çevresiyle temasa geçmek üzere İstanbul'a gitti. Sultan Mahmûd Han’ın daveti ile saray kütüphânesinde çalışmalar yaptı. İstanbul’da bulunduğu süre zarfında yapmış olduğu çalışmaları Sultan tarafından beğenilen İbrahim Hakkı bir sene sonra talebe yetiştirmek üzere Erzurum’daki Abdurrahmân Gâzi Zâviyesine resmen tâyin edilerek Erzurum'a geldi. Burada talebe yetiştirmek için, uzun ve yorucu bir çalışmaya girdi. Daha sonra tekrar istanbul'a gitti ve bir süre orada kalıp Tillo'ya geri döndü. M.1781 târihinde vefât etti.
İbrâhim Hakkı Erzurumî, büyük bir fen bilgini, astronom, sosyolog, şair ve mutasavvıftır. Tefsîr, hadîs, fıkıh gibi naklî ilimlerin yanında, aklî ilimlerle de uğraşmış, canlıların en basitinden en mükemmeli olan insana kadar düzgün bir tekâmül bulunduğunu yazmıştır. O sâdece biyoloji ilmi ile değil; fizikten kimyâya, matematikten astronomiye, tasavvuftan ahlâka, tıptan anatomiye kadar, devrindeki bütün ilimlerle uğraşmış, bir ilim ve mârifet hazînesi olan Mârifetnâme'sinde, bütün bunlara yer vermiştir.
İbrahim Hakkı, astronomi kanunlarını işlerken Güneş’ten, Ay’dan, Dünya’dan, yapı ve şekillerinden, ay ve güneş tutulmalarından, dünyanın küre biçiminde oluşundan da söz etmiştir. İbrahim Hakkı’ya göre atomdan galaksilere kadar kainatta hakim olan şekil küredir.
İbrahim Hakkı Erzurumi, eserinde Coğrafik bilgilere, iklim değişikliklerine de yer vererek konular hakkında uzun uzun açıklamalar yapar ve Marifetnamesi'nde jeoloji ve mineralojiden de bahseder. Denizlerin kara, karaların deniz oluşuyla ilgili naklettiği bilgiler enteresandır.
İbrahim Hakkı tıpla ilgili izahlarında sağlığın korunmasına ve hastalığa yakalanmamaya önem vermiş, bir doktor olmamakla beraber bir doktor kadar tecrübeli olduğunu ispatlamıştır. Anatomi ve fizyolojiye de geniş yer vermiştir.
İbrahim Hakkı'nın Marifetname eserinde “Kıyafetname” başlığı altında verilen psikolojik bilgiler de enteresandır. Bunlar, modern psikolojinin önemli bir bölümünü teşkil etmektedir. Burada beden yapısıyla insan karakteri arasındaki ilişkiler ele alınmakta, değerlendirmelerde bulunulmaktadır.