Bu gün yapılan ve yapılmakta olan bu tür araştırmalar geçmişte de muhtelif bilim adamları tarafından yapılmış ve sonuçları ilim dünyasına açıklanmıştır. İşte bu bilim adamlarından bir tanesi de, İslam Bilgini Cahiz ’dir. Zooloji ve antropoloji âlimidir. İslam düşünce tarihinin önemli isimlerinden biridir. Yazarlığı ve edipliği ile de meşhur olmuştur. Edebiyat, kelam, tarih, siyaset, ahlak, sanat, ticaret ve zooloji dalında eserler vermiştir. Asıl adı Ebu Osman Amr b. Bahr b. Mahbub el-Cahiz el-Kinani’dir. 777 yılında Basra'da doğduğu tahmin edilmektedir. Küçük yaştan itibaren ilim öğrenmeye karşı şiddetli bir arzusu olan Cahiz, gençliğinde, çok canlı bir ilim ve kültür hayatının devam ettiği, en parlak devrini yaşayan Basra'da bulunan birçok büyük âlimin derslerine devam ederek gramer, şiir, tarih ve edebiyat öğrendi. Bir yandan da geçimini sağlamak için ticaretle uğraştı. Ayrıca, önemli kültürel etkinlikler olan ilim ve edebi meclislere devam edip, belli zamanlarda Arap şair ve ediplerinin toplandıkları panayırları takip ederek kendini yetiştirdi. Fasih Arapçayı onlardan öğrendi. İlim meclislerinden istifade etmek için Basra'daki faaliyetlerle yetinmeyip, bazen Küfe ve Bağdat'a da gitti. Böylece ilim ve irfanını pekiştirdi.
Bir süre sonra eser yazmaya başlayan Cahiz, hilafet ve diğer konularla ilgili eserlerinin Abbasi halifesi Me'mun tarafından beğenilmesi ile Bağdat'a davet edildi. Daveti kabul edip Bağdat'a giderek, Bağdat ve Samerra'da halifenin ve devlet büyüklerinin muhitinde kendisine yer edindi ve en fazla destek gördüğü vezirin katledilmesine kadar, on yıldan fazla müreffeh bir hayat sürdü. Cahiz bu dönemde Şam, Humus, Antakya ve çevrelerine ziyaret ve gezilerde bulundu. Vezirin öldürülmesinden sonra kendisi de yakalanarak hapse atıldı ise de bir süre sonra yeni vezir tarafından affedilerek serbest bırakıldı. Cahiz, kısa süreli de olsa yaşadığı sıkıntılı dönemden sonra, halifelik tarafından korundu. Bir ara halifenin çocuklarına hoca olarak görevlendirilmek istendiyse de yüz görüntüsünün çirkin olmasından ötürü bundan vazgeçildi. Ancak, halife tarafından korunmaya ve himaye görmeye devam etti. Bazı eserlerini halifeye ithaf etti. Şam şehrinin fethini müteakiben buraya gitti. Ömrünün sonuna doğru hastalanarak felç olan Cahiz, ayrıca damla hastalığından muzdarip ve çok yaşlanmış olarak hayatını sürdürmek üzere Basra'ya çekildi. Halifenin kendisini Samerra'ya davet etmesine rağmen bu davete icabet edemedi. H. 255 Muharrem / M. Ocak 869 da Basra'da vefat etti. 90 küsur yıllık uzun bir ömrün sonunda çok sayıda eser bıraktı.
Cahiz, devrinin en büyük zooloji ve antropoloji âlimiydi. Hayvanların her türünü inceledi. Eserlerinde hayvanların yaşayışları hakkında ince bilgiler verdi ve hayvanları deney için kullanan ilk âlim oldu. Tetkik ve deneylerini, o konu hakkında doğru bildiğini elde edinceye kadar sürdürdü. Hayvanlardaki uzvi değişiklikleri de inceledi. Hayvanların adetlerini ve hususiyetlerini izah ederken, Allah-u Teâla’nın onları yaratmasındaki hikmeti de gözler önüne serdi. Cahiz, kendi düşüncelerini, eserlerini, hayvanları konuşturmak suretiyle ortaya koydu. Bu durum daha önce doğu edebiyatlarında Kelile ve Dimne ile Hint'te, 13. asırda Mesnevi Şerif ile Mevlana'da görülür. Cahiz‘den tam sekiz asır sonra dünyaya gelen 18. asır Fransız edebiyatçısı La-Fontaine, onun hayvanları konuşturma üslubunu taklit ederek üne kavuşmuştur.
Cahiz’in başarıları ve yaptıkları şöyle sıralanabilir:
Avrupa bilginleri, milletlerarası ilmi toplantılarda, teneffüs faaliyetinin sadece akciğerlere mahsus olmadığını, teneffüsün ciltteki delikler vasıtasıyla da yapıldığını ilk ortaya çıkaranların kendileri olduğunu söylerler. Fakat Cahiz, asırlar önce bu hakikati ortaya koyan tek âlimdir. El-Hayvan isimli eserinde şöyle demektedir:
"Her kıl dibinde, bedenin teneffüsünü temin eden delikçikler mevcuttur. Şayet bunlar olmasaydı, insan ilk anda ölürdü." Bu, Cahiz'in, tecrübeleriyle ortaya koyduğu açık bir hakikattir.
Cahiz, ilk defa kuru destilasyona tabi tutmak suretiyle hayvan gübresinden amonyak elde etmeyi başarmıştır.
Cahiz'e göre kitap, okuyan ve dinleyenlerin kolayca anlayabilmeleri için açık bir ifade ile yazılmalı ve manayı açıklayan gerekli ayrıntılardan mahrum olmamalıdır. Eğer müellif özlü anlatımı tercih ederse kendisini sadece yüksek kültürlü kişiler anlayabilir. Cahiz, en çok eser veren müellifler arasında yer alır. Kitaplarının sayısı hakkında kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Sıbt İbnü'l-Cevzi, onun 360 eseri olduğunu ve bunların çoğunu Bağdat'ta Ebu Hanife Türbesi Kütüphanesi'nde gördüğünü söyler. Eserlerin yirmi beş tanesi günümüze tam, altmış beş tanesi de eksik olarak gelebilmiştir. Eserlerinin hemen hepsi ansiklopedik mahiyettedir. O, edebiyat, Kelam, Mezhepler Tarihi, Tarih, Siyaset, Ahlak, Sanat, Ticaret ve Zooloji konularında çok değerli eserler vermiştir.