İslam Medeniyetinin bir kurumu olan darüşşifaların (hastanelerin) en gelişmişi, İslamiyet’in ortaya çıktığı sıralarda Cundişapur’da faaliyetini sürdürmekteydi. İran’ın fethi sırasında Cundişapur’daki hastaneyi tanıyan Müslümanlar bunu örnek bir kurum olarak belirleyip birçok şehirde benzerini yapmışlar ve geliştirmişlerdir.
Tam teşkilatlı ilk İslam hastanesi, Abbasiler döneminde yaklaşık 800 yılında Harun er-Reşid tarafından Bağdat’ta kurulmuştur. Sonrasında da, 9-17. yüzyıllar arasında Endülüs’ten Hindistan’a kadar çok geniş bir coğrafyada, pek çok darüşşifa kurularak halkın hizmetine sunulmuştur. Bu hastanelerin en meşhuru, Dicle nehrinin kenarında yaptırılan Adudi hastanesi olup burada zamanın şartlarında tanınmış 24 hekim çalışmaktaydı. Hasta bakımının yanında tıp eğitiminin de verildiği bir kurumdu. Selçuklu sultanı Tuğrul Bey’in emriyle onarılan, büyük gelir kaynaklarıyla vakıf olarak işletilen hastanenin, bir saray gibi konforlu olduğu dönemin gezginleri tarafından anlatılmıştır. Moğolların 1258 yılında Bağdat’ı ele geçirmeleri sırasında tahrip edilmiş ve bir daha onarılıp hizmete verilememiştir. Bu hastane İslam hastaneleri tarihinde teşkilat, hekim ve personel kadrosu, tedavi, tıp eğitimi ve uzmanlaşma konularında önceki hastanelerden çok daha ileri bir aşamayı temsil eder. Yapı olarak, orijinal haliyle günümüze ulaşan en eski hastane ise, 1154 yılında Nureddin Mahmud Zengi tarafından yaptırılmış olan, Şam’daki Nureddin hastanesidir. Ortasında bir havuz, etrafında dört eyvanı, hasta odaları, tuvalet ve banyoları ihtiva bulunmaktadır.
Hastalarına, manastırlarda, papazlar tarafından, tedavi yerine son günlerini huzur içinde geçirmeleri için ayrılmış odalarda bakmaya çalışan Avrupa, hastaneyi Endülüs ve Sicilya yolu ile Haçlı Seferleri sırasında tanımış,13. yüzyıldan itibaren de benzerlerini kurmaya başlamışlardır.
Büyük Selçukluların ilmi ve medeni hayatı, İslam medeniyetinden ayrı düşünülemez. Malazgirt Zaferi’nden sonra Anadolu’ya yoğun Türk göçleri olmuş, kısa zamanda Türk yurdu olan bu toprakların ticari yolları barındırması sebebiyle Selçuklular zengin bir devlet oluşmuştur. Kervan yolları üzerinde nüfusları yüz bini aşan Kayseri, Sivas, Konya gibi şehirler önemli medeniyet merkezleri haline gelmiştir. Bu şehirler cami, hamam, medrese, imaret, darüşşifalarla donatılmıştır. Eğitim öğretimin ilk kurumsallaştığı yer olarak sayılan medreseler Büyük Selçuklular ile başlamıştır. Bu dönemde açılan Nizamiye medresesi ve hastanesi ile medrese geleneği hem doğuyu hem batıyı etkilemiştir.
Bu dönemde hâkimiyetleri altındaki topraklarda darüşşifalar, bakımevleri hamamlar yaptırmışlardır. Bunlardan ilki Alparslan tarafından Nişabur ’da yaptırılmış, bunu Melikşah’ın Bağdat’ta yaptırdığı Bimaristan-ı Tutuşi, onu da Selahaddin Eyyubi’nin Kahire’de, Fustat ve Akka’da, Nureddin Zengi’nin Halep ve Şam’da yaptırdığı hastaneler takip etmiştir. Anadolu’da da, ekonomik ve kültürel açıdan ileri bir durum gösteren Anadolu Selçuklu döneminde hemen her şehirde darüşşifa, darüssıhha veya Bimaristan adıyla hastaneler açılmıştır. Büyük bir kısmı günümüze ulaşan Selçuklu dönemi darüşşifaları şunlardır:
1-MARDİN, NECMEDİN ILGAZİ MARİSTANI: Artuklu sultanı Necmeddin Ilgazi’nin başlatıp, ölümünden sonra kardeşi tarafından tamamlanan eser cami, medrese, hamam, çeşme ve Maristan’dan oluşmuştur. Külliyenin camii, medrese, hamam ve çeşmesi harap olmuşsa da günümüze ulaşmıştır. Maristan ise maalesef zamana yenik düşmüştür.
2-KAYSERİ, GEVHER NESİBE TIP MEDRESESİ VE MARİSTANI: Anadolu Selçukluları’nın Anadolu’da inşa ettikleri ilk sağlık kuruluşudur. Gıyasettin Keyhüsrev’in kardeşi adına yaptırdığı komplekste tıp medresesi ve darüşşifa vardır. Her iki bölüm birbirine koridorla bağlıdır. Ortasında havuzu bulunan, açık avlulu, dört eyvanlı klasik Türk mimarisine sahip bir eserdir.
3-SİVAS, İZZEDDİN KEYKAVUS DARÜSSIHASI: Anadolu Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykavus’un yaptırdığı darüşşifa yıkılan kısımlarıyla birlikte Selçuklu darüşşifalarının en büyüğüdür. Dört eyvanlı, açık avlulu medrese tipinde inşa edilmiştir. Zemini taşla kaplanmış olan avlunun etrafı revaklarla çevrili 30 odadan oluşmuştur. Darüşşifanın 1220 tarihli vakfiyesi, Selçuklu dönemi hastanelerinden günümüze ulaşan tek örnek olması açısından büyük önem taşır.
4-DİVRİĞİ, TURAN MELEK DARÜŞŞİFASI: Birbirine bitişik cami ve darüşşifadan meydana gelen bu kompleksin camisini, Mengüceklerin Divriği kolu hükümdarlarından Ahmet Şah, darüşşifayı da eşi Erzincan beyinin kızı Turan Melek Sultan yaptırmıştır. Darüşşifa, dört eyvanlı avlulu medrese planına sahiptir. İklimin sertliği sebebiyle, üstü dört sütun üzerinde üç beşik tonozla örtülmüş, orta kısımdan fenerle aydınlatılmıştır. Dünyada eşi benzeri olmayan Ulucami ve darüşşifa kompleksi UNICEF tarafından korunmaya değer eserler listesine alınmıştır.
5-KONYA VE AKSARAY DARÜŞŞİFALARI: Anadolu Selçukluları’nın başkenti olan Konya mimari abidelerle donatılmıştır. Konya ve Aksaray ‘da üç darüşşifa yapıldığı biliniyor. Günümüze gelemeyen bu darüşşifalardan ilki, muhtemelen 2.Kılıç Aslan tarafından yaptırılan Maristan-ı Atik’tir. İkincisi Alaeddin Keykubat’ın yaptırdığı darüşşifa-i Alai dir. Konya’da üçüncü bir darüşşifa, 2.İzzeddin Keykavus’un vezirlerinden kadı İzzeddin Muhammed’in yaptırdığı cami, medrese ve darüşşifadan meydana gelen külliyedir.
6-ÇANKIRI, CEMALEDDİN FERRUH DARÜLAFİYESİ: Selçuklu Devlet Adamlarından Sivas Darüşşifası vakıflarının mütevellisi Atabey Cemaledin Ferruh tarafından yaptırılan darüşşifadan geriye, kitabesinden bir parça, kadehe dolanmış yılan heykelciği ile birbirine dolanmış iki yılan figürü kalmıştır.
7-KASTAMONU, ALİ BİN SÜLEYMAN MARİSTANI: Kastamonu’nun merkezinde yaptırılan darüşşifa, yüz elli sene önceki bir yangında büyük tahribata uğramıştır. Geriye sadece ön cephe ile yan duvar kalmıştır.
8-TOKAT, MU’İNÜDDİN SÜLEYMAN DARÜŞŞİFASI: Selçuklu vezirlerinden Pervane Mu’inüddin Süleyman’ın Tokat’ta yaptırdığı külliye içinde yer alır. Külliyeden günümüze Tokat Müzesi olarak kullanılan medrese ulaşmıştır.
9-AMASYA, ANBER BİN ABDULLAH DARÜŞŞİFASI: İlhanlı hükümdarı Olcayto Mehmed döneminde prenses Yılız Hatun’un kölelerinden Anber bin Abdullah’ın yaptırdığı darüşşifa, Yeşilırmak boyunca uzanan caddede, medrese planında tek eyvanlı on odadır.