Hocamız, Gönül Dostumuz, Mürebbi'miz Mahmud Es'ad Coşan'ın, Ramazan ayının faziletlerini anlattığı Cuma sohbetini istifadenize sunuyoruz.
Oruç temel ibadetlerden, çok mühim ibadetlerden birisidir, Ramazan ayında tutulur. Çünkü bu hususta âyet-i kerîme var. Bakara sûresinin 183, 184 ve 185. âyet-i kerîmesi Ramazan orucunu farz kılan ve nasıl tutulacağını bildiren âyet-i kerîmelerdir.
Ramazan günü ve Ramazan orucuyla ilgili Bakara sûresinin âyet-i kerîmeleri inince Ramazan orucu müslümanlara farz olmuş oldu. 'Oruç sizin üzerinize farz olarak yazıldı, farz kılındı. Siz bundan sonra artık oruç tutacaksınız. Sizden önceki milletlere ve ümmetlere de Allahu Teâlâ hazretleri gönderdiği peygamberlerle oruç tutmalarını emretmişti...
Oruç size ilk defa emredilmiş yeni bir ibadet değil, eski milletlerin de bildiği, eski milletlerin de tuttuğu bir ibadet. Sizden öncekilere yazılmış olduğu, farz kılınmış olduğu gibi size de oruç farz kılındı. Ta ki, umulur ki korunur, sakınır, takvâ ehli olursunuz, takvâya ulaşırsınız, takvâlı bir tavır takınarak Allah'ın emirlerini tutarsınız. Böylece de güzel sonuçlara ulaşırsınız. Belirli günlerde, sayılı günlerde...'
Bu sayılı günler Ramazan'ın günleridir. Ramazan'ın başından sonuna kadar, belirli şartlara sahip olan sıhhatli, mukim müslümanlar, seferde olmayanlar, hasta olmayanlar oruç tutmak yükümlülüğü ile yükümlü oluyorlar. Onların oruç tutmaları boyunlarına borç oluyor. Bu Ramazan ayı, bizim bugün kullandığımız miladî takvimdeki aylar gibi değildir. Arabî aylar dediğimiz aylar, kamerî aylardır. Ayın, kamerin durumuna göre tespit edilen bir sistem, usuldür. Güneşin battığı yerde yeni hilâl göründüğü zaman, ertesi gün yeni bir ayın birinci günü demektir. Hilâle bakarak yeni ayın girdiği anlaşılır. Bu, dağdaki çobanın da, köydeki köylünün de, şehirdeki müderrisin-alimin de kolayca gözlemleyebileceği bir husustur.
Bu hususta Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki; 'Kameri gördüğünüz zaman, ertesi gün oruç tutun. Güneş battığı zaman ufku gözleyin; yeni ayı, incecik ayı gördüğünüz zaman, onu görünce artık ertesi gün oruç tutun. Akşam gördünüz, geceleyin hazırlıklarınızı yaparsınız, oruç tutarsınız. Bu da, aradan günler geçtikten sonra, artık dolunay oldu, bir ay geçti sonuna yaklaştınız, ay görünmez oldu. Yine ufku gözleyeceksiniz. Görünmediği günlerden sonra, yeni hilâli gördüğünüz zaman da Ramazan ayını bırakın, Ramazan bitmiştir; bayram ayı, Şevval ayı gelmiştir.
Ramazan'a başlamak nasıl oluyor?
Oruç tutulmadan evvel bir önceki gece yatsı namazından sonra teravih kılınıyor. Geceleyin de seher vakitlerinde oruç için yemek yemeye kalkılıyor. Seher vaktinde yenilen yemeğe Araplar 'sahur' derler. Sahur yemeğin adıdır, vaktin adı seherdir. Niçin böyle oluyor? Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki; 'Ramazan ayı size geldi. Mübarek bir ay.
Bu ayın gündüzlerinde oruç tutmayı Allah size farz kıldı.' Oruç tutmak farz kılındığı gibi geceleri de nafile, sevaplı, faziletli namaz olan teravihi kılarak da ihyâ etmeyi Peygamber Efendimiz sünnet eylemiş oluyor. Onun için bunlar bu şekilde yapılarak Ramazan'a başlanıyor.
Ramazan nedir?
Aynı zamanda Kur'ân-ı Kerîm ayıdır. Kur'ân-ı Kerîm'i çok okuyacaksınız, hatim indireceksiniz. Ezberlerinizi kuvvetlendirin, unuttuklarınızı hatırlayın. Ezberlememiş olduğunuz yerleri, ezberinizi arttırmaya çalışın. Kur'ân-ı Kerîm'le ilgili gayretleriniz de Ramazan'da artsın. Kesenizin ağzını açın. Hayır hasenâtı çok yapın. Fakirlere sadakalarınızı, zekâtlarınızı Ramazan ayında verirseniz mükâfatı kat kat fazla olur. Başka aylarda verdiğinizden daha çok sevap kazanırsınız. Ayrıca eşe dosta da ikramı, hediyeyi ihmal etmeyin.
Böylece bu Ramazan ayının feyzinden, bereketinden azamî derecede istifade etmeye var gücünüzle gayret edin. Çünkü Peygamber Efendimiz; 'Ramazan gelip geçtiği halde, Ramazan'ın feyzinden, bereketinden yararlanamamış beceriksiz, gafil, tembel, cahil veyahut günahkâr insanlar gerçekten şakîdir. Gerçekten büyük mahrumiyete uğramıştır. Bu da bir çeşit mânevî cezadır. Yazıklar olsun öylesine!' diye teessüf ediyor.
Ramazan geçtiği halde hâlini düzeltemeyenlere, Ramazan'ın feyzinden, bereketinden istifade edemeyenlere teessüf buyuruyor Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz. Allahu Teâlâ hazretleri Ramazanımızı güzel geçirmeyi cümlemize nasip etsin. Sıhhat afiyetle, huzur ve saadetle, devlet ve nimetle nice nice yıllar güzel Ramazanlara ulaşmanızı, makbul ibadetler yapmanızı, bayramlara erişmenizi, sıhhat afiyet kesbetmenizi -çünkü oruç bir taraftan mânevî sevap kazandırır, bir taraftan da insanı sıhhatlendirir- hem maddeten hem mânen, hem dünyevî bakımdan hem uhrevî bakımdan, hem bedenî bakımdan hem ruhî bakımdan azamî derecede kârlı ve istifadeli olmanızı temenni ederim.
Allahu Teâlâ hazretleri hepinizden razı olsun. Hepinizi cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin. es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berakâtüh.
Mahmud Es'ad Coşan - 1997, Avustralya
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.