“Kahramanlık', 'Cesaret', 'Fedakârlık', 'Yiğitlik' abidesi, örnek bir şahsiyet…
Şeyh Şamil’in hayatı, tasavvufi yönü, liderliği ve mücadelesi ana hatlarıyla haberimizde…
Göstermiş olduğu mücadeleyle sadece kendi topraklarında değil diğer İslam toplumlarında da büyük saygıya nail olmuş bir önder Şeyh Şamil. Kafkasya tarihinin mümtaz bir şahsiyeti olarak günümüze kadar bu özelliğiyle gelmiş, düşmanlarında dahi hayranlık ve saygı uyandırmış, gösterdiği olağanüstü kahramanlık ve başarılar sebebiyle, rakiplerini bile kendisine hayran bırakmıştır.
Hayatı
Şeyh Şâmil, 1797’de Dağıstan’ın Buylank kasabasında dünyaya geldi. Küçük yaşından itibaren, devrin büyük âlimlerinden dersler aldı. Medrese tahsili yaparak dinî ve fenni ilimleri tahsil etti. Tefsir, hadis, fıkıh, edebiyat, tarih ve fen bilgilerini iyi derecede öğrenerek, hem büyük bir âlim hem de gönül sahibi bir veli oldu.
Tasavvufi yönü
Kaynaklarda belirtildiğine göre, Şeyh Şâmil, arkadaşları ile ilim öğrenmek üzere Bağdat’a gidip, Mevlana Hâlid hazretlerinden ders aldı. Ondan; tefsir, hadis, fıkıh, edebiyat, tarih, fen gibi zahirî ilimleri öğrenerek, büyük bir âlim; ayrıca tasavvuf ilmini öğrenerek, hocasının eşsiz teveccühleri ile de büyük bir velî oldu. Mevlana Hâlid-i Bağdadî hazretleri, bu kıymetli talebesine halifelik de vererek, memleketi olan Kafkasya’ya gönderdi.
Şeyh Şâmil, sadece bir din âlimi ve velî değil, aynı zamanda İslam için seve seve canını ortaya koyan bir yiğit, Kafkasya’nın en iyi silah kullanan ve ata binen bahadırlarından biriydi. Delikanlılık çağına girdiğinde bileği bükülmez bir yiğit olduğu anlaşılmıştı.
Yaralı halde uyandığında namazını sordu
Tarihler 17 Ekim 1832’yi gösterirken, düşmanla girdikleri muharebede aldığı yaradan dolayı yirmi beş gün baygın halde yatmış, uyandığında başucunda duran annesine ilk olarak; “Anam, namaz vakti geçti mi?” diye sormuştur. Kâinatın Yaratıcısı’na karşı duyduğu bu mesuliyet hissi, onu daha da olgunlaştıracak ve kendisini yakından tanıyan Kuzey Kafkasyalılar, bu yiğit insanı başlarına imam seçeceklerdir...
Liderliği ve ilme verdiği önem
İmam Şâmil imam, önder seçildikten sonra, planlı ve düzenli idari yapı oluşturmak üzere vakit kaybetmeden kolları sıvamış, kısa zamanda muhteşem bir yapılanma kurmuştu. Yapısındaki yiğitleri hem din bilgilerinde yetiştirir, hem de askeri eğitimden geçirirdi. Köylerde bulunan bütün çocukların Kur’an-ı Kerim okumasını sağlar, büyüklerin de; dini ilimlerinin yanı sıra, zamanın fen bilgilerinde de yetişmesi için uğraşırdı.
Sorumluluğu altındaki tüm köy, kasaba ve şehirlerde medreseler açtırdı. Kendisi de bizzat bu derslere katılarak, talebelere dersler verdi. Medrese öğrencileri derslerinin yanı sıra, askeri konularda da eğitimler aldılar.
Şamil, dost düşman kendisini tanıyan hemen hemen herkes tarafından bir şahsiyet abidesi, zayıflamayan bir irade, cesaret, kahramanlık timsali, karizmatik bir lider olarak kabul edilmektedir.
Şamilin yönetici olarak atadığı kişide, dindarlık, adalet, bilgi, nüfuz sahibi olma, çalışkanlık, cesaretlilik, güvenilir ve soy temizliğine sahip olma gibi özellikleri aradığını mektuplarından anlamaktayız.
Esaret yılları
Şeyh Şâmil, hayatı boyunca bir avuç kahramanla, düşman ordusuna karşı kahramanca savaşır. Girmiş olduğu son mücadelede teslim olmak zorunda kalır. Kafkas Kartalı, yapmış olduğu istişareler ve aldığı karar üzerine; kadınlara, çocuklara ve yerli ahaliye dokunulmamak şartıyla teslim olmuştur.
Teslim olduktan sonra, kırk kişilik maiyetiyle birlikte Petersburg’a götürülür. Orada on sene esir kaldıktan sonra, Rus Çar’ından İstanbul’a gönderilmesini ister.
İstanbul ve Medine yolculuğu
1870’te İstanbul’a gelir. İstanbul’da büyük bir kalabalık tarafından coşkuyla karşılanır. Sultan Abdülaziz büyük kahramanı misafir eder ve onu muhabbetle kucaklar. İstanbul’da misafir edilen İmam Şâmil, ömrünün geri kalanını mübarek beldelerde geçirmek ister. Şeyh Şâmil mübarek beldelere gider ve haccını ifa eder.
Mektupları
Şeyh Şamilin hayatı boyunca yol arkadaşları, düşmanları, naibleri, yöneticileri ve ailesiyle yaptığı mektuplaşmalar, Kafkasya’daki mücadeleye tanıklık ediyor. Şamil'in şahsiyetini, dini, kültürel, entelektüel hayatını tanıma bakımından son derece önemli belgelerdir bu mektuplar…
Şamil mektuplarında genellikle 'Allah'ın aciz kulu', 'Allah'ın inayetine muhtaç, 'el-Katib el-Fakir, el-Zelil, el- Miskin' gibi isim ve sıfatlarla kendini nitelemiştir. Ayrıca “emir el mü'minin” unvanını da kullanmıştır. O kendini böyle nitelerken, muhataplarına gayet samimi, iltifatkâr sözlerle hitap etmiştir.
Mektuplarındaki nezaket dolu hitaplar
Şamil muhataplarına ''Sevgili Kardeşim', 'Faziletli Kardeşim', ya da ''Gönül Dostum', Gözümün Aydınlığı'' gibi sıcak samimi iltifatlarla bulunmuştur. Bazı genç yöneticilerine ''oğlum'' hitabında bulunduğu görülmektedir. Bu iltifat sıfatları, onun adaletli, alçak gönüllü, samimi, şefkatli, merhametli bir karakter yapısına sahip olduğunu işaret etmektedir.
Son mektubu ve vefatı
Şamil, son mektubu Medine’den yazmıştır. Vefatından yaklaşık bir ay önceki mektubunda “Kutsal Şehir Medine’ye geldiğim günden beri üzücü sayısız hastalıktan dolayı artık yataktan kalkmıyorum. Öyle ki bu fani dünyadan sonsuz dünyaya göçeceğim düşüncesi sürekli olarak kafamda.” demektedir.
Aynı zamanda Mevlâna Halid -i Bağdadî’nin halifesi olan, mücadeleci, dirayet abidesi, kahraman, büyük dava adamı Şeyh Şamil, 4 Şubat 1871’de Medine-i Münevvere’de vefat etti.
Şeyh Şâmil hazretlerinin cenazesi, Cennetü’l-Baki kabristanına defnedildi.
Vefatından evvel, Rasûlülullah’ın huzurunda sık sık Halid-i Bağdadi Hazretlerinin şu şiirini terennüm ettiği rivayet edilir.
“Server-i âlem sana âşık olup da, yanarım!
Her nerede olsam o güzel cemâlin ararım.
Kabe kavseyn tahtının sultanı sen, ben bir hiçim.
Misafirinim dememi saygısızlık sayarım.
Her şey cihanda, senin şerefine yaratıldı,
Rahmetin bana da yağsa, o ân olur baharım.”
AKRA Media arşivinde yer alan Şeyh Şamil özel belgesellerine buradan ulaşabilirsiniz.
Unutulmaz sözleri
Mektuplarında geçen bazı sözleri şunlardır;
“Ölüm bizi Allah’ımıza kavuşturan en ulvi hadisedir. Dünyaya geldik O’nun eserlerini gördük, O’nun emirlerindeki isabete inandık, O’nun eserlerine gönlümüzden vurulduk. Şimdi de sevine sevine O’na kavuşmayı özlemeliyiz.”
“Dünya hayatı gururlandırmasın! Gerçekten dünya hayatı çok hızlı tükenmekte ve bozulup gitmektedir.”
“Ey kardeşim! hiç kimseye haset etme, hiçbir zaman kibirlenme, gücün yettikçe dinin tecdidine çalış, niyetini halis eyle ve bilhassa ona ikram eyle!”
“Gönüllerden kibri çıkartmak, yüce dağları iğne ile kazımaktan daha zordur”
"Mü’min sendelerse Allah ona destek olur.”
“Arkadaşını affet... Affettiğini hatırlatma ve hatırlama.”
"Yüksekteyken küçülmeli, kuvvetliyken insaf etmelisin.”
Şeyh Şamil'in unutulmaz sözlerini buradan dinleyebilirsiniz.
“İnsanların en yükseği ve asili Allahtan en çok korkanıdır”
"Kahramanlık", "Cesaret", "Fedakârlık", "Yiğitlik" abidesi, Şeyh Şamil’in hayatı, sözleri ve birçok yönü özel bölümlerle AKRA Media arşivinde.
1441 Şeyh Şamil yılı kapsamında özel olarak hazırlanan Şeyh Şamil tiyatroları, belgeseller ve şiirlere bu sayfadan ulaşabilirsiniz.