Singapur, Güneydoğu Asya’da 728 km2 lik yüzölçümüyle Yalova’dan daha küçük bir alana sahip. Bir ada ülkesi olan Singapur'un nüfusu 5.7 milyon. Kilolmetrekareye 7 bin 6 yüz küsur kişi düşen nüfus yoğunluğuyla Şişli’den daha kalabalık.
Dört tarafı denizlerle çevrili olan bu ülkede tropik muson iklimi hakim olduğundan yağış çok ama tatlı su kaynağı yok. Ülke su ihtiyacının bir kısmını ithal ediyor. Bu nedenle su israfına müsamaha göstermeyecek bir su yönetimi hayati öneme sahip.
Singapur, su yönetiminde şu sloganla hareket ediyor : "Suyun her damlası değerli, suya ihtiyatlı davranmalı." Bunun için üç temel stratejiye sahip; her damla suyu toplamak, işleyerek yeniden kullanmak, deniz suyunu içme suyuna dönüştürmek yani tuzdan arındırmak!
Ülke yağmur suyu hasadı, kullanılmış suların geri kazanılması, deniz suyunu tuzdan arıtma gibi teknolojik yaklaşımlarıyla dikkat çekiyor. Singapur günümüzde temiz su ihtiyacınının %30’dan fazlasını geri kazanılmış su ile, %40’a yakın bir kısmını ithal su ile, %20’ lik kısmını havza alanlarından hasat ile, %10’dan fazlasını ise deniz suyunu tuzdan arındırma ile karşılıyor. Ülkede geri kazanılmış su tabiri yerine daha ılımlı bir tabir olan “Yeni Su” tabiri kullanılıyor.
Singapur'un tüm su döngüsünü kurumsal olarak, Singapur Su İdaresi yönetiyor. Su İdaresinin faaliyetleri; su kaynaklarının korunması ve genişletilmesi, yağmur suyu yönetimi, tuzdan arındırma, talep yönetimi, havza yönetimi, halk eğitimi ve bilinçlendirme programları gibi suya dair pek çok konuyu kapsıyor. Singapur Su İdaresi suyu korumaya yönelik çok paydaşlı bütünsel yaklaşımla kapalı bir döngüde su yönetimi hedefine doğru ilerliyor.
İthal su:
Singapur, içme suyunun yaklaşık %40’ını komşusu Malezya'nın Johor deresinden ithal ediyor. 1962’de imzalanan 100 yıllık Su Anlaşması uyarınca Singapur, Johor Nehri'nden günde 250 milyon galona kadar su çekebiliyor. Aynı zamanda Johor'a ithal ettiği suyun %2'sine kadar arıtılmış su sağlamakla yükümlü. 1990 yılında yapılan bir anlaşma kapsamında Johor Nehri'nin akış yukarısına Singapur Su İdaresi tarafından inşa edilen Linggiu Rezervuarı nehrin su akışını düzenliyor. Burda Singapur Su İdaresinin bir arıtma tesisi de bulunuyor. Johor'dan arıtılarak gelen su, iki ülkeyi ayıran Johor boğazında 2 km'lik rota boyunca üç büyük boru hattıyla Singapur’a taşınıyor.
Suyun geri kazanımı, hasadı:
Ülkenin kara alanının üçte ikisi su toplama alanı olarak kullanılıyor. Singapur, yağmur suyunu ve kanalizasyon suyunu toplamak için iki ayrı sistem kullanıyor.Toprağa düşen yağmur suyu, içme suyu temini için arıtılmadan önce geniş bir kanal, nehir, yağmur suyu toplama havuzu ve rezervuar ağı aracılığıyla toplanıyor. Böylelikle kentsel yağmur suyunun büyük bölümü hasat ediliyor. Adada yaklaşık 8.000 km yapay nehir ve kanal, 17 adet rezervuar var. Yoğun yağışlara karşı taşkınlardan korunmak üzere havza bazlı önlemler geliştiriliyor. Bunlar yüzeysel akış kaynakları, kanallar ve sel bariyerlerinden oluşuyor.
2003 yılında günde 10 bin metreküp üretim kapasitesiyle ilk membranlı arıtma tesisi faaliyete geçti. Yeni Su üretim sürecinde, kullanılmış sular sırasıyla mikro ve ultrafiltrasyon, ters ozmos, ultraviyole dezenfeksiyon aşamalarından geçiyor.
Doğal su döngüsüne katılan Yeni Su, ham su gölleri olan rezervuarlara belli oranda katılıyor. Ham sular ülkenin dört büyük yapay gölü olan Seletar, Bedok, Kranji ve Ulu Pandan rezervuarlarının yanı başındaki içme suyu arıtma tesislerinden geçtikten sonra hanelere şebeke suyu olarak sunuluyor.
Kanalizasyon sularına ileri arıtma:
Singapur'da kanalizasyon suyu tabiri yerine “kullanılmış su” stratejik tabiri kullanılıyor. Kullanılmış su, yalnızca su ıslah tesislerine giden oldukça derin bir kanalizasyon ağı aracılığıyla toplanıyor. Hali hazırda, ülke nüfusuna hizmet veren kıyı bölgelerine yerleştirilmiş dört su ıslah tesisi; Changi, Ulu Pandan, Jurong, Kranji semtlerinde bulunuyor. Bunlardan en büyüğü ülkenin kanalizasyon arıtmasının %60’ını üstlenen Changi Su Islah Tesisi. İşletme, günde 900 milyon litre kullanılmış suyu arıtma kapasitesine sahip borular, tanklar, havalandırma üniteleri ve filtreleme sistemlerinden oluşuyor. Bu tesisin bir özelliği de, kanalizasyona bağlı 48 kilometrelik devasa bir tünelden akan atık su ile beslenmesi dolayısıyla yeraltı faaliyetinin yer üstünden fazla olması. Singapur’da her yıl yaklaşık 595 milyon metreküp kullanılmış su, bu suretle uluslararası standartlara göre işleniyor. Arıtılan kullanılmış su, ıslah tesisinin çatı katındaki Changi Yeni Su fabrikasına yönlendiriliyor ve burada gelişmiş çift membran teknolojileri ile Singapur'un kendi geri kazanılmış suyu olan Yeni Su üretiliyor.
Deniz suyunu tuzdan arındırma:
Singapur’da günümüzde faaliyette olan dört farklı deniz suyunu tuzdan arındırma tesisi bulunuyor. Bunlardan ilki 2005 yılında faaliyete girmiş ve beşincisi ise bu yıl içinde faaliyete girmeyi bekliyor. Geçen sene faaliyete giren Marina semtindeki tesis hem tatlı suyu hem de deniz suyunu arıtabilen ilk büyük ölçekli çift modlu tuzdan arındırma tesisi olma özelliği taşıyor. Yağmur mevsiminde reservuarlar dolduğunda tatlı sudan, yağmurun azaldığı mevsimlerde ise deniz suyundan arıtma yapabiliyor.
Suyun stratejik yönetimi:
Suyu korumaya yönelik çok paydaşlı bütünsel yaklaşımın benimsendiği ülkede pek çok stratejik adım görmek mümkün.
Sürdürülebilir bir su tüketimi seviyesine ulaşmak ve suyun çevre üzerindeki etkisini yönetmek için toplumun bağlılığına ve katılımına önem veriliyor. Toplumun her kesimi üzerine düşeni yapmaya ve suyu korumayı bir yaşam biçimi haline getirmeye teşvik ediliyor.
Toplumsal faaliyetlerde kullanılan dile önem gösteriliyor. "Atık Su Arıtma" yerine "Kullanılmış Su Yönetimi" tabiri; “Arıtılmış Su” yerine “Yeni Su” tabiri gibi stratejik tabirler “Ne kadar büyük veya küçük olursa olsun, her damla önemlidir, her katkı önemlidir.” gibi sloganlar kullanılıyor.
Arzı artırırken talebi de azaltmaya yönelik stratejik adımlar atılıyor. Aşırı su kullanımını caydırmak için aylık tüketimi 40 m3'ün üzerinde olan hanelere su bazlı ücret ilavesi yapılıyor. Aynı zamanda, su tasarrufunu teşvik etmek için toplam Yeni Su tüketimine %10 oranında Su Koruma Vergisi uygulanıyor.
Su varlığı ile çeşitli turizm faaliyetlerini ahenkli bir şekilde yürüterek toplum ekonomisini geliştirmek adına denizlerin ve yapay göllerin etrafında doğal mesire alanları tesis ediliyor; bisiklet, kayık, yelken, paraşüt, balık avlama gibi sportif faaliyetler belirlenen kurallar çerçevesinde gerçekleştiriliyor.
Sıfır atık hedefinde küçük bir detay: Termosunuzu yanınızdan ayırmayın!
Singapur’da her evin musluğundan içilebilir arıtma suyu akıyor. İşyerlerinde, hastane, AVM gibi toplumsal mekanlarda içme suyu doldurmak için halkın hizmetine ücretsiz olarak sunulan üniteler bulunuyor. Bilgi tabelalarında suyu ve çevreyi korumaya yönelik sloganlar yer alıyor. Halk çeşme suyu içmeye, yanında termos taşımaya, tek kullanımlık plastik su şişesi kullanmamaya teşvik ediliyor.
Yapay göller üzerinde yüzen güneş panelleri
Singapur tropik bölgede yer alan, yıl boyunca güneş ışınlarının dik açıyla geldiği ve her gün 12 saat gündüzün yaşandığı bir ülke. Ülkede su yönetiminde kullanılmakta olan yağıştan bağımsız ancak yoğun enerji gereksinimli kaynakların sürdürülebilirliğinin yıllar içinde azalacağı öngörülüyor. Bu sebeple içme suyu arıtma tesisleri için gereken enerjinin bir bölümünü karşılamak üzere 2016 yılından itibaren güneş enerjisi panellerinden faydalanılıyor. Karasal alanı oldukça sınırlı olan ülke, güneş enerjisi panellerini yerleştirmek için büyük oranda göl yüzeylerini değerlendiriyor. Hali hazırda yağmur suyu hasadı ve içme suyu arıtma tesisleriyle hizmet veren rezervuarlardan temiz elektrik enerjisi üretiminde de istifade ediliyor.
Övgüye layık bir sistem:
Singapur su endüstrisindeki sürdürülebilir faaliyetlerinden dolayı çok sayıda uluslararası ödüle layık görüldü. Su arıtma sistemlerini geliştiren ülkeler arasında su kalitesini artırma, kullanılmış su değerlendirme, deniz suyunu tuzdan arındırma, yenilikçi teknoloji benimseme ve sürdürülebilir finansal modeller alanlarında girişimler yönünden değerlendirme yapılıyor.
Su arıtılmazsa ne olur?
Uluslararası kuruluşların araştırmalarına göre dünyadaki atık suların yüzde 80'inin arıtılmadan veya yeniden kullanılmadan ekosisteme geri döndüğü tahmin ediliyor. Atıksu arıtımının yeterli düzeyde yapılmaması kaynak sularının lağım sularıyla kirlenmesi anlamına geliyor. Dünyada pek çok ülke, ileri arıtılmadan mavi sulara derin deşarj edilen atıksulardan kaynaklı içme-kullanma suyu stresi, besin kirliliği (azot ve fosfat birikimi) ve tür erozyonuyla karşı karşıya. Günümüzde dünya genelinde 1,8 milyar insanın temiz suya erişimi bulunmuyor. Bu bölgelerde lağım sularıyla kirlenmiş su kaynakları dolayısıyla kolera, dizanteri, tifo ve çocuk felci gibi hastalıklarla mücadele ediliyor.