Hocamız, Gönül Dostumuz, Mürebbi'miz Mahmud Es’ad Coşan'ın, Ramazan ayında aile ve çocuklarla Ramazanı yaşamak üzerine kaleme aldıkları başmakaleyi istifadenize sunuyoruz:
Ne mutlu ki Ramazân-ı şerîfe kavuşmuş bulunuyoruz. Hadîs-i şerîflere göre bu ay, gerçek bir bereket mevsimidir. Allahu Teâlâ bu ayda mü’minleri hayırlara gark eder; rahmetini onlar üzerine yayar ve saçar; günah ve hatalarını bağışlar; dualarını, dileklerini kabul eder; mü’min kulların bu ayda gösterdiği canlılık ve gayrete, ibadetlere devamlarına, hayırlardaki yarışmalarına nazar buyurup meleklerine onlarla mübahat ve iftihar eyler.
Bu ayda maddî ve mânevî âlemlerde değişmeler olur, göklerin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapatılır, şeytanlar zincire vurulur, cennet bezenip, melekler yerlere iner, kullarla musafaha ederler. Bu ay içinde bin aydan daha hayırlı bir gece ‘Kadir gecesi’ saklıdır.
Mânevî yönden, şer kuvvetleri dizginlenmiş, hayır imkânları çoğaltılmış ve şartlar müsaitleşmiş olan bu ay, kulların batıldan hakka, günahtan sevaba, hatadan tevbeye, kötülükten iyiliğe dönmesi için çok kıymetli bir fırsattır. Bu fırsat iyi değerlendirilmeli, elden kaçırılıp heba edilmemelidir.
Ramazan mü’min kullara yıllık bir yetiştirme kursu, terbiye devresidir. Ömür boyu her yıl mü’minler bu ayda rûhî egzersizlerle uğraşır, arzularını yenmeyi, iradelerine hâkim olmayı öğrenir, nefislerini ıslaha alışırlar; oruç ve ibadetlerle mânevî duyguları gelişir, derunî hayatın sırlarına aşinalıkları artar; hassas, merhametli, şefkatli, rikkatli, hayırsever, halis ve sâfî kimseler haline gelirler.
Çocukların rûhî inkişafı ve dinî-ahlâkî eğitimi açısından da Ramazan’ın, bu aydaki aile içi yaşantının müstesna bir değeri ve etkisi vardır. Kendi hafızalarınızı yoklayınız! Orada Ramazanlarla, oruçlarla, teravihlerle, sahurlarla, hatimler ve mukabelelerle, pideler, tatlılar, ziyafetler, kandiller, minarelerle ilgili ne kadar çok ve güzel, sevimli ve özlemli çocukluk hatıraları vardır! Dikkat edilsin ki bunlar; bizim dinî hissiyatımızın, rûhî yapımızın, ahlâkî davranışlarımızın en sağlam temellerini oluşturmuşlardır.
O halde ailece Ramazan yaşantınıza dikkat ve özen gösteriniz. Ramazan’ın simgesi olan ibadet ve davranışları aceleye getirmeyiniz, tadını çıkara çıkara, sindire sindire îfâ ediniz; dinî vazifelerinizi angarya gibi değil, seve seve, bir düğün ve şenlik havası içinde yapınız.
Bu cümleden olarak, çocuklarınıza özel itina gösteriniz; onları tatlılıkla, öpücüklerle sahura muhakkak kaldırınız; güzel ve temiz, pak giydiriniz, tarayıp donatınız, ta ki şahsiyetleri o yolda gelişsin. Küçücük avuçlarını açıp masum masum dua etmelerini öğretiniz.
Ailece hanım, bey, çocuklar beraberce camiye, teravihe gidiniz. Çocuklarınızı mutlaka sabah namazlarına götürünüz, mukabele dinletiniz. Uyku ve istirahatlerini gündüzün müsait zamanlarında sağlarsınız. Uyku bahanesiyle ibadetlerden geri kalmalarına asla izin ve fırsat vermeyiniz, onları küçükken ters alışkanlıklara kendi ellerinizle itmeyiniz. Vaazlara, cumalara götürünüz; daha sonra da ne aldığını, hatırında ne kaldığını sorup kontrol ediniz. Kur’ân-ı Kerîm öğretiniz, hatim indirttiriniz.
Bütün bunları yaparken de hediyelerle, güleç yüzle yaptırınız. Sevdirerek, özendirerek yapmasını sağlayınız. Dondurmaları, çikolataları, şekerleri, balonları, oyuncakları, meyveleri, mükâfatları devreye sokunuz. Ta ki ruhları, hafızaları en tatlı Ramazan hatıralarıyla dolsun, dimağları Hakk'a kulluk etmenin derunî lezzetine alışsın.
Böylece, Ramazanımızın daimî bir bayram ve ebedî bir düğün haline dönüşmesini dileriz.
Mahmud Es'ad Coşan / Kadın ve Aile Dergisi /Haziran 1985
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.