Ekinlerimizi büyüttüğümüz, beslendiğimiz topraklarımız çeşitli sebeplerle kirlenmekte. Bu kirlilik toprak kalitesinin azalmasına ve toprağın verimsizleşmesine sebep olmakta.
Peki toprak kirliliği ne demek? Topraklarımız nasıl kirleniyor? Toprak kalitesini bozan kirleticiler nasıl ortadan kaldırılabilir ve toprak nasıl verimli hale getirilebilir?
Ayrıntılar haberimizde:
Toprak nedir?
Toprak, yerküreyi ince bir tabaka halinde kaplayan, kayaçların fiziksel ve kimyasal prosesler sonucunda parçalanması, ayrışması ve zaman içerisinde sayısız organizma ve bitki kalıntılarının birikmesi sonucunda oluşan bir doğal kaynak.
Toprak, bitki örtüsünün beslendiği kaynakların ana deposu. Toprağın üst tabakası insanların ve diğer canlıların beslenmesinde temel kaynak teşkil etmekte. Bir gram toprağın içerisinde milyonlarca canlı bulunmakta ve ekosistemin devamı için bunların hepsinin ayrı önemi bulunmakta. Toprak, su ve hava ile birlikte, yeryüzündeki yaşamın vazgeçilmez unsuru.
Toprağın önemi
Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Ekrem Karpuzcu, AKRA’ya yaptığı açıklamada toprağın önemini ifade etti:
“Toprak ekosistemin önemli bir parçası. Besin döngüsünde önemli bir yeri var. Bitkiler için mekân ve besin kaynağı. Bizim için de çok önemli. Çünkü gıda üretimi için ana kaynaklarımızdan biri. Toprağı korumamız, gıda güvenliği açısından da son derece önemli.
Çevre dediğimizde su kirliliği, hava ve çevre kirliliği gibi kavramlar öne çıkıyor. Geri dönüşümü, kazanımı oldukça zor olan bir de toprak kirliliği var.
Aslında bunları birbirinden bağımsız olarak düşünmemek lazım. Çünkü toprak kirlendiği zaman su kaynaklarımızı ve havayı da etkiliyor. Bazı kirleticilerin özellikle gaz fazına geçme özelliği var ve bu uçucu kirleticiler havaya karıştığı zaman aynı zamanda hava kirliliğine de sebep olabiliyor. Toprak, özellikle yağışlarla birlikte taşınan toprak partikülleri yüzey sularına ulaşarak, su kirliliğine de sebep oluyor. Yani, havayı, suyu ve toprağı birbirinden ayrı değerlendirmemek gerekir. Üçü de birbiriyle yakından ilişkili.”
Topraklar neden kirlenir? Bunu önlemek için neler yapılmalı?
Karpuzcu, “Aslında toprak kirliliği denildiği zaman toprak kalitesinin bozulması şeklinde anlayabiliriz. Toprak kalitesi de şu şekilde tanımlanıyor. Uzun ve sürdürülebilir şekilde insan ve hayvan sağlığını sağlamak üzere doğal kaynaklara zarar vermeden veya çevreyi olumsuz etkilemeden güvenli ve besleyici ürün yetiştirilmesine olanak veren toprak kapasitesi. Toprağın sağlama kapasitesini bozduğumuz zaman toprak kalitesini bozmuş oluyoruz. Bu iki şekilde olabiliyor. Çoğunlukla insan faaliyetleri sonucu ama bazen de doğal yollarla da tetiklenebiliyor. Fiziksel veya kimyasal prosesler. Çoğunlukla daha büyük tahribata insan faaliyetleri sebep oluyor.” diyerek kirliliğin sebeplerini şöyle anlattı:
İnsan kaynaklı kirlenme
Tarımdaki yanlış uygulamalar,
aşırı gübre kullanımı,
tarım ilaçlarının kontrolsüz ve aşırı kullanımı,
endüstriyel faaliyetler sonucu toprağı olan sızmalar, petrol ve akaryakıt sızmaları,
katı atık depolama sahalarında meydana gelen sızıntılar, arıtma çamurlarının yeterince arıtmaya tabi tutulmadan toprağa uygulanması,
atık suların yönetmeliklere uygun olmadan veya yeterince arıtmaya tabi tutulmadan sulama amaçlı toprağa verilmesi sulama gibi sebepler toprağı kirletiyor.
Ayrıca trafikten kaynaklanan ağır metal kirlenmesi bir başka sebep. Eskiden kurşunlu benzin kullanımı vardı. Bu kurşun ağır bir metal. Havada durmuyor, çökeliyor toprağa ulaşıyordu. Bunun gibi atmosferden kaynaklanan kirleticiler de var. Pek çok çeşitli saha faaliyeti sonucu kirleticiler toprağa ulaşmakta.
Türkiye'deki özellikle toprak kalitesinin bozulmasıyla ilgili bir veri var. Gıda ve Tarım Organizasyonu raporunda Türkiye'deki toprak arazisinin yaklaşık yüzde 22’sinin ciddi kalite bozulmasına uğradığı rapor edilmiş ve bu oranın içinde de yüzde 15’i çok ciddi bozulma sınıfında. Dolayısıyla bizim için aslında toprak zenginliğimiz açısından riskli bir durum.
İnsan faaliyetlerinin dışında bir de tabii kuraklaşma, çölleşme gibi tehlikeler de var. İnsan faaliyetlerinin dışında doğal yollar, toprak erezyonu, toprakta verimsizleşmeye neden olan bir proses.”
Toprak kirliliğini önleyebilecek çözümler
Dr. Mahmut Ekrem Karpuzcu, bireysel ve toplumsal anlamda yapılabilecekleri ise şöyle anlattı:
“Özellikle tabii en başta kirlilik kaynaklarının kontrolü gerekiyor.
Katı atık depolama sahalarında sızıntıların kontrol edilmesi,
arıtma çamurlarının veya atık suların kontrolsüz uygulamasının durdurulması,
tarımda iyi tarım uygulamalarına önem verilmesi,
tarım ilaçlarının kayıt altına alınarak uygulamasının kontrol altına alınması,
gübre uygulamalarının kontrol edilmesi ve endüstriyel sahalarda özellikle sızmaların önlenmesi çözümün bir parçası.
Fakat bunlar tabii yeterli değil. Bir de bunların dışında sahalarda risk analizlerinin yapılması gerekiyor. Kirlenme riski tespit edilen sahalarda özellikle düzenli izleme programlarının oluşturularak çeşitli zaman aralıklarında numunelerin alınması ve kontrolün sağlanması gerekiyor. Bu şekilde bu konuya önem verilmesi gerekiyor.”
Kompostlama yöntemi
“Sürdürülebilir bir yöntem. Herkesin bahçesinde, evinde, evinin bir köşesinde bunu küçük çapta uygulamasına teşvik edilebilir. Yurt dışında bunların uygulamaları var. Küçük çaplı herkes evi müsait olanlar, evinin bir bahçesinde veya bir köşesinde bunları uygulayabiliyorlar. Biyolojik bir yöntem olduğu için sürdürülebilir de bir yöntem. Çevre dostu bir yöntem. Bunların yaygınlaşması gerekiyor ve teşvik edilmesi gerekiyor.nBunun farkında olmamız gerekir ilk önce. Ve bir an önce harekete geçmemiz gerekiyor.”
Hayatımızı kuşatan kimyasallardan sıyrılıp toprağımızı da bu kimyasallardan mümkün mertebe koruyabilirsek en önemlisi kirletmemek, bozmamak, aslını korumaya çalışmak ve kıymetini bilmek noktasında farkında olabilirsek sorunun önemli bir kısmını çözme noktasında adım atmış olacağız.
“Bir diğer husus, toprağın miktarını da korumak. Orman arazilerini korumak. Yani kentleşmenin daha kontrollü olması. Çünkü toprak erozyonuna da dikkat edilmeli. Ağaçlar burada önemli bir koruma sağlıyor. Ağaçların yok olması da toprak kaybına sebep oluyor. Bu da toprak kalitesini ve miktarını ve dolayısıyla gıda üretimimizi etkileyen önemli bir faktör olarak karşımıza çıkıyor.” değerlendirmesinde bulundu.