İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
İkindi16:55 Akşam19:59 Yatsı21:28 İmsak04:30 Güneş06:05 İşrak06:45 Öğle13:07
Hava - Hava durumuÇok Bulutlu 22°C Nem %47
Türkçe
14 Şevval 1445 23 Nisan 2024 Salı
14 Şevval 1445
Öğle
13:07
İkindi
16:55
Akşam
19:59
Yatsı
21:28
İmsak
04:30
Güneş
06:05
İşrak
06:45
Giriş Yap

İlk ezanın okunması ve kıblenin değişimi

21.10.2022    |

Son Peygamber Hz. Muhammed-i Mustafa (SAS) Medine’yi şereflendirmesinin ardından bir devlet yöneticisi vasfıyla şehir halkıyla anlaşmalar yapmış, ilk kurum olarak Mescidi Nebevi’yi inşa ettirmiş, inşaatında bizzat çalışmıştı. Medine’de açılan çığırlardan biriyle ibadete davet için “ezan”ın belirlenmesi, işin ehline verilmesi konularıyla devam ediyoruz.

13. Bölüm

Ezân-ı Muhammedî

Mescid-i Nebî inşâ edilmişti. Namazlar cemaatla hep birlikte kılınmaktaydı. Ancak namaza davet, namaz vaktini ilân etmek önem arz etmekteydi. Bu iş için istişare oturumları düzenlenmekte, değişik teklifler gelmekteydi. Boru öttürmek; çan çalmak, ateş yakmak diğer ümmetlerin ibadetlerini duyurma şekliydi. Müslümanların da kendilerine özgü ibadete davet usulü olmaydı. Bu gerekçe ile önceki milletlere benzeyecek teklifler reddedildi. Arayış derindi.

Bir gün, ezânın sözlerini rüyasında öğrenen Abdullah b. Zeyd (RA) heyecanla çıkageldi. Hz. Muhammed’e (SAS) rüyasını haber verdi (Ahmed b Hanbel, Müsned, IV, 42-43). Davet şekli belirlenmişti. Herkes sevindi. Ancak her işi ustasına vermek gerekti. Bu iş ise, Bilal-i Habeşî’nin idi.

Hz. Muhammed (SAS) emretti: Abdullah b. Zeyd, ezânı Bilal’e öğretti. Medine’de, Mescid-i Nebi’nin yanındaki evin damında okuduğu Ezân-ı Muhammedî ile Bilal’in yanık sesi, ehad’dan ekber’e erdi...

Bu ses, kıyamete dek değişik ağızlardan ufuklarda inleyecekti...

Bilal’in ilk kez seslendirdiği ezân şöyleydi:

“Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber. Eşhedü enlâ ilâhe illellah, eşhedü enlâ ilâhe illellah. Eşhedü enne Muhammeder-Resûlullah. Eşhedü enne Muhammeder-Resûlullah. Hayye ‘ale’s-salâh, hayye ‘ale’s-selâh Hayye ‘ale’l-felâh, hayye ‘ale’l-felâh Allahu ekber, Allahu ekber Lâ ilâhe illellah!” (Buhârî, “Eẕân”, 1; Müslim, “Ṣalât”, 1; Ebû Dâvûd, “Ṣalât”, 27; Tirmizî, “Ṣalât”, 25; İbn Mâce, “Eẕân”, 1; Nesâî, “Eẕân”, 1)

İslâm ülkesinin her yerindeki müezzinler, her namaz vakti geldikçe, “Allahu ekber Allahu ekber” diyecek, tevhidi tekrar tekrar, durmaksızın ilân edecekti... “Bu ezanlar ki şehâdetleri dinin temeli. Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli!” temennisiyle her Müslüman onu dinleyecek, sevinecekti. Müşrikler, inançsızlar ise duymak istemeyeceklerdi.

“Siz (ezanla) birbirinizi namaza çağırdığınız zaman, onu bir eğlence ve bir alay (konusu) edinirler. Bu, onların gerçekten düşünmez bir topluluk olmalarındandır.” (Maide 5/58)

Diğer yandan: “(İnsanları ibadet ve itaat için) Allah’a çağıran, sâlih (sevaplı) ‘iş ve hareket’ yapan ve “şüphesiz ben müslümanlardanım” diyen kimseden daha güzel sözlü (olan) kim” olabilirdi? (Fussilet, 41/33)

Güzel Sesli Biri

Garipti, dikkat çekiciydi...

Hz. Muhammed (SAS) dört müezzininden, ezan okuyan görevlilerinden birini, böylesi bir ezanla eğlenme olayında edinmişti. O kişi Ebû Mahzûre (RA) idi. Ebû Mahzûre Mekke’nin fethedildiği yıl Hz. Peygamber ile Ci‘râne’de karşılaştıktan sonra Müslüman oldu. O sırada Resûl-i Ekrem Tâif kuşatmasının ardından Ci‘râne’ye dönüyordu. Namaz vakti gelince müezzin ezan okumaya başladı.

Resûlullah’a (SAS) karşı büyük bir kin besleyen Ebû Mahzûre ile Kureyşli on genç ezan sesini işitince bir yere gizlendiler ve alaylı bir şekilde müezzini taklit ederek yüksek sesle ezan okudular. Rasulullah (SAS) içlerinden birinin güzel sesli olduğunu fark etti. Gençleri yanına çağırdı. Kendilerine birer birer ezan okuttu. En son okuyan Ebû Mahzûre’ydi. Sesini çok beğendi. Ona ezanı öğretti. Namaz vakti gelince elini başına koyup alnını okşadı. Ezan okumasını emretti. Ebû Mahzûre bu emri isteksiz bir şekilde yerine getirdi. Sonra Hz. Peygamber (SAS) ona bir miktar gümüş para verdi. Kendisine dua etti.

Gönlü İslâm’a ısınan Ebû Mahzûre orada Müslüman oldu. Hz. Peygamber’den (SAS) kendisini Mekke’deki Harem-i Şerif’e müezzin yapmasını istedi. Bu arzusunu kabul eden Hz. Peygamber, “Allah mübarek etsin, hayırlı uğurlu olsun” buyurdu.

Mekke Valisi Attâb b. Esîd’e gitmesini ve yeni görevini ona bildirmesini söyledi. (İbn Mace, ezân 2; Nesaî, ezan 5, 6; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 409)

Her olayın iyiye götürülebilecek bir yönü, her insanın etki altına alınacak bir yanı bulunmaktaydı. İşin sırrı onu bulup çıkarmak, yakalamaktaydı. Tevhide davet, insan kazanma temel fikri ve uygulamasıyla başarıya ulaşacaktı. Usul, daima yapıcı ve olumlu olacaktı.

Kıble Değişiyor

Hicretin ilk yıllarında görülen en önemli gelişmelerden biri de kıblenin değişmesiydi. Daha önceleri Müslümanlar Kudüs’e yönelerek ibadet ederlerdi. Bu noktada Yahudilerle birleşirlerdi. Yahudiler de bu durumdan, öteki milletlere karşı bir üstünlük payı çıkarır, övünürlerdi. Ancak Hz. Peygamber için Kabe ideal kıbleydi. İbadetlerde Mekke’ye yönelmek, muhâcirler için de teşvik ediciydi. Mekkeli müşrikler için de pek ağır bir tehdit anlamına gelirdi.

Kur’ân kıblenin değiştirilmesini bize şöyle haber verdi:

“(Resûlüm! Kıblenin Kâbe’ye çevrilmesi hususunda vahyin gelmesi için) yüzünü göğe çevirip durduğunu görüyoruz. Şimdi seni elbette hoşlanacağın bir kıbleye çeviriyoruz. Artık (namazda) yüzünü Mescid-i Haram (Kâbe) tarafına çevir. (Ey mü’minler,) nerede olursanız olun (namazda) yüzlerinizi o yöne çevirin. Şüphe yok ki kendilerine kitap verilenler, bunun Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu pekâlâ bilirler. Allah onların yaptıklarından habersiz değildir. (Resûlüm!) Andolsun ki sen, kitap verilen (yahudi ve hıristiyan)lara her türlü âyeti (mucize ve delili) getirsen bile (inatlarından) senin kıblene uymazlar. Sen de onların kıblesine uyacak değilsin.” (Bakara 2/144-145)

“(Yine) her nereden (yola) çıkarsan çık, (namazda) yüzünü Mescid-i Haram’a doğru çevir. (Ey mü’minler!) Siz de nerede olursanız, yüzünüzü onun tarafına çevirin ki (diğer) insanların aleyhinize (sizi küçük düşürecek) bir delili olmasın.” (Bakara, 2/150)

Kıblenin değiştirilmesini emreden ilk ayet Benî Seleme yurdunda Hz. Peygamber namazda iken gelmişti. Hz. Peygamber derhal Kâbe’ye yöneldi, ardında namaz kılanlar da ona uyarak Kâbe’ye döndü. Bu sebeple o mescide iki kıbleli mescid anlamında “Mescid-i Kıbleteyn” dendi.

İbadet esnasında kıblenin değiştirilmesi, ilk bakışta görüldüğünden daha da anlamlıydı. Kıblenin değiştirilmesi Müslümanları ne kadar sevindirdi ise bazı yahudi ve münâfıkları da o kadar ileri-geri söz etmeye yöneltti:

“ (Müslümanları) üzerinde bulundukları, (eski) kıblelerin(i Beyt-i Mukaddes’)ten (Kâbe’ye) çeviren nedir?” diyecekler. (Resûlüm!) De ki: “Doğu da Allah’ındır, batı da. O (kullarının iyi niyet ve amellerine göre) dilediğini doğru yola iletir. (Ey müslümanlar!) Böylece sizi dengeli (seçkin ve adaletli)bir ümmet kıldık ki insanlara karşı (adaletin örneği ve hakikatin) şahitler(i) olasınız ve Peygamber de sizin lehinizde şahit olsun. (Resûlüm! Biz vaktiyle arzulayıp da şu anda) yöneldiğin kıble (olan Kâbe’)yi ancak (sen) Peygamber(im’)e uyanları, topukları üzerinde geri dönen (münâfık ve mürted)lerden ayıralım (da onlar bilinsinler) diye kıble yaptık. Gerçi bu (çevrilme) elbette Allah’ın doğru yola ilettiği kimselerden başkasına ağır gelmektedir. Allah sizin imanınızı (Mescid-i Aksâ’ya yönelerek kıldığınız namazlarınızı) asla zâyi edecek değildir. Şüphesiz Allah, insanlara karşı çok şefkatlidir, çok merhametlidir.” (Bakara 2/142-143)

Kıblenin değişmesiyle İslâm toplumu tamamen bağımsız bir sosyal yapıya kavuşmaktaydı. Zaten bundan sonra dünya hayatını ilgilendiren hükümler peş peşe ortaya konacaktı...

Nüfus Sayımı

Peygamberimiz (SAS.) Medine’deki Müslümanların sayısını öğrenmek istedi. Çevresindekilere: “Müslümanım diyenlerin isimlerini yazıp getiriniz!” emrini verdi. Görevliler 1.500 kişinin adını yazıp getirdiler.(Buhâri, cihad 181; Müslim, iman 235; İbn Mâce, fiten 23; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V. 384)

Demek Medine merkezinde 1.500 Müslüman Hz. Peygamber’in (SAS) emrindeydi. O günün Medinesinde bu büyük bir sayı idi. Sayım, toplumun ihtiyaçlarını karşılamak ve çeşitli yönetsel tedbirler almak açısından oldukça önemliydi. Çalışmaların kesin bilgilere dayandırılmasına hizmet ederdi. İslâmî hareketlerde hayal ve hesapsızlık söz konusu olamazdı.

Resulullah (SAS)’in tevhid yoluna inanan, gönül veren kimseler içinden hareket plânlayıcı ve uygulayıcılar seçilmekteydi.

◀️ 12. Bölüm: Medine şehir devletinin kuruluşu

▶️ 14. Bölüm: Birey ve toplum hayatını etkileyen ibadetler

­
Kabe
Canlı Yayın
Şuan canlı Yayın
Hadisler Deryası
AKRA CANLI
 / 
close icon close icon
AKRA CANLI
Hadisler Deryası
Hadisler Deryası Add Icon volume up
 / 
Canlı Yayın
fast rewind
fast forward
Playlist
Bu özelliği kullanabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir
  
Fikrini Paylaş
TAAHHÜTNAME

Hazırlamış olduğum ve sitenize gönderdiğim/ teslim ettiğim, tamamen orjinal ve bana ait olan, projemin/görüntü veya kaydımın, AKRA MEDİA tarafından kendisine ait kablolu/karasal/uydu, şifreli/şifresiz, free/paralı TV, video, DVD, VCD,VHS ,radyo, kaset, sinema ve sair mevcut yada ortaya çıkacak her türlü İşaret, ses ve /veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve tüm internet siteleri ve sosyal medya platformlarında yayınlamasına, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, işleme hakkı ve temsil hakkının kullanılmasına süresiz olarak müsaade ediyorum.

Projemin/görüntü veya kaydımın, bant, CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player, dijital kayıt vb. tüm yollarla kayıt, çoğaltma ve dağıtım haklarını, bilişim veya iletişim ortamında görüntülenmesini, iletilmesini, okunmasını, izlenmesini, dinlenmesini vb. interaktif veya normal CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player vb. şekilde basılarak veya ses kayıtlarının metin haline getirilip kitap olarak piyasaya sunulmasını sağlayacak her türlü materyal üzerine kaydı ile çoğaltılması, kullanılması, işlenmesi, yeniden ve genişletilmiş şekilde sesli, yazılı ya da görüntülü yayın haklarını, bu suretle de çoğaltılarak kullanılması, dağıtılması, pazarlanması vb. fikri, mali ve manevi haklarımın tamamını, programda gerekli görülen değişiklikleri yapma haklarımı bila bedel olacak şekilde, AKRA.MEDİA sitesine ve bu site'nin yetkilisi ve sahiplerine devir ve temlik ettiğimi, beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Şehir Seçin
Close