Büyük ve mübârek bir ayın gölgesi üzerimize düştü. “Receb ve Şaban ayını bizlere mübârek kıl ve bizi Ramazan ayına ulaştır!” duâlarımız kabul oldu.
Bu kutlu ayı “evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennem azabından kurtuluş” olması için nasıl değerlendirelim?
Önderimiz, rehberimiz Peygamber Efendimiz (SAS)’in güzide uygulamaları her zamanki gibi bize yol gösteriyor.
İslam’la birlikte Kameri ayların aynı mevsimde sabitlendiği dönemlerin geride kalmasının ve orucun farz kılınmasının ardından “sıcak mevsimin ardından yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur” anlamındaki ramadî köküyle ilişkilendirilerek “Orucun hararetiyle, açlık ve susuzluğun etkisiyle insanın içini yakan, güz yağmurlarının yeryüzünü yıkadığı gibi günahları yıkayıp temizleyen” terim anlamı kazanıyor.
Ramazan ayı neden mübarek bir ay?
Ramazan-ı şerif, Kur’ân-ı Kerîm’de adı geçen ve değerine vurgu yapılan yegâne ay. Bizzat Peygamber Efendimiz (SAS) tarafından “mübarek bir ay” olarak nitelendiriliyor. (Buhârî, “Ṣavm”, 5)
Ramazan-ı şerif oruç ayı. İslâm’ın üzerine bina edildiği beş temel şarttan biri olan oruç bu ayda tutuluyor. (Buhârî, Müslim) Orucun bir farz ve bizzat takvaya erme yolu olduğunu bildiren âyetlerin hemen ardından ramazan ayına ulaşanların oruç tutması emrediliyor (Bakara 2/183-185).
Peygamber Efendimiz (SAS) “Sahura kalkın, zira sahurda bereket vardır” buyurarak seher vakti imsak kesmeden yenen sahur yemeğini teşvik ediyor. (Buhârî, Nesâî, Tirmizî,)
Sahura kalkanların Allah’ın rahmetine ve meleklerin duasına mazhar olacağını belirtiyor. (Müsned)
Akşam namazı vakti girdikten sonra oruçlunun iftarda acele etmesini ve orucunu hurma veya tatlı bir şeyle yahut su ile açmasını tavsiye ediyor. Kendisi (SAS) de bunu bizzat uygulayarak akşam namazını kılmadan önce birkaç hurma ile orucunu açtığı biliniyor. (Buhârî, “Ṣavm”, Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvûd)
Oruçlunun makbul olan duası
Oruçlunun iftar anında yapacağı duanın geri çevrilmeyeceği müjdesini veriyor (İbn Mâce).
Orucunu açarken “Allahım! Senin rızân için oruç tuttum, senin verdiğin rızıkla orucumu açtım” (Ebû Dâvûd) şeklinde dua ettiği biliniyor. Bu esnada sana inandım, orucumu kabul buyur; çünkü sen her şeyi işiten ve bilensin, günahlarımı bağışla” şeklinde dua edilmesi de müstehap.
Oruç yalnız ağız için değil, bütün uzuvlar için geçerli olan bir ibadet. Kalbin, dilin, elin, ayağın daima iyilikle ve faydalı işlerle meşgul olmasıyla hakkıyla yerine getirilebiliyor.
Orucun ruh haline etkileri
Orucun manasını kavrayan kişi daha nazik, yufka yürekli, hassas ve merhametli davranabiliyor. Allah (C.C.) orucu yalnız kendi rızası için tutanlara vereceği mükafatı şu kutsi hadisinde bildiriyor: “Âdemoğlunun işlediği her hasene/hayır ve ibâdet, on mislinden yedi yüz misline, Allâh’ın dilediği sayıya kadar artırılır. Fakat oruç böyle değildir. Çünkü oruç, Benim (Allah) içindir. Onun mükâfatını Ben veririm…” (Müslim, Sıyâm, 164)
Kur’an ayı Ramazan
Ramazan-ı şerif Kur’an ayı. Allah’ın insanlığa son mesaj olarak gönderdiği Kur’an-ı Kerim bu ayda inmeye başlıyor. Rabbimiz Kur’an’da şöyle buyuruyor: "(O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki Kur’an; insanlara hidayet (doğru yol) rehberi, doğru yolun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak onda(ki Kadir gecesinde) indirildi” (Bakara, 2/185)
Kur’an ayı Ramazan-ı şerifte çokça Kur’an okumak, mümkünse hatmi şerif indirmek, mealiyle birlikte anlayarak tefekkür edip uygulamaya çalışmak müstehap-sevaplı görülen işlerden.
Ramazan ayı ile açılan Cennet kapıları
Ramazan-ı şerif, rahmet ve mağfiret ayı. Âlemlere rahmet olan Peygamber Efendimiz (SAS) Ramazan ayı girdiğinde cennet kapılarının açılıp cehennem kapılarının kapandığını ve şeytanların bağlandığını (Müslim), inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutan kişinin geçmiş günahlarının bağışlanacağını (Buhârî, Müslim) haber veriyor.
Ramazan-ı şerif, sabır ve ibadet ayı
Ramazan ayı geldiğinde Resûlullah’ın (SAS) mânevî yaşantısında farkedilecek derecede bir değişiklik meydana gelirdi. (Buhârî, “Ṣavm”, 7);
Ramazan ayının ikinci on gününü tamamen ibadete ayırmaya başlamış; Kadir Gecesi’nin Ramazan’ın son on gününde olduğu ağırlık kazanınca itikâflarını bu günlerde yapmaya başlamıştı. (Buhârî, İtikâf, 1)
"Oruç sabrın yarısıdır." (İbn Mâce, Sıyâm 44) hadis-i şerifi ile de orucun insana sabretmeyi öğrettiği anlaşılmakta.
Ramazan-ı şerif, geceleri bereketlendiren bir ay. Hz. Aişe (RA) Validemiz’den rivayetle: “Rasûlullah Ramazan ayında ibâdet husûsunda diğer aylarda görülmeyen bir gayret içerisinde olurdu. Ramazan’ın son on gününde ise kendisini çok daha fazla ibâdete verirdi. Bu günlerde geceyi ihyâ eder, âilesini uyandırır, ibâdet için hazırlıklarını tamamlar ve büyük bir azimle Hakk’a yönelirdi.” (Buhârî, Leyleti’l-Kadr, Müslim, İtikâf)
Ramazan’ın son on günü girince mescitte ayrı bir bölümde itikâfa girer ve Müslümanlara da Ramazan gecelerini ihya etmeyi tavsiye ederdi. (Müslim, “İtikâf”, İbni Mâce, Tirmizî)
Ramazan hayır-hasenat, ikram ve yardımlaşma ayı
Peygamber Efendimiz (SAS) en faziletli ay; manevi bahar mevsiminin incisi Ramazan-ı Şerif’te ibadet ve hayırlarını daha da artırdığı, cömertliğinin doruk noktasına ulaştığı bildiriliyor.
Abdullah ibn-i Abbas (RA)’nin anlattığına göre “Allah Rasûlü (SAS) insanların en cömerdi idi. Ramazan ayında ise cömertliği daha da artardı. Çünkü Cebrâil (AS) her sene Ramazan’da gelir, ayın sonuna kadar beraber olur, Efendimiz ona Kur’ân-ı Kerîm’i arz ederdi. İşte bu günlerde Allah Rasûlü, esen rüzgârlardan daha cömert olurdu.” (Müslim, Fezâil, 50).
Yine Rasûlullah (SAS) Efendimizʼe: “Hangi sadaka ecir bakımından daha büyüktür?” diye sorulduğunda: “Ramazân-ı Şerîf’te verilen sadaka…” cevabını veriyor. (Tirmizî, Zekât) Bu ayda yapılan diğer yardımların da öteki aylara göre daha sevap ve faziletli olduğu bildiriliyor. (Buhârî, Müslim)
“Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlu kadar sevap kazanır. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez.” (Tirmizî, Savm 82)
Bir başka rivayette herkesin bir oruçluyu doyuracak kadar imkân bulamayacağının kendisine arz edilmesi üzerine “Allah Teâlâ, bu sevabı, oruçluyu bir hurma veya bir yudum su yahut bir içim süt ile iftar ettirene de verir” buyuruyor. (İbn Huzeyme, eṣ-Ṣaḥîḥ, Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakī, Şuʿabü’l-îmân, V, 224).
Ramazan Kur’an ile buluşma ve Mukabele ayı
Ramazan-ı şerif, mukabele ayı. İki Cihan Serveri (SAS)’in her sene bu ayda vahiy meleği Cebrâil (AS) ile buluşup inen ayetleri Kur’an-ı Kerim’deki sırası üzerine karşılıklı okudukları, vefatından önceki Ramazân-ı şerîfte Cebrâil (AS) ile artık ayetleri tamamlanmış olan Kur'an-ı Kerim’i iki defa mukabele ettiği biliniyor. (Buhârî, İtikâf, 17)
Ramazan ayında gerek camilerimizde gerek evlerimizde bir araya gelerek okuduğumuz mukabele ve Kur’an hatimleri Cebrail (AS) ile Peygamberimiz arasında yapılan mukabele sünnetini ifa etmekte.
Ramazan-ı şerif, teravih ayı
Rehberimiz (SAS) inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek teravih namazı kılan kişinin geçmiş günahlarının bağışlanacağını bildiriyor. Kendisi (SAS) de gerek toplu halde gerek tek başına bu aya mahsus olan bu ibadeti hiç terk etmiyor. (Buhârî, Müslim) Teravih namazını toplu halde kılmak alimler tarafından sünnet-i kifaye kabul ediliyor.
Ramazan itikaf ayı
Bu ayın son on gününde niyetlenilen itikaf, Peygamber Efendimiz (SAS)’in terk etmediği sünnetlerden: Sünnet-i müekkede. Peygamber Efendimiz (SAS)’in itikaf ibadetine çok önem verdiği, Ramazan orucunun farz kılınmasından itibaren ömrünün sonuna kadar yolculuk halinde bulunduğu bir sene haricinde her Ramazan ayının son on gününde itikâfa girdiği biliniyor. (Ahmed b. Hanbel, Müsned)
Peygamber Efendimiz (SAS) itikâfa giren kimsenin kazancını şöyle ifade ediyor: “O, günahlardan uzak kalır ve kendisine (hayatın içinde) tüm iyilikleri yapan kimse gibi iyilikler yazılır.” (İbn Mâce, Sıyâm, 67) Alimlere göre teravih gibi itikafın de sünnet-i kifaye yönü bulunmakta.
Bu aydaki gizli hazine, Kadir Gecesi
Ramazan-ı şerif bin aydan khayrlı Kadir gecesini içinde gizleyen ay. (Kadr 97/3; Nesâî, “Ṣıyâm”, 5) Ramazân-ı Şerîf’in en müstesnâ gecesi, 82 yıllık khayrlı bir ömre bedel. Mü’minlerin bu en değerli, en bereketli, en mutlu gecesi,“ tanyeri ağarıncaya kadar, (ibadet ehline) bir selam (rahmet ve esenlik).” (Kadr, 97/5).
Ebû Hüreyre (RA)’ten rivayetle: “Kim ki inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir gecesini ibadetle geçirirse kul hakkı hariç geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Terâvîh, 46; Müslim, Müsâfirîn, 175/760)
Rasûlullah (SAS) Kadir gecesini Ramazan’ın son on gününde; özellikle tek gecelerinde aramamızı tavsiye ediyor ((Müslim, İtikâf, 5; Müslim, “Sıyam”, 216)
Ramazan fıtr sadakası ayı
Malî bir ibadet olan fitrenin bu ayın sonunda ve bayramdan önce ödenmesi gerekmekte. (Müslim, “Zekât”, 12;15) Bu ayda yapılan sadaka, zekat, infak gibi diğer yardımlar da öteki aylara göre daha büyük değer kazanmakta. (Buhârî, “Ṣavm”, 7; Müslim, “Feżâʾil”, 50; Tirmizî, “Zekât”, 28).
İbn Abbas (RA)’dan aktarıldığına göre Resûlullah (SAS) fitreyi: “oruç tutanı anlamsız ve çirkin davranışlardan temizlesin, fakirlere de yiyecek bir lokma olsun diye” emrediyor. (Müsned, V, 432).
Ramazan Umresi
Ramazan-ı şerif umrenin Hacc’a denk tutulduğu bir ay. 24 saatlik bir gün içinde seher vaktinin, 7 günlük bir hafta içinde Cuma gününün ayrı bir önemi olduğu gibi, Ramazan ayı da Allah’ın diğer aylara üstün kıldığı kıymetli bir vakit. Cenâb-ı Hak, bazı mekânları da diğer mekânlardan üstün kılıyor. Mescid-i Nebevî’de kılınan namazın, Mescid-i Haram hâriç, diğer yerlerde kılınan namazlardan bin kat daha fazîletli olduğunu haber veriyor. (Buhârî, Müslim, “Ḥac”, İbn Mâce, “Mesâcid”, 1; Tirmizî, “Ṣalât”, 126, Nesâî, “Mesâcid”, 4, 7)
Peygamber Efendimiz (SAS) Kütüb-i Sitte’de yer alan bazı hadisi şeriflerinde "Ramazan ayında yapılan umre, tam bir hac sayılır, yahut da benimle birlikte yapılmış bir haccın yerini tutar." Buyuruyor. (Buhârî, “ʿUmre”, 4; Müslim, “Ḥac”, 221, 222) Böylece bu müstesna mevsimde kutsal mekanlarda yapılan ibadetlerin de ayrı bir kıymeti olduğu vurgulanıyor.
Ramazan-ı şerif oruç, sabır, Kur’an tilaveti, tevbe, umre, mukabele, hayır-hasenat, infak, ikram, iftar, fitre, teravih, itikaf, ve geceleri ihya ile değerlenen bir hazine.
Gündüzleri oruçla, geceleri de ibâdet ve zikirle geçirerek, tevbe ve gözyaşlarıyla kalbin yıkandığı, rahmet ve mağfirete kapı aralayacağı umularak tam anlamıyla kulluğa adanan kıymetli vakitler.
Ramazan ayını layıkıyla dolu dolu geçirerek hata ve günahlarımızın yağmurla yıkanıp temizlenmesini ve bayram sevincine erişmeyi diliyoruz.
Peygamber Efendimiz (SAS)’in sünnetine harfiyen uyarak asıl yurdumuz olan ahirette
“Kişi sevdiğiyle beraberdir” (Buhârî, Edeb 96; Müslim, Birr 165) müjdesine ermeyi umuyoruz.
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.