8 bin yılı aşkındır insanoğluna hayat serüveninde eşlik eden hurma ağacı, anavatanı Arap yarımadasından Akdeniz kıyılarına yayılan, Sümer, Akad, Asur, Mısır medeniyetlerinde değer verilen, bugün halen %90'ı Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da yetiştirilen bir palmiye çeşidi.
Ortalama 60-70 yıl ömür sürerken; derin ve güçlü kökleriyle yeraltı sularını kullanarak çöl vahalarında 100 yılı aşkın süre hayatta kalabiliyor. Suyu ve güneşi seven, 5 yaşında meyve vermeye başlayarak en verimli meyvelerini 30-40 yaşında veren, dişisi ve erkeğiyle yüzlerce çeşidi bulunan bir mübarek ağaç.
Peygamber Efendimiz (SAS.) tarafından devamlı meyve vermesi, çekirdeğine ve sütüne varana kadar nice faydalar barındırması sebebiyle, her daim faydalı işle meşgul olan ve güzel sözler söyleyen inançlı insana/mü’mine benzetiliyor. (Buhârî, “ʿİlim”, 4, “Büyûʿ”, 94, “Eṭʿime”, 42, “Edeb”, 89; Müslim, “Münâfıḳīn”, 63, 64) (Tirmizî, “Tefsîrü’l-Ḳurʾân”, 14/1)
Kur’an-ı Kerim'de hurma
Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın yeryüzünü canlılar için yayıp döşediği; meyveler, hurma ağaçları, yapraklı taneler ve hoş kokulu bitkiler var ettiği bildirilmekte (Rahman, 55/10-12); hurma ağacının güzelliği “birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu, salkımlı ağaçlar” şeklinde tarif edilmekte. (Şuarâ 26/148)
Kur’ân-ı Kerîm’de yirmi üç yerde bahsi geçen hurma; servet ve rızka işaret eden, farklı özellikleri üzerinde düşünüp ibret almaya sevkeden (Bakara 2/266; Ra‘d 13/4; Yâsîn 36/34), kendisinden hem yiyecek hem içecek olarak faydalanılan (Nahl 16/67) Allah’ın hem dünyadaki hem de Cennet’teki nimetlerinden (Rahmân 55/11, 68):
“O bağlı ve bostanlı bahçeleri, tatları çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, (yaprakları ve meyveleri) birbirine benzeyen ve birbirinden farklı zeytin ve narları yaratıp yetiştiren O’dur. (Onlar,) meyve verince meyvesinden yiyin. Toplandığı ve biçildiği günde de, hakkını (öşrünü, zekât ve sadakasını) verin; fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (En’am 6/141)
“Kullara rızık olsun diye, küme küme tomurcuğu olan uzun boylu hurma ağaçları (yetiştirdik). Biz o (su) ile ölü bir memlekete can verdik. İşte (kabirden dirilerek) çıkış da böyledir.” (Kâf, 50/10-11)
“İnsan, yediğine (ibretle) baksın: Şüphesiz ki biz, suyu (yağmuru dilediğimiz kadar) döktükçe döktük. Sonra yeri (bitkileri çıkartmak için) göz göz yardık. Orada tane(ler) bitirdik, üzüm ve yonca(lar), zeytin ve hurma(lar), iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyve(ler), çayır(lar, bitkiler ve sebze)ler yetiştirdik. (Bütün bunlar) sizin ve hayvanlarınızın faydalanması içindir.” (Abese, 80/24-32)
“Yeryüzünde birbiriyle komşu kıtalar, (ve onlarda) üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki (bunların hepsi) bir tek su ile sulanır. Halbuki meyvesinde(ki tat bakımından) onların bir kısmını diğerlerinden üstün tutuyoruz. Doğrusu bunda aklını kullanacak bir toplum için elbette (birçok) âyetler (delil ve ibretler) vardır.“ (Ra’d, 13/4)
Hurmanın farklı kullanım alanları
Peygamber Efendimiz (SAS) bir defasında hastalanan Sa‘d b. Ebû Vakkās’ı hekime göndererek bir ilaç hazırlamasını tavsiye ediyor. Terkibinde hurma ezmesi, süt ve yağ bulunan, karıştırıp pişirerek bulamaç halinde yenen (Ebû Dâvûd, “Ṭıb”, 12) “ferîka” isminde bu yiyecek, yörenin geleneğinde özellikle lohusa hanımlara yedirilmekte.
Hurma hem ağacı hem meyvesiyle Peygamber Efendimiz (SAS)’in ve dostlarının hayatında önemli bir yer tutuyor. Ağacın gövdesi Mescid-i Nebevî’nin ve hâne-i saâdet odalarının yapımında direk, yaprakları tavan örtüsü (Buhârî, “Ṣalât”, 67; Müslim, “Ṣıyâm”, 216), lifleri yaygı dokuma ipliği ve yatak dolgusu (Müslim, “Mesâcid”, 267), yapraksız dalları (asb) Kur’ân-ı Kerîm’in yazılışında malzeme olarak kullanılagelmiş. (Buhârî, “Tefsîr”, 9/20).
Arabistan’da hurma ağacının çeşitli kısımları halk hekimliğinde ateş, yara, iltihaplanma, ödem, bronşit, sinirsel bozukluklar, bilinç kaybı ve bunama gibi çeşitli hastalıklarda kullanılıyor. Hurmanın meyvesi, çekirdeği, yaprakları, çiçek kılıfı, polen taneleri dahil değerlendiriliyor.
Hurma özü, kansızlık, mineral kaybı, soğuk algınlığı, kabızlık ve sarılık tedavisinde ılık içecek; boğaz ağrıları için gargara; yüksek konsantre hurma şurubu sakinleştirici; ve astım bronşit gibi enfeksiyonların ve bulaşıcı hastalıklarda tedaviyi destekliyor. Bu mübarek ağacın meyve çekirdeklerinden yapraklarına ve palmiye özüne kadar gıda, takviye, ilaç, kozmetik alanında çeşitli faydaları araştırılmaya devam ediyor.
Yetiştiği coğrafyanın temel besin maddelerinden olan hurma, lezzetli ve doyurucu. Peygamber Efendimiz (SAS) içinde kuru hurma (temr) bulunan hâne halkının aç kalmayacağını buyuruyor. (Müslim, “Eşribe”, 152).
Bir günde iki öğün yemek yedikleri takdirde bunlardan birinin mutlaka hurma olduğu (Buhârî, “Riḳāḳ”, 17); taze hurmayı bazan kavun-karpuz, salatalık-acur gibi taze sebzelerle yedikleri biliniyor. (Ebû Dâvûd, “Eṭʿime”, 44; Buhârî, “Eṭʿime”, 39, 45, 47, “Edeb”, 89, “Ṭıb”, 52, 56; Tirmizî, “Eṭʿime”, 36, Müslim, “Eşribe”, 147, İbn Mâce, “Eṭʿime”, 37)
Ramazan orucunu hurma veya su ile açmak Peygamber Efendimiz (SAS)’in sünneti seniyyesinden. (Ebû Dâvûd, “Ṣavm”, 21; Tırmizi, Camius-Sahih, 697)
“Biriniz orucunu açacağı zaman hurma ile açsın; çünkü hurma bereketlidir. Eğer hurma bulamazsa orucunu su ile açsın; çünkü su temizdir.”(Tirmizî, Zekât 26.) buyurduğu gibi ayrıca kışın hurma ile yazın da su ile orucunu açtığı da belirtilmekte. (Tirmizî, Savm 10).