İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
İkindi16:57 Akşam20:07 Yatsı21:40 İmsak04:15 Güneş05:54 İşrak06:34 Öğle13:06
Hava - Hava durumuÇok Bulutlu 15°C Nem %83
Türkçe
22 Şevval 1445 1 Mayıs 2024 Çarşamba
22 Şevval 1445
Öğle
13:06
İkindi
16:57
Akşam
20:07
Yatsı
21:40
İmsak
04:15
Güneş
05:54
İşrak
06:34
Giriş Yap

Hz. LUT (A.S.)

02.04.2024    |

Sedum

İbrahim (As.) devrinde idi. Komşu ülke Sedum’da bir halk türedi. Bu halk inançsızdı, ahlâksızdı. Geçmiş milletlerde görülmeyen yeni bir ahlâksızlık içine yuvarlanmıştı. Bu iğrenç ahlâksızlık türünde daha da ileri gitmeyi âdetâ görev biliyorlardı. Engel olmak isteyenleri de susturuyorlardı, susturmuşlardı. Ahlâksızlıkları, iğrençti; eşleri kadınları bırakır erkeklere giderlerdi. Bu kötü ahlâksızlığa “Livata” denirdi. İffet, namus, hayâ unutulmuş, toplumda “değer” adına hiç bir şey bırakmamıştı.

Lût’un (As.) Nitelikleri

Lut (As.) sapıklığın, ahlâksızlığın, edepsizliğin en âdisinin yaygın olduğu Sedum halkına peygamber olarak gönderildi. Lût (As.), İbrahim’in (As.) yeğeni idi. İlk defa Hz. İbrahim’e inanmış olan kişiydi. (Ankebut 29/26)

İlim ve hikmet sahibiydi. (Enbiya 21/74) Rahmete erenlerdendi, iyilerdendi. (Enbiya 21/75 ) Üstün ve seçkinlerdendi. Kur’ân’da hakkında şöyle dendi:

“İsmail’i, el–Yesa’ı, Yûnus’u, Lut’u –ki hepsini dünyalara üstün kıldık– doğru yola eriştirdik.” (En’am 6/86)

Mücadelesi

Lut (As.) peygamberlik görevine başladı. Kur’ân Lut’un (As.) göreve başlayışını şöyle anlattı: “Kardeşleri Lut onlara, “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş, güvenilir bir peygamberim. Artık Allah’dan korkun. Ve bana itaat edin!... Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim âlemlerin Rabbine aittir” dedi.” (Şuarâ 26/161-164 )

Sedum halkı Lut’u (As.) hemen yalanladı. Çağrısına uymadı. Lut (As.) yalanlamalarından yılmadı. Görevini yapmaktan bir an için olsun, geri durmadı. Yaptıklarını yüzlerine vurdu, işlerinin fenalığını duyurdu. “Dünyalarda hiç kimsenin sizden önce yapmadığı bir hayasızlığı mı yapıyorsunuz? Doğrusu çok aşırı giden azgın bir milletsiniz. Rabbinizin sizin için yarattığı eşleri bırakıp da insanlar arasında erkeklere mi yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz azmış bir milletsiniz!. Hâlâ erkeklere gidecek, yol kesecek ve toplantınızda edepsizlik yapıp duracak mısınız? Göz göre göre bir hayasızlık mı yapıyorsunuz? Evet; Siz cahil bir milletsiniz.” (A’raf 7/80-81)

Lut (As.) ne yapmıştı? Erkeğe kadın muamelesi yapan Sedum halkını Allah’a, dine, imana, ahlâka çağırmıştı.

Namusluluk Suçu

Her türlü insanî sınırları aşmış bu halk, bu çağrıyı nasıl karşılardı? Nasıl anlardı? Anlamadılar. Kendilerine hakaret saydılar. Lut ailesini hemen ülkelerinden kovmaya kalktılar. Şöyle bir gerekçe buldular, konuştular: “Onları kasabanızdan çıkarın! Güya bunlar temiz kalmaya uğraşan insanlarmış.” (A’raf 7/82)

Temiz kalmak, namuslu yaşamak, iffetli olmak böyle yaşamayanlara göre suçtu. Sedum halkı da böyle düşündü: Lut’un (As.) yaşayışı ve çağrısı suçtu. Aralarında konuştular, karar aldılar, kararlarını Lut’a (As.) şöyle du yurdular: “–Ey Lut! Bu sözlerinden vazgeçmezsen mutlaka kovulacaksın!” (Şuarâ 26/167)

Lut (As.) peygamberdi. Kötüleri uyarmaktan, kötülüğü kınamaktan nasıl vazgeçerdi? Bu ona Allah’ın verdiği bir görevdi. Kovulma tehdidine şöyle cevap verdi: “–Doğrusu ben sizin yaptıklarınıza buğuz edenlerdenim.” (Şuarâ 26/168 )

Lut (As.), Sedum halkını ahlâksızlıktan ve inançsızlıktan kurtarmak için çalıştı. Uyanmadılar, inanmadılar. Allah’ın azabıyla tehdit etti, (Kâmer 54/36 ) korkmadılar; “Doğru sözlü isen bize Allah’ın azabını getir!” (Ankebut 29/29) diye cevapladılar. Sapıklıktan dönmeye yanaşmadılar. Lut (As.) gördü ki, Sedum halkı azap istemekle azgınlıklarını son haddine vardırdılar, azaba müstehak oldular.

Lut (As.) Rabbine sığındı, O’ndan yardım istedi: “Rabbim! Bozgunculara karşı bana yardım et! (Ankebut 29/30 )

Rabbim! Beni ve ailemi bunların elinden kurtar” dedi. (Şuarâ 26 / 169)

Lut’un (As.) bu duası, peygamberlik görevinin son noktasıydı.

Azap Haberi

Allah’ın dostu İbrahim (As.) henüz hayatta idi. Allah, İbrahim’e (As.) melek gönderdi. Melekler İbrahim’e (As.) İshak’ı müjdeledi. İbrahim (As.) üsteledi; “–“Ey elçiler! göreviniz nedir?” dedi. (Zâriyât51/31)

Melekler cevap verdi: –Biz günahkâr bir millete gönderildik. Üzerlerine çamurdan taşlar atmak için... Ki, o taşlar, Rabbinin katında haddi aşanlar için damgalanmışlardır. (Zâriyât51/32-34)

Biz bu kasaba halkını yok edeceğiz. Çünkü oranın halkı zâlim kimselerdir.” (Ankebut 29/31)  İbrahim (As.), Lut’un (As.) milletinin helâk olacağını duyunca, meleklerle mücadeleye girişti (Hûd 11/ 74 )  ve dedi: “–Ama, onların içinde Lut da var?” (Ankebut 29/32)

Melekler dediler; “–Ey İbrahim, bu mücadeleden vazgeç! Doğrusu Rabbinin emri gelmiştir. Onlara şüphesiz, geri çevrilmeyecek bir azap gelmektedir.” (Hûd 11/76 )

“Biz orada kimlerin bulunduğunu çok iyi biliriz. Onu ve geride kalanlardan olacak karısı dışında ailesini kurtaracağız.” (Ankebut 29/32; Hicr 15/58-59 ) “Karısının geride kalanlardan olmasını gerekli bulduk.” (Hicr 15/60)

İki Kadından Biri

Lut’un (As.) karısı, peygamber kocasına îmanda ihanet etmiş iki kadından biri idi. İman, gerçekten hidayet işiydi. Nuh’un (As.) karısının düştüğü inançsızlık batağına Lut’un (As.) eşi de düşmüştü. Her an yanında bulunan ilâhî ışıktan yararlanamamıştı. Nuh ve Lut (aleyhimesselâm) peygamber olmalarına rağmen eşlerini helâk olmaktan kurtaramamışlardı. Çünkü kurtuluş; soya, sopa, akrabalığa değil, imana dayalı idi. Elçi melekler İbrahim’in (As.) yanından ayrıldılar. Sedum’a vardılar. Lut’u (As.) buldular. Ona misafir oldular. “Elçilerimiz Lut’a gelince, onun fenasına gitti. Çok sıkıldı. “Bu çetin bir gündür!” dedi.” Niçin çetindi? Gelenler kimdi? Lut (As.) bilmiyordu. Ama hepsi gençti, güzeldi, erkekti.

Zaten mil eti de böyle kişileri ele geçirmek isterdi. Şimdi ise, evde bir grup genç erkek vardı. Lut’un (As.) endişesi bundandı. Bir de başka nokta vardı. Lut (As.) onu şöyle açıkladı: “Doğrusu siz tanınmamış kimselersiniz.” (Hicr 15/62) Sedumlular haber aldı. Sevindiler. Koşarak geldiler. Kötü fiillerini yerine getirmek için bunu iyi bir fırsat bildiler. Evin etrafını çevirdiler. Lut; “–Bunlar benim konuklarımdır. Onlara karşı beni mahcup etmeyin. Allah’dan korkun. Beni rezil etmeyin.” (Hicr 15/68-69)  İçinizde aklı başında kimse yok mudur?” dedi. (Hud 11/78) Cevap verdiler;

“–Biz seni âlemin işine karışmaktan men etmemiş miydik?” (Hicr 15/70) diye tehdit ettiler, direndiler. Lut (As.) konuklarını korumak, halkı kötülükten vazgeçirmek için içlerinden isteyene kızlarıyla evlenmeyi teklif etti. Zaten daha önce kızlarını bazıları istemişti.33 “–Alacaksanız işte benim kızlarım.34 Onlar sizin için daha temizdir.” Sedumlular, kudurmuştu. Gözlerini ve akıllarını şehvet bürümüştü. “(Habibim!) Senin hayatına andolsun ki onlar sarhoşluklar içinde azgın bir haldeydiler.” (Hicr 15/72 ) Bu idraksizlikle Lut’a (As.) şöyle dediler; “–Andolsun ki, senin kızlarınla bir işimiz olmadığını biliyorsun. Doğrusu ne istediğimizin farkındasın.” (Hûd 11/79)  Lut (As.) elindeki imkânları kullanmıştı. Fakat halkı dağıtamamıştı. Misafirlerine kötülük yapacakları korkusu içini iyice sarmıştı. Çaresiz kalmıştı. “Keşki size yetecek bir kuvvetim olsa, ya da sağlam bir yere sığınsam dedi.” (Hûd 11/80 ) Bu noktaya kadar olanlara seyirci kalan elçi melekler, Lut’un (As.) peygamberlere ait “zelle” denen hatâya düşecek derecede bunaldığını görünce, duruma müdahale ettiler. Melek olduklarını, görevlerini söylediler. “Ey Lut! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana ilişemeyecekler. (Hûd 11/81) Biz sana sadece şüphe edip durdukları azabı getirdik. Sana gerçekle geldik. Biz doğru söylemekteyiz. (Hicr 15/63)

Korkma ve üzülme! Doğrusu biz seni ve geride kalacaklardan olan karının dışında aileni kurtaracağız. Bu kasaba halkına yaptıkları yolsuzluklardan ötürü gökten elbette bir azap indireceğiz” dediler. (Ankebut 29/33-34)

“Artık geceleyin bir ara aileni yola çıkar. Sen de arkalarından git. Hiçbiriniz arkaya bakmasın. Emrolunduğunuz yere doğru yürüyün.” (Hicr 15/64-65)

“Karının dışında kimse geri kalmasın. Doğrusu onların başına gelen onun da başına gelecektir. Va’desi gün doğana kadardır. Gün doğması yakın değil mi? dediler.” (Hûd 11/81)

Sabah yakındı. Evin etrafını sarmış olan halk sabırsızdı. Azgındı. Hücum ettiler. “Andolsun ki, Lut’un konukları olan melekleri elde etmeye kalkıştılar. Bunun üzerine gözlerini kör ettik. Azabımı ve uyarmalarımı dinleme menin sonunu tadın dedik.” (Kamer 54/37)

Lut (As.) yola çıktı. Yolda şu vahyi aldı: “Böylece Lut’a bunların sonlarının kesilmiş olarak sabahı edeceklerini bildirdik.” (Hicr 15/66)

Helâk

“Andolsun ki sabah, erken, önü alınmaz bir azap başlarına geldi. Biz de üzerlerine taş yağdıran bir rüzgâr gönderdik. (Kamer 54/34, 38) “Tan yeri ağarırken çığlık onları yakalayıverdi. Memleketlerini alt–üst ettik, üzerlerine sert taş yağdırdık.” (Hicr 15/73-74) “Buyruğumuz gelince oraların altını üstüne getirdik; üzerine de Rab binin katından işaretli olarak yığın yığın sert taş yağdırdık.

Bu taşlar zâlimlerden hiç bir zaman uzak olmayacaktır.” (Hûd 11/82-83) “Üzerlerine taş yağmuru yağdırdık. İşte bak, azabla korkutulanların azabı ne kötüdür!” (Şuarâ 26 /173; en-Neml 27/58; el-A’raf 7/84)

“Geride kalanları hep helâk ettik.” (Şuarâ 26/171) Sedum halkı, inançsızlıklarının; ahlâksızlıklarının cezasını bulmuştu. İnanmayanlar bir kez daha helâk olmuştu.

Kurtuluş

 Lut (As.) ve bağlıları helâktan kurtulmuştu. Zaten ilâhî kanun buydu; inanmayan helâk olur, inanan kurtulurdu. “Bunun üzerine Lut’u ve taraftarlarını kurtardık.” (A’raf 7/83. Bk. Şuarâ 26/170; Neml 27/57; Saffat 37/134)

“Lut’un taraftarlarını katımızdan bir rahmet olarak seher vakti kurtardık. Şükredene işte böyle mükâfât veririz.” (Kamer 54/34-35) Lut (a.s.) ve taraftarları kurtulmuşlardı. Fakat ne kadarlardı? “Bunun üzerine suçlu milletin arasında bulunan mü’minleri çıkardık. Zaten orada kendini Allah’a vermiş bir tek ev halkı bulduk.” (Zâriyât51/35-36)

Uzun yıllar süren tevhid mücadelesinin sonu, kahrolan bir toplum; kurtulan bir ev halkı... Sadece bir ev halkı!... O da bir noksandı... Çünkü, helâk olanlara karışmıştı iki kızın anaları!... Bu milletin yaşadığı topraklar, Kur’ân’da alt–üst olan memleket anlamına “el–mü’tefikât” diye tanımlandı. “O şehirler, işlek yollar üzerinde hâlâ durmaktadır. Bunda inananlar için ibret vardır.” (-Hicr 15/77-78)

“Can yakıcı azabtan korkanlar için o beldede bir işâret bıraktık.” (Zâriyât 51/37. İşaret: “taş yığını veya kokulu su “Lut gölü” ya da “azap” haberleridir.” Bkz: Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, VI, 4539.

İbret!...

İşaret!..

Lut milletinden geriye kalan iki kelime!...

Lut (As.) iki kızıyla birlikte İbrahim’in (As.) yanına vardı. Bundan sonraki hayatı Kur’ân’da yer almadı.

Sallallahu aleyhi ve sellem

­
Kabe
Canlı Yayın
Şuan canlı Yayın
Canlı Yayın
AKRA CANLI
 / 
close icon close icon
AKRA CANLI
Canlı Yayın
Canlı Yayın Add Icon volume up
 / 
Canlı Yayın
fast rewind
fast forward
Playlist
Bu özelliği kullanabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir
  
Fikrini Paylaş
TAAHHÜTNAME

Hazırlamış olduğum ve sitenize gönderdiğim/ teslim ettiğim, tamamen orjinal ve bana ait olan, projemin/görüntü veya kaydımın, AKRA MEDİA tarafından kendisine ait kablolu/karasal/uydu, şifreli/şifresiz, free/paralı TV, video, DVD, VCD,VHS ,radyo, kaset, sinema ve sair mevcut yada ortaya çıkacak her türlü İşaret, ses ve /veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve tüm internet siteleri ve sosyal medya platformlarında yayınlamasına, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, işleme hakkı ve temsil hakkının kullanılmasına süresiz olarak müsaade ediyorum.

Projemin/görüntü veya kaydımın, bant, CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player, dijital kayıt vb. tüm yollarla kayıt, çoğaltma ve dağıtım haklarını, bilişim veya iletişim ortamında görüntülenmesini, iletilmesini, okunmasını, izlenmesini, dinlenmesini vb. interaktif veya normal CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player vb. şekilde basılarak veya ses kayıtlarının metin haline getirilip kitap olarak piyasaya sunulmasını sağlayacak her türlü materyal üzerine kaydı ile çoğaltılması, kullanılması, işlenmesi, yeniden ve genişletilmiş şekilde sesli, yazılı ya da görüntülü yayın haklarını, bu suretle de çoğaltılarak kullanılması, dağıtılması, pazarlanması vb. fikri, mali ve manevi haklarımın tamamını, programda gerekli görülen değişiklikleri yapma haklarımı bila bedel olacak şekilde, AKRA.MEDİA sitesine ve bu site'nin yetkilisi ve sahiplerine devir ve temlik ettiğimi, beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Şehir Seçin
Close