Yılda sadece bir ay Rabbimizin emriyle, alıştığımızdan farklı bir düzene geçiyoruz. Genellikle iftar sahur şeklinde yemeklerimizi iki öğüne indirip, ibadetlerimizi ise teravih namazı ile artırarak maddi manevi arınma fırsatına erişmiş oluyoruz.
Değişen beslenme düzeniyle birlikte gündelik yaşamı ve bu arada egzersiz yapmayı nasıl sürdürebiliriz?
Uzm. Dr. Nalan Soydaş Engin, oruç ve egzersiz ile ilgili şu bilgileri aktarıyor:
“Orucun bilinen ve bilinmeyen birçok hikmetleri vardır, her birey nasibince kazanır, tıpkı basit bir yemek eyleminde olduğu gibi... Ayakta atıştırmak, karnını doyurmak, ziyafet çekmek veya bilinçli farkındalıkla yemek yemek vs. Bunların hepsinde mideye bir şeyler gitmesine rağmen, kişinin yemekten istifadesi farklı farklı olur.
Fiziksel aktivite sağlıklı yaşamın olmazsa olmaz bir parçasıdır. Kişinin her gün en az yarım saat orta derecede (hafif terleyecek şekilde) hareket yapmasının, kas gücünü ve kemik sağlığını korumak için şart olduğu belirtilmekte.
Aç iken fiziksel aktivite veya egzersiz yapmanın ciddi ek yararları vardır ki bunları öğrenen kişi oruçta uykuda kalmayı tercih etmez.
Yemek yediğimizde, sistemlerimiz yiyeceklerin yolculuğu, sindirilmesi, yakılması (metabolize olması), enerji açığa çıkması, ihtiyacı olan dokulara bu maddelerin iletilmesi, ihtiyaç fazlasının depolanması ile meşgul oluyorken, aç iken alınacak kaliteli bir uykuda onarım faaliyetlerinin ön plana geçtiğini gösteriyor çalışmalar.”
Peki aç iken fiziksel aktiviteye, yani işimize gücümüze devam edersek kendimize zarar mı veririz?
Dr. Engin, “Hayır” diyerek şöyle devam ediyor:
“Bilakis vücut yağlarının yakılması, kilo vermek, açlık ve tokluk hormonlarının yeniden aslına uygun işlev görür hale gelmesi(reset), diğer hormonların da salınım ve etkilerinde optimizasyon yani iyileşme elde ederiz.
Aktif bir yaşam tarzına devam ediyorken oruç tutarsak kas ermesi, hatta kemik erimesi yaşamıyorken, açlığa miskinliği katarsak bu konularda kayıplar yaşıyoruz.”
Engin şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Açken egzersiz yapılınca, vücutta NAD adlı bir sistem aktifleşmekte, bu da bağışıklık sistemini aktive etmekte. Günümüzde pek çok popüler olmuş, sosyal medyada öne çıkmış uygulamalar yerine, kontrollü açlık esnasında yapılan kontrollü egzersiz ile bağışıklık sistemini kuvvetlendirme amacı sağlanmakta.
Demek ki ‘ağır iş yapıyorum, sürekli koşturmak zorundayım’ gibi bahanelerle kendimize acımayı bırakıp, oruç tutuyorken yaşamın içinde ve aktif kalmaya gayret edeceğiz ki Rabbimizin hazinelerinden gelen maddi manevi nimetlerden payımıza düşeni alabilelim.”
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.