Singapur’da, sünnetin ihyası için her Ramazan ayının son günü, Bayram gecesinde toplu iftar ve dua merasimi düzenleniyor.
Bu geceye Arapça kökenli Malayca’ya yerleşmiş tabirle “Lailatul Ijazah” yani “İcazet/ödül gecesi” ismi veriliyor.
İftar vakti yaklaşınca herkes evinden bir çeşit ikram ile merasimin yapıldığı gençlik kulübü merkezine geliyor. Hurma ve su ile oruçlar açıldıktan sonra toplu halde kılınan akşam namazının ardından iftar sofralarında buluşuluyor.
İftardan sonra günün anlam ve önemine yönelik verilen kısa sohbetin ardından yatsı namazı kılınıyor.
Teravih namazının olmadığı bu gecede şu hadîsi şerifteki müjdeye ermek üzere bir araya geliniyor:
Peygamber Efendimiz (SAS) buyuruyor ki:“Ramazan bayramı gecesini ve Kurban Bayramı gecesini sevâbını Allah’tan umarak ihya edenin kalbi, kalblerin öldüğü günde ölmez.” (İbn Mâce, Sıyam, 68)
Kısa bir Kuran tilavetinin ardından tevbe istiğfar getiriliyor, toplu halde yapılan dualara amin deniliyor, yöresel ahenkle kasideler okunuyor ve salavatı şerifeler getiriliyor.
Bütün Ramazan ayı boyunca vakit ve teravih namazlarının ardından yerli tabirle “Bilal” denilen müezzinin sözlerini tekraren okunduğu gibi bugün de toplu halde 3 er defa aynı dua okunuyor:
“Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve enne Muhammeden rasûlullâh. Estağfirullâhellezî lâ ilâhe illâ hüvel hayyel qayyûme ve etûbu ileyh. Allâhümme innî es-elükel cenneh. Ve eûzü bike minennâr.”
“Ben şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur. Ve yine şehadet ederim ki, Muhammed aleyhisselam Onun kulu ve resulüdür. Kendisinden başka hiç bir ilah olmayan, Hayy ve Kayyûm olan Allah’tan mağfiret dilerim ve O’na tevbe ederim. Allah’ım Cennetini isterim ve Cehennemden sana sığınırım.” (İbnü Huzeyme, es-Sahîh, es-Sıyâm:8, rakam: 1887, 3/191-192; el-Beyhakî, Fezâilü’l-evkât, rakam:27, sh:146-148; Şu’abü’l-îmân, rakam:3336, 5/223-224)
Ardından Hz. Aişe (RA) Validemiz’den rivayet edilen, Kadir gecesine denk gelince okunması sünnet olan şu dua da müezzinin ardından gözyaşları eşliğinde 3 er defa okunuyor:
"Allahım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni bağışla!” (Tirmizî, Daavât 84. Ayrıca bk. İbni Mâce, Dua 5)
Sözleri dua, tevbe, nat, münacaat ve salavatlardan oluşan, çoğu hadislerden derlenmiş Arapça ilahi ve kasideler okunuyor.
Yörede meşhur olan, teravih namazlarının 8. ya da 20. rekatının ardından her gün okunan kasidelerden biri 16. Yüzyılda yaşamış Hadramevt asıllı Sufi bir alim olan Abdullah bin Alawi el-Haddad'a atfedilen “Ya Tevvab” kasidesi. Arapça kasidenin nakarat kısmı şöyle:
يا تواب تب علينا
وارحمنا وانظر إلينا
Yâ Tevvâb Tub aleynâ
Verhamnâ venzur ileynâ
Ey tevbeleri kabul eden, tevbelerimizi kabul eyle. (2)
Bizlere merhamet et ve lütfunla nazar eyle (2)
قد گفانی علم ربی ، من سؤالی واختباري
فدعائی وابتهالی ، شاهد لی بافتقاری
Gad kefânî ‘ilmu rabbî min suâlî vekhtiyârî
Fe duâî vebtihâlî şâhidün lî biftikarî
Rabbimin ilmi bütün sorularıma ve arzularıma kafidir
Benim dualarım ve yakarışım, acziyetime şahittir
Ya Tevvab kasidesine kimi zaman eşlik eden kimi zaman yalnızca okunan diğer bir meşhur kaside ise “Ya Erhamerrahimin”:
يا أرحم الراحمين
فرج على المسلمين
Ya Erhamer Rahimin (3)
Ferric alel Müslimin
Ey merhametlilerin en merhametlisi (3)
Müslümanların yardımına yetiş
Ya Rabbena Ya Kerim Ya Rabbena Ya Rahim
Ental Cevadul Halim ve ente ni’mel Mu’inYa
Ey Kerim olan Rabbimiz, ey Rahim olan Rabbimiz
Hilm ile dolusun Sen, yardımcıların en Yardımcısı Sensin
Ve Malena Rabbena sivake Ya Hasbena
Ya Zel Ula vel Ğina ve Ya Kavi Ya Metin
Mevlamız, Tek Rabbimiz, ancak Sana Bağlıyız
En Yüce ve En Ala, En Kavi ve Metin Sensin
Ve leyse nercu sivak fe edrik İlahi darak
Gablel fena vel Halak Ya Ummu dünya ve din
Yalnız sana sığınıyoruz, bize ulaş ve bizi gözet
Fena bulmadan ve helak olmadan önce, dini ve dünyayı kuşat
Bi cahi Taha-r Rasul cud Rabbena bil kabul
Ve heblana külle sul Rabbi istecibli amin
Taha ve Resul hürmetine, bize kabul lütfet,
Ve her istediğimizi ver, Rabbim icabet et Amin.
Son olarak sünnet üzere bayramın gelişi şerefine tekbirler getiriliyor.
اَللّٰهُ اَكْبَرُ اَللّٰهُ اَكْبَرُ لۤا اِلٰهَ اِلاَّ اللّٰهُ وَاللّٰهُ اَكْبَرُ اَللّٰهُ اَكْبَرُ وَلِلّٰهِ الْحَمْدُ
“Allahu ekber Allahu ekber. Lâ ilâhe İllâllahu vallahu ekber. Allahu ekber ve lillâhil hamd.” Şeklinde
“Allah her şeyden yücedir, Allah her şeyden yücedir. Allah’tan başka ilâh yoktur, Allah her şeyden yücedir. Allah her şeyden yücedir, hamd sadece O’na mahsustur.” anlamına gelen teşrik tekbirlerine (Şafi alimlerden Şirbini’ye göre) müstehap olan şu dua ve zikir sözleri de ilave ediliyor:
“Lâ ilâhe illallāhü vallahü ekber Allāhüekber ve lillâhi’l-hamd;
Allāhüekber kebîren ve’l-hamdü lillâhi kesîren ve sübhânallāhi bükraten ve asîlâ”,
“Lâ ilâhe illallāhü ve lâ na‘büdü illâ iyyâhü muhlisîne lehü’d-dîne ve lev kerihe’l-kâfirûn;
Lâ ilâhe illallāhü vahdeh sadaka va‘deh ve nasara abdeh ve hezeme’l-ahzâbe vahdeh;
Lâ ilâhe illallāhü vallāhü ekber”
Programın bitişinde yöresel terennümle getirilen salavatı şerifeler eşliğinde ayağa kalkarak halka oluşturan katılımcılar, birbirleriyle selamlaşıyor.
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.