Küçük bir şehir devleti olan Singapur'un gıda arzı, adanın sınırlı kaynakları nedeniyle önemli bir gündem maddesi. Ülkenin yalnızca %1’i tarım arazisi olarak kullanılabiliyor ve gıdanın yüzde 90'ından fazlası şu anda ithal ediliyor.
Yakın zamanda dünya çapında gıda tedarik zinciri, yerli ve milli üretim imkanları daha önemli bir hale geldi ve tüketici gıda fiyatları artmaya devam ediyor. Mesela 2022’de Singapur’un tavuk arzının üçte birinden fazlasını oluşturan Malezya, tavuk ihracatını yasakladı. Bu da tavuk tedarikçileri için daha yüksek maliyetlere ve bazı risklere yol açtı.
Hükümet, uzun vadede Singapur'un gıda kaynaklarını güvence altına almak için sürekli çözüm arayışında. Ülkenin gıda ajansı "üç gıda sepeti" stratejisiyle Singapur'un gıda kaynaklarını çeşitlendirmeyi, yerel gıda kaynaklarını güçlendirmeyi ve yurtdışında arazi kiralayarak gıda yetiştirmeyi hedefliyor. Bu kapsamda Singapur’un Avustralya, Endonezya, Çin gibi ülkelerde tarım arazileri ve çiftlikleri bulunuyor. Yalnızca Avustralya’da Singapur’a ait araziler ülke toprağının 20 katı kadar büyüklükte.
Ülkede market raflarında yerli ve pestisitsiz olarak pazarlanan yeşil yapraklı sebzeler, dar alanda çok katlı seralarda topraksız tarımla üretilen inovasyon ürünleri. Kümes hayvanları ve yumurtaları da çok katlı çiftliklerde yetiştirilmekte.
Singapur Gıda Ajansı, Nisan 2023’te cırcır böceği, ipekböceği ve çekirge gibi 16 böcek türünün Singapur'da gıda kaynağı olarak kullanımına yeşil ışık yaktı.
Araştırmacılar böceklerden elde edilen protein barlar üzerinde çalışıyor. ancak toplumda gıda güvenliğiyle ilgili endişeler yüksek. Zira geleneksel yolla elde edilmeyen, güvenli kullanım geçmişi bulunmayan yeni-biyoteknolojik maddeler sözkonusu.
Ürünler çoğunlukla standart bitki proteinleri kullanılarak yapılıyor ancak "soya leghemoglobini" gibi daha önce değerlendirilmeyen kısımlar, normalde gıdalarda bulunmayan kimyasallar ve hücre ortamları da işin içine giriyor.