İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
Güneş07:09 İşrak07:46 Öğle12:55 İkindi16:00 Akşam18:33 Yatsı19:52 İmsak05:44
Hava - Hava durumuAçık 14°C Nem %88
Türkçe
11 Rebi'ül-ahir 1446 14 Ekim 2024 Pazartesi
11 Rebi'ül-ahir 1446
İMSAK GÜNEŞ İŞRAK ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI
05:44 07:09 07:46 12:55 16:00 18:33 19:52
Giriş Yap

Geleneksel Anadolu Evleri

08.09.2024    |

Anadolu'daki geleneksel Türk evleri, bahçesinden kapı tokmağına kadar tüm özellikleriyle birer zarafet örneği.

Toplumları toplum yaparak o toplumu kendisi kılan, sahip olduğu değerleri, gelenekleri, inançları, kültürü ve yaşam biçimidir. 

Bu değerleri geleneklerde ve kültürde bulmak mümkün olduğu gibi mimari de insan eliyle vücut bulan ama insanı yeniden inşa eden niteliği ile bir milletin kimliğine dair her şeyi bir çırpıda gözler önüne serer.

Evlerimiz bizim kendimizle, ailemizle, diğer insanlarla, çevreyle ilişki biçimlerimizi gösteren somut bir örnektir. Onun malzeme seçiminde bile hikmetli bir tercih vardır.

Devlet binaları yahut camiler, medreseler, okullar, hanlar, kervansaraylar kültürümüzde hep taştandır zira bir kalıcılık, ebedilik niyeti ile inşa edilmişlerdir.

İnsan ömrü ise kısadır; ömrün kısalığını daima hatırda tutma biliciyle evlerimiz ahşaptır. Yokluktan değil yani, ahirete hazırlıktan ve tevazudan.

Mütevazı ahşap evlerimizin birbirlerinin manzaralarını kapatmayacak şekilde konumlandırılması, ev içi mahremiyetinin gözetiliyor olması, her evin küçük de olsa bir bahçesinin olması, duvarlara iliştirilen özenle işlenmiş kuş evleri, kendine özgü mesajlar içeren kapı tokmaklarının kullanılması ve örneklerini çoğaltabileceğimiz tüm ayrıntılar Türk evlerinin insana ve çevreye olan özeninin bir göstergesidir.

Toplumsal olarak bir arada bulunmaya, dayanışmaya, muhabbete verdiğimiz değer sebebiyle eve çok misafir gelir, geleneksel Osmanlı evleri de buna göre harem ve selamlıktan müteşekkildir.

Evlerimizin iki kapısı vardır ve misafirler birbirlerini hiç görmeden baş odaya alınırlar. Selâmlıklar, yola daha yakın ve konukların rahat ulaşabilecekleri yerlere yapılmıştır. Harem daireleri ise sokaktan görünmeyecek şekilde geride bahçe içinde inşa edilmişlerdir. Bahçe duvarları da yüksek ve içeriyi göstermeyecek biçimdedir. Ev eğer iki katlıysa ilk katta depo, ahır, samanlık gibi bölümler vardır ve bu içe dönük mimari tasarım evin hanımının mahremiyet ihtiyacı çerçevesinde şekillenmiştir. 

Mahremiyet anlayışı çerçevesinde ortaya çıkan bir diğer önemli tasarım da döner dolaplardır. Bu tasarım eve gelen erkek misafirlere yapılacak ikramın mahremiyet kuralları içerisinde gerçekleştirilmesine imkân tanımaktadır. Bir merkez etrafında dönebilen raf sistemi iki taraftan kapaklı bir dolap içerisindedir. Bu sayede evin hanımı hazırladığı ikramı bir taraftan rafa koyar ve çevirir, diğer odadaki ev sahibi ise bu ikramı alır ve misafirlere servis eder. 

Odalar arası ilişkilerin sağlandığı bütün kapıların kendisine açıldığı sofa Türk Evi’nin en önemli karakteristiklerinden biridir. Sofalar bir sirkülasyon alanı olmakla birlikte aynı zamanda bir oturma ve toplanma alanıdır. Bu ev modelinde kimsenin yapayalnız ve aileden kopuk olması ihtimali yoktur.

Oda bir ev fonksiyonlarının neredeyse hepsini bünyesinde barındırmaktaydı. Adeta ayrı bir “ev” gibiydi. Bu nedenle, odanın da mahremiyeti önemli bir konuma geliyordu. Sofadan odaya doğrudan girilmez, oda girişinin içeriden kontrol edilebilmesi sağlanırdı. Odaya giriş çoğunlukla iki bölümden oluşur ve iki kez yön değiştirilerek yapılırdı. Bu sayede içeriye giren kişi ilk bakışta odayı tam olarak göremez ve odada bulunanlar da hazırlıklarını yaparak geleni karşılayabilirlerdi.