Her Ramazan-ı şerifte, yepyeni bir bilinçle orucumuzu tutarız. Üç ayların ve on bir ayın sultanının getirdiği düzene uymakta ilkin bazılarımız zorlanabilir. Aç kalmak, susuz kalmak, alıştığımız yeme içme düzenini değiştirmek, çoğunlukla uykuda olduğumuz saatlerde uyanıp sahur yapmak ilk etapta zor gelebilir.
Her ne kadar Ramazan sonrası sağlığımıza olumlu etkilerini fark etsek de oruç tutabilmek en başta sağlığımızın yerinde olmasına bağlıdır. Bunu sağlamak için bazı önlemlerle yeme-içme, uyku-uyanıklık döngümüzü yeni düzenimize uyumlu hale getirebiliriz.
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Suna Medin Nacar, akra.media takipçileri için, Ramazanda biyolojik ritmimizi ve uyku sağlığımızı korumaya dair ipuçlarına da yer veriyor.
1. Gündüzleri çalışmak, geceleri uyumak
Tüm canlılarda olduğu gibi bizim de biyoritmimiz var. 24 saatlik bir döngü içindeki bu biyolojik ritim, sirkadiyen ritimdir. Göz retinamıza düşen güneş ışınları buradaki alıcıları etkileyerek beynimizdeki ilgili sinirlerin uyarılmasını sağlar. Sonrasında melatonin ve büyüme faktörü gibi süreçler, uyku-uyanıklık döngüsü gibi bilinç düzeyi değişiklikleri, öğrenme ve hafıza süreçleri düzenlenir.
2. 22.00-04.00 saatleri arasında uyumak
Melatonin salınımı, güneş ışığının azalıp karanlığın başlamasından sonra artar, gece en üst düzeye çıkar, uykuya dalmamızı kolaylaştırır, sabaha doğru, güneş doğmadan önce keskin bir düşüşle uyanmamızı kolaylaştırır.
Uykusuzlukla geçen süre uzadığında, beslenme ve metabolizmada, bağışıklık sisteminde, vücut ısısı kontrolünde, düzenleyici sistemlerde bozulmalar gözlenir. Bu ritmin korunmasında bize düşen mümkün olduğunca gündüz-gece geçişine uygun uyku-uyanıklık döngüsünü koruyabilmektir.
Keza Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerim’de Furkan Suresi 47. Ayeti kerimede “O (Allah) ki geceyi sizin (sükunetiniz) için bir örtü, uykuyu bir dinlenme yapan, gündüzü de (çalışmak için) yeniden kalkış (ve yayılış vakti) kılandır.” buyrularak insan tabiatına uygun uyku vaktine bizzat Vareden tarafından işaret edilmekte.
3. Kişiye özgü uyku evrelerimizi keşfetmek
Uyku durumunda, NREM uyku dönemi, REM uyku dönemi adı verilen uyku evreleri mevcuttur. Kişiden kişiye, yaşa ve diğer etkenlere göre bu süre 90–120 dakika olarak değişebilir, bu döngüler gece boyu 4-6 kez tekrarlanır. Bazen kısa süre uyusak da uyandığımızda kendimizi dinç hissetmemizin nedeninin bu döngünün tamamlandığı anlarda uyanmamız olduğu düşünülmekte.
4. Uyku döngülerimizi tamamlayarak sahura kalkmak
Vücut ısısındaki düşme, kalp hızı, solunum sayısında azalma gibi bazı fizyolojik değişiklikler; erişkinlerde hücre yenilenmesi ve onarımında hızlanma, fiziksel dinlenme derin uyku evresinde gerçekleşir. Çocuklarda ise özellikle söz konusu NREM uykusunun 3 ve 4. döneminde büyüme hormonunun salgılandığı görülmekte; adeta ‘uyusun da büyüsün’ ninnisi doğrulanmaktadır.
Seher vaktinde dinç olmak; güneşin doğuşunu, tabiatın uyanışını, kuşların, bitkilerin, bizimle birlikte dünyada yaşayan tüm diğer canlıların, önceden çok da farkına varamadığımız hayatlarına dahil olmamızı, gönlümüzde, zihnimizde yeni pencerelerin, ufukların, hissedişlerin açılmasını sağlayabilir.
5. Gündüz tazelenme; kaylule uykusundan faydalanmak
Yalnızca üç aylarda değil tüm mevsimlerde sağlıklı bir uyku; uyku ritmini korumak, uyku hijyeni oluşturmak, hareket ve beslenme alışkanlıklarını düzenlemekle mümkün. Melatonin salınımının gerçekleştiği gece uykusu kadar kıymetli başka bir zaman dilimi de şartlara göre uykuya ayrılabilir. Gün içinde güneşin tam tepede olduğu dakikaların ardından melatonin salgısından faydalanmak için 20 dakika ile 45 dakika arası tazelenme uykusu uyunabilir.
Peygamber Efendimiz SAS de “Gündüz orucu için sahur yemeğinden ve gece ibadetine kalkmak için "kaylûle"den yararlanın"(İbn Mâce, Savm, 22) buyurmakta ve bu vaktin öğle namazının hemen arkasından geldiğini belirtmektedir. (Buhâri, Cuma, 40).
Böylece her günkü tekrarlarla sıradan hale gelen hayatımıza yeniden tüm kıymetiyle odaklanabilmek; Ramazan’ın getirdiği düzene uyum göstermek mümkün.
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.